BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  ÇALIŞMA HAYATI

'Bir daha işyerine gelme' sözü kovulma sayıldı! Yargıtay tazminata karar verdi

İhlas Haber Ajansı
İhlas Haber Ajansı

Yargıtay, izin alamadığı halde işten çıkmak isteyen kişiye 'bir daha eş yerine gelme' lafını kovma beyanı saydı. Söz konusu olayı yaşayan işçi tüm tazminat haklarını almaya hak kazandı.

Abone ol

Tam beş senedir çalıştığı şirketten kız kardeşinin doğumu için bir kaç saat izin isteyen işçi ısrar edince, "Bir daha işyerine gelme" denildi. İşten kovulan işçi, tazminat talebi karşılanmayınca soluğu iş mahkemesinde aldı.

Davacı işçi iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız, nedensiz ve bildirimsiz olarak sonlandırıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsilini talep etti. Davalı şirket sahibi davacı hakkında devamsızlık tutanağı tutulduğunu, davacının her hangi bir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istedi.

İş mahkemesi davanın kısmen kabulüne karar verdi. Karar davalı şirket avukatı tarafından temyiz edilince devreye Yargıtay 9. Hukuk dairesi girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay 9. Hukuk dairesi işçiye, "Bir daha gelme" demenin fesih sayılacağına hükmetti. Kararda şu ifadelere yer verildi:

"Davacının iş yerinde çalıştığı sırada kardeşinin doğuma alındığı bilgisi üzerine işverenden işten erken çıkmak için izin talep ettiği anlaşılmıştır. İş yerinde bulunan yetkili kişinin iki saat sonra çıkabileceğini belirttiği, davacının hemen çıkma talebini tekrarlaması üzerine, 'Sen bilirsin o zaman bir daha gelme' denilerek iş yerinden çıkarıldığı anlaşılmaktadır. 4857 sayılı iş kanununun 2/4. maddesine göre işveren vekilinin işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işverenin sorumlu olduğu kurala bağlanmış olup davalı işverenin olay sonrasında işyeri yetkilisinin eyleminin kabul görmediğini gösterir şekilde işçinin işe derhal başlaması için çağrıda bulunmadığı ortadadır. İşverenin iş yerini sevk ve idare eden yetkili kişi konumundaki çalışanın eylemini benimsemiş olduğu kabul edilmelidir. Nitekim davacı işçi ihtarname keşide ederek ihbar ve kıdem tazminatı talep etmiş, davalı işveren daha sonra düzenlediği ihtarnameyle iş sözleşmesinin feshedilmediğini belirtmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin mazerete dayanan bir kaç saatlik izin talebinin karşılanmaması üzerine yine de erken çıkmak istediğini açıklayınca bir daha iş yerine gelmemesi gerektiği söylenerek iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmakla, davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmelidir. Mahkemece her iki tazminat isteğinin de kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir."