BIST 9.640
DOLAR 34,64
EURO 36,59
ALTIN 2.935,08
HABER /  GÜNCEL

Bir daha doğsaydı Kürt olmayacaktı!

Önceki gece haraç kavgası sırasında kaza kurşunuyla can veren Selin Dindar sağlığında "Bir daha doğsam Kürt olmak istemezdim" demişti...

Abone ol

İNTERNETHABER

"Mardin'de sorgulamalar günlerce sürdü. Tabutların içine dikili bir şekilde
kıpırdamadan duruyorduk. Aklınıza gelebilecek her türlü işkenceyi gördüm. Ama Diyarbakır'a geçince asıl “cehennem”i orada yaşadım. 100 kişilik koğuşta her gün 60'ın üzerinde marş söylüyorduk. Tabii dayak eşliğinde. Sonra beton avludaki lağım kapağı açılıyordu ve her birimiz baş aşağı o lağıma sokuluyorduk. Düşünün artık. Dudağımdaki yaraları görüyorsunuz copu yatay olarak bastırıyorlardı, dudak yırtılsın diye, nitekim yırtılırdı. Porselen copu ısırtırlar sonra tekme atarlar. Dişler copa geçiyordu ve dişlerle birlikte copu geri çekiyorlardı. Bir gün bir hemşerime tebessüm ettim diye elime 5 cm'lik çivi çaktılar. Postalla eze eze çaktılar, bak izi burada."

Bu sözler önceki gece bir haraç kavgası sırasında kör kurşunla can veren Selim Dindar'a ait. Dün toprağa verilen Selim Dindar, geçtiğimiz Mayıs ayında Sabah'tan Balçiçek Pamir'e 'cehennem' dediği Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadığı insanlık dışı muameleyi tüm ayrıntılarına kadar anlatmıştı.

HATIRLADIKÇA HAYATTAN KOPUYORDU...

Önde gelen Kürt siyasetçilerden Şerafettin Elçi'nin yeğeni olan Selim Dindar, 1981'de girdiği Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadığı korkunç işkenceyi "Hatırladıkçı hayattan kopuyorum" diye anlatmış, birkaç ay önce de "Bir daha doğsam Kürt olmak istemezdim" demişti.

AHMET ALTAN'DAN HÜZÜNLÜ VEDA YAZISI

Selim Dindar'la son karşılaşmasını bugünkü köşesinde yazan Ahmet Altan'ın satırları da aynı zamanda bir veda yazısıydı:

Son karşılaştığımızda gelecekle ilgili hayallerini, ümitlerini anlatmıştı.
Gelecek...
Artık onun için gelecek yoktu.
(...)
Birileri kavga etmişler, kavga edenlerden biri Selim'in de olduğu lokale sığınmış, silahlı zorbalar sığınan adamın teslim edilmesini isteyince içerdekiler bunu reddetmiş, katiller de içerdekilerin hepsini tarayıp Selim'i beyninden vurmuşlar...
Abisi,. "kardeşim kör kurşuna kurban gitti" demişti.
(...)
Çok uzaklardan ağlayan  genç bir kadın sesi, "Selim Abi'yi vurdular abi, kime ne kötülüğümüz var bizim" diyor.
Konuşabilsen, "kimseye bir kötülüğünüz yok kızım" diyeceksin "kimseye bir kötülüğünüz yok".
Ama her zaman konuşamıyorsun.
Var olmayanın kumsalındasın şimdi.
Giden biriyle vedalaşıyorsun.
Diyebilsen "affet bizi" diyeceksin.
Affet bizi oğlum, affet bizi yaptıklarımız için...