BIST 9.678
DOLAR 34,65
EURO 36,43
ALTIN 2.953,16

Bir çürük ipliğe hülyâ dizmeyin!..

R.Tayyip Erdoğan sadece R.Tayyip Erdoğan değil. Tıpkı Abdülhamit'in sadece Abdülhamit olmadığı gibi..Son pişmanlık fayda etmediği gibi..

Onu devirmek için her yolu deneyenlerin tükenmeyen hırslarının arkasındaki güçleri bilmeyen yok!

Peki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasındaki güç kim?

‘SENİ ABDÜLHAMİT’İN YALNIZLIĞINA TERKETMEYECEĞİZ ’ diyerek daha gür bir sesle haykırmaya başlayan millet…

Çünkü Türk milleti uyandı…

Artık tarihinde nelerin olup bittiğini çok iyi hatırlıyor…

İşte yükselen o söz, bir uyanışın simgesi…

Son yıllarda artan Abdülhamit sevgisi işte bundandır!

Abdülhamit’in yalnız bırakılıp tahtan indirilmesinin ders olduğu gerçeğini millet daha iyi anlamıştır…

Keza Menderes’in yalnızlık içerisinde idam edilişinin nedenlerini bugün millet daha iyi gördüğü için Menderes her zamankinden daha gür bir sesle hayırla yad edilmektedir…

‘Sözde Meşrutiyeti’ korumak adına Ermeni’si, Rum’u, Sırp’ı, Yahudi’sini alarak Selanik’ten İstanbul’a başlatılan yürüyüş karşısında yalnız bırakılan Sultan Abdülhamit’in tahtan indirilişi çok şey alıp götürmüştür..

Koca Osmanlı’nın sonu oldu!..

Aslında kaybeden Abdülhamit değil bu büyük millet oldu!..

Son pişmanlık fayda etmedi…

Abdülhamit'in tahtan indirilirken yalnız bırakılması, sonrasında büyük pişmanlık yaşanmasına neden oldu...

Öyle ki!

1918’de vefat ettikten sonra onu divan yolundaki türbesine defnederken “Bizi bırakıp nereye gidiyorsun Ulu Hakan?” diyerek ağıt yakanlara şahit olundu…

Kendisine karşı en çirkin ve şiddetli muhalefeti göstermiş bulunanlar bile, zamanla ve arkasından hislerini pişmanlık sözleri ile ortaya koydular…

II. Abdülhamit’e en şiddetli eleştirileri getiren İttihatçıların önemli isimlerinden Rıza Tevfik’in pişmanlığını ortaya koyduğu şu mısralar tarihe not olarak düştü

Bakın ne diyordu…

İyi okuyun…

*

Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?
Feryâdım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör milletin bak günahına.

Târihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca Sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsîPadişâhına.

“Pâdişah hem zâlim, hem deli” dedik,

İhtilâle kıyam etmeli dedik;

Şeytan ne dediyse, biz “beli” dedik;
Çalıştık fitnenin intibahına. 

Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına. '

Sözün bittiği cümleler değil mi?

Duygulanmamak mümkün mü?

O gün son pişmanlık fayda etmiyordu tabi ki!

Ama tarihi bir ders yaşanıyordu...

İşte o gün yaşananlar bugünler için ders oluyor.. 

*

O nedenle!

Bugün milletin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Seni Abdülhamit’in yalnızlığına terk etmeyeceğiz’ diye haykırışı, tarihten ders almanın belgesi değil de nedir?

Çünkü son pişmanlığın hiçbir fayda etmediğini görüyor…

Abdülhamit’in tahtan indirilmesi ile koca Osmanlı’nın nasıl çöktüğünü, Cumhuriyet döneminde Adnan Menderes’in bütün ülkenin gözü önünde idam edilmesinin Türkiye’yi nasıl geri götürdüğünü millet şimdi daha iyi görüyor…

Yani Türkiye sadece gelişip büyümüyor…

Millet aydınlanma dönemi de yaşıyor…

İşte bu yüzden bugün  Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 'SENİ ABDÜLHAMİT’İN YALNIZLIĞINA BIRAKMAYACAĞIZ’diyen millet var...

24 Haziran işte budur!..

Bırakın ülkemiz içeresindeki  Erdogğan düşmanlığı yapanları bir kenara  küresel güçlerin  her birinin Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı yapmasının ‘Ne zaman gidecek’ diye beklemesi  24 Haziran seçimlerinin Türkiye’nin bekası, istikbali ve bağımsızlığı içinde önemli olduğunu göstermiyor mu?

Bir düşünün CHP ile SP’yi bile Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek için  bir araya getirip ittifak yaptıran odaklar var.

*

O nedenle oyun yine büyük…

Hedef Recep Tayyip Erdoğan değil Türkiye’dir..

Bazıları ‘Recep Tayyip Erdoğan’dan önce Türkiye’nin bu kadar düşmanı yoktu’ diye eleştiri getiriyor ya…

İşte asıl mesele de  bu ya!..

Çünkü Recep Tayyip Erdoğan’dan önce o düşmanlar Türkiye’yi istedikleri gibi kullanıyor, istediklerini yaptırıyorlardı…

Yani düşmanlıklarına gerek yoktu!

O nedenle Recep Tayyip Erdoğan’ın yalnız bırakılması,  Türkiye’nin yalnız bırakılması demek olacaktır…

Son pişmanlığın fayda getirmediğini Abdülhamit ile yaşadı bu millet...

Yalnız bırakılıp tahtan indirilişinden sonra dönemin Nadimlerinden biri olan Süleyman Nazif’in şu hislerini hiç unutmayalım…

‘Kaç zamandır gelmemişken yâda biz;
İşte geldik Sen’den istimdada biz;
Hasret olduk eski istibdada biz!..’

Batı ve ABD’nin parolası şudur;

‘Erdoğan düşerse  Türkiye düşer' Abdülhamit düşünce  Osmanlı'nın düşmesi gibi...

O nedenle Recep Tayyip Erdoğan’ın sadece Recep Tayyip Erdoğan olmadığını  artık iyi görmek gerekir…

Gördük yaşadık!..

Recep Tayyip Erdoğan demek;

Ülkesinin bekası,ülkesinin gelişmesi, ülkesinin kendi ayakları üzerinde durması,ülkesinin Allah'tan başka kimsenin karşısında  eğmemesi ülkesinin mazlumların gür sesi olması demek!..

Hangisi olmadı!..

Elinizi vicdanınıza koyun.

Hayal denilenler bir,bir gerçek olmadı mı?

Erbakan hocanın hayallerini öğrencisi Erdoğgn gerçekleştirmiyor mu?

‘Bu ülkenin geleceği bir lidere mi bağlı?’ diyenler var ya!

Evet!

Bir lider; bir millet  için çok şey demektir!

Tarih boyunca  hep yaşadık gördük!..

Yaşananları görüyoruz !..

Derim ki;

'MİLLETİN ADAMI ' varken;

BİR ÇÜRÜK İPLİĞE HÜLYA DİZMEYİN!