Bir başarı hikayesi…
Sayın Özışık’ın dediği gibi; internethaber’i başarıya götüren; azim/inanç/heyecan her daim katlanarak devam edecek, sevenlerinin dualarıyla…
İnternethaber’in 13 yıl önce doğuşunu kaleme alan Medya Grup Başkanı; Gazeteci/Yazar Süleyman Özışık, başarının hiç kolay kazanılmadığını ve hiçbir şeyin asla tesadüf olmadığını, duruşu/kararlığı/değer yargılarını/heyecanı parçalamadan/yitirmeden nasıl ayakta kalındığını, o kendine özgü üslubuyla çok güzel anlatmış…
Sizlerde okumalısınız bu başarı hikayesini…
Başarı hikayelerinde, daima ama daima ortak bir nokta vardır.
Yılmamak!
EN EN büyük kural belki de budur…
Azimle/hırsla/çok çalışarak/kendini geliştirerek ve kulakları tıkayarak,hedefe kitlenmek.
Nietzsche der ki; Ne denli yükselirsek, uçmak bilmeyenlere o denli küçük görünürüz.
Riziko al(a)mayanlar, idealist ruh taşımayanlar, korkaklar, tembeller, sadece paraya tapanlar, başarının nirvanasını yaşayamazlar.
Para eşittir başarı değildir. .
Başarıyı yakalamaya çalışırken, değerlerden ödün vermemek, dürüst kalabilmek, erdemli olabilmek, ve yılmamak…
İşte Sayın Özışık yazısında bunları çok güzel anlatmış.
Yazıyı okurken, cümlelerde canla/başla, başarıyı yakalamanın verdiği gururun görüntüsünün tablosunu bir ressam olsa da çizse derim ben…
Okumaya devam ederken bi yerde duygusallaştım…
Hüzün… ama tatlı bi hüzün hissettim…
Aynen şöyle ifade etmiş;
28 Şubat sürecinin açlığa mahkum ettiği ağabeyimin hayata tutunabilmek için son bir umutla hamle yaptığı o gün...
"Kiralayalım mı Süleyman? Ne diyorsun kiralayalım mı şu daireyi? Çok tedirginim yahu... Ya batarsak" dediği o gün...
O günü asla unutmadım/unutmadık.
Avucunun içinde nemlenmiş 350 dolar, titreyen bir el… Onu da bir arkadaşımdan almışız borç olarak…
Batarsak dediği şey, "Ya bu aldığımız parayı da ödeyemezse
Ya arkadaşına mahcup olursak" korkusundan başka birşey değil.
"Hepi/topu 350 dolar" ve bir "Bismillah..."
O "Bismillah" bizi bugünlere kadar getirdi!
İlk günlerde sadece 15 kişi, 15 sadık dost gibi yanımızdaydı okur olarak..
O 15 kişi 150 kişi oldu sonra…Sonra daha da arttı 1500 kişi oldu…
Suya atılan bir taşın oluşturduğu küçük dalgacık kadar etkimiz olduğunda sevinçten çıldırdığımızı hatırlıyorum.
İşte İnternethaber’in sıfır noktası ve bugün geldiği nokta…
Söyledim ya başarı hikayelerini çok severim…
Bakınız;
Bundan birkaç ay önce Alman kanalı ZDF’de, Almanya’da ‘’Müthiş bir Türk’’ olarak tanınan, yoksulluktan servete uzanan yaşam öyküsü izledim.
‘’Almanya’da dahi geldiğimiz köyden daha kötü şartlarda yaşıyorduk’’ diyen günümüzün milyarder işadamı, okula giderken, defteri/kalemi mağazalardan çaldığını dahi itiraf ediyor.
Avrupa’da; ‘’Motivasyon Bombası’’ denilen işadamı, ‘’Beni motive eden, çocukluğumdan kalan acı kırıntılar’’ diye ekliyor verdiği röportajda.
Bugün hatırı sayılır bir serveti olan ve kendi gibi açlık ve sefalet içinde olanlara yardım elini daima uzatan bu ‘’Müthiş Türk’’ için, bakın bir yakını ne diyor;
‘’Almanya’da fabrikada dokuz saat çalışırdı…O günlerde ek iş olarak kozmetik ürün tanıtımı yapıyordu. Öyle çalışkan ve hırslıydı ki; bastırdığı kartvizitleri, yol kenarında trafiğin bol olduğu yerlerde ayak üstü herkese dağıtmaya çalışırdı.
Nietzsche der ki; ‘’Yokluk büyük varlıktır azizim, yeter ki fark edebilesin’’
İşte gerçek başarının sırrı sayın okuyan…
Hayal etmek/çalışmak/hırs/ideoloji/istikrar/ödün vermemek…
Bunun dışında salt maddiyata dayanan gücü asla başarı olarak addetmiyoruz öyle değil mi?
Sayın Özışık’ın dediği gibi; internethaber’i başarıya götüren; azim/inanç/heyecan her daim katlanarak devam edecek, sevenlerinin dualarıyla…
İyi ki doğmuşsun İnternethaber.