BIST 9.368
DOLAR 34,48
EURO 36,32
ALTIN 2.956,97

Bir asırı devirdik... Türkiye Cumhuriyeti 101 yaşında

İngiltere başta olmak emperyalist devletlerin en fazla 2 yıl ömür biçtiği Türkiye Cumhuriyeti, bugün bir asrı devirdi, 101. yılı kutluyoruz. Kutlu Olsun…
Nice nice 101’lere!

28 Ekim 1923 günü Gazi Mustafa Kemal’in bir akşam yemeğinde, o tarihi sözü söylediği; “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dediği gündeyiz.
İşte o gün … PKK’lı teröristlerin TUSAŞ’a yönelik saldırısında 5 şehit verdik. Bu hain saldırı bir kez daha gösterdi ki tam bağımsız ve laik bir Cumhuriyet, emperyalizme karşı verilen savaşın anahtarıdır. Hepimiz sarsıldık bu hain saldırıyla. Terörün ve teröristlerin amacı da bu zaten. Ulus bilincini zedelemek, kaygı ve korku iklimini oluşturarak ulusal birlik ve beraberliği bozmak. Yapılan bu eylemler sisteme cumhuriyete olan güvenini sarsmayı amaçlar. Cumhuriyetse tam tersi, terör ve teröristlerin bu amaçlarına karşı fırsat sunar.

Dolayısıyla cumhuriyetimizin 101. yılını daha da coşkulu kutlayarak, bir olarak, birlik olarak terörün amacına ulaşmasına izin vermemeliyiz. 
Cumhuriyet, 101 yıllık barışın simgesi olmalıdır.
Laik ve çağdaş yapımız, akılcı temeller İslam coğrafyasına doğru örnek olmaktadır.

Halkın egemen olduğu bir sistem cumhuriyetin kazanımıdır.
Hiçbir idare halksız olmaz. Halkın gücünün üstünde de bir irade olamaz.
Halkın iradesinin tek egemen irade olarak tanındığı rejim cumhuriyettir.
Osmanlı’nın son dönemlerinde halkın iradesi zayıflamış, 1909’daki Anayasa değişikliğinden sonra, ciddi bir meşruti irade, monarşi uygulanmıştır.
Halkın seçtiği üyeler meclise gelmiş, çok partili bir düzene geçilmişti. 
Halkın iradesi ne saltanatın başında ne de sonlarında ‘kayıtsız’ ve ‘şartsız’ olmamıştır. Cumhuriyetin yaptığı en büyük reform halkın idareye olan katılımının önünü açmak olmuştur.

Osmanlı bize bu topraklara çok şey katmıştır. Cumhuriyet halk iradesini ve Egemenliğin kayıtsız ve şartsız milletin olduğu ilkesini miras bırakmıştır.
Cumhuriyetin en büyük kazanımlarından biri de kuruluş felsefesidir. Milli olmak ama aynı zamanda evrensel değerlere saygılı olmak, laik olmak, demokrat olmak.
Cumhuriyet hür düşünce, akılcılık ve bilimle daha da güçlenerek yol alacaktır.
Cumhuriyette; barışçıl politikalar üretmek, sanata, sanatçıya değer vermek, ekonomik kalkınmayı gerçekleştirerek, zenginlik ve refaha ulaşma hedefi vardır.

Kadınlara her konuda eşit hak tanıma vardır.
1930’da doğum izni düzenlendi.
1933’te kız çocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü kuruldu.
1933’te Köy Kanunu'nda değişiklik yapılarak kadınlara köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclisine seçilme hakları verildi.

1934’te Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı.
1926 yılında Medeni Kanun’un kabulü ve medeni haklarda hiçbir ayrım gözetilmeden kadın ve erkek, Türk vatandaşı olarak eşit sayıldı. Miras ve mülkiyet hakları bakımından eşitlik getirildi. Kanunun en esaslı bölümü tek kadınla evli olma ilkesinin kabul edilmesidir. Boşanmada kadına da söz hakkı tanındı. Tüm bu haklar cumhuriyet kazanımlarıdır.
Cumhuriyet ileliebet!
‘Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.’ 

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, terörün bitirilmesi ve PKK konusunda tarihi bir çağrıda bulundu.
Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse ‘umut hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın” dedi.

Bu çağrı Türk milliyetçiliğinin siyasi temsilcisi olan bir parti ve o partinin liderinden Sayın Bahçeli’den gelmesi çok da etkili oldu.
Bahçeli’nin bu çıkışı sonrasında, DEM Parti’nin grup toplantısında Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları, konuşma metnini yeniden hazırlayarak Bahçeli’nin önerisini destekleyen bir konuşma yaptı.

Sonrasında olanlar oldu.
TUSAŞ’a PKK tarafından kanlı bir saldırı gerçekleştirildi.
Eli kanlı katiller ordusu PKK’nın saldırısı,
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun Meclis kürsüsünden urgan atması,

Sayın Bahçeli’ye geri adım attıramadı.
Türk-Kürt kardeşliği üzerine derin bir konuşma yapan MHP Lideri; “Türklerle Kürtler bin yıllık bir ortak din, ortak tarih ve ortak coğrafya sonucunda maddi ve manevi bakımlardan birleşmişlerdir. Bugün ise ortak düşmanlar ve ortak tehlikeler karşısında bulunuyorlar. Bu tehlikelerden ancak ortak bir kararlılıkla kurtulabilirler. O halde büyük bir inançla diyebiliriz ki Türkler ile Kürtlerin birbirini sevmesi her iki taraf için hem dini hem de siyasi bir farzdır. Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir” dedi.

Siyaset sorumluluk almayı gerektirir. Meclis çatısı altındaki tüm partiler gerekli sorumluluğu almak ve bu yükü paylaşmak durumundadır.
DEM Parti bundan böyle PKK’nın taleplerini meclise taşıyan değil, sürece katkı sağlayan olmak durumundadır.
Aldığı nefesi Kandil’e borçlu olanlar siyaseten güçlenemez cılız sesler olarak kalmaya devam ederler.
Hani sizin lideriniz Apo’ydu ya… Ne oldu ne değişti ki?

Anahtar Partisi A Planı Olur mu?

2023 seçimleri öncesi Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceğini açıkladıktan sonra İYİ Parti’den istifa eden Sayın Yavuz Ağıralioğlu, uzun süredir çalışmalarını sürdürdüğü partisini kurdu.

Kısa adı A Parti olan Anahtar Parti’yi kuran Ağıralioğlu, partisini Ankara ATO Congressium salonunda yapılan toplantıyla tanıttı.

Sayın Ağıralioğlu, ülkenin zor bir dönemden geçtiğine işaret ederek, "Milletimiz zordadır, bölge zordadır, güvenliğimiz zordadır, ekmeğimiz zordadır, üretenlerimiz zordadır; yoğun bir sığınmacı yükü altındayız neslimiz zordadır" dedi.

Partisinin isim tercihinin kendisine ait olduğunu vurguladı.

Yavuz Ağıralioğlu, "Kelime, kavram yorgunu olmuş memlekette, mukaddes kavramların tüketildiği 22 yıllık dönemde bu kadar kavram yoğunluğunun olduğu bir ülkede biz de kendimizi yük etmeyelim milletimize. Alfabenin ilk harfinden başlayalım dedim, yeniden başlayalım dedim” diye konuştu.

Milliyetçi partiler arasında nasıl bir farkındalık oluşturacak,

Toplumun siyasi anlamdaki buhranına çözüm üretebilecek mi?

Gerçek manada muhalefet yapacak mı?

Sayın Ağıralioğlu yılların birikimini siyasi sermayeye çevirebilecek mi?

Tüm gelişmeler zamana gebe…

Vatana millete hayırlı uğurlu olsun.