Tayyip Erdoğan'ın Fransız Ticaret Derneği'nce The Marmara Oteli'nde düzenlenen katıldığı yemekte Erol Aksoy ve Ali Dağlı'nın bulunması bir anda dikkatleri çok çekti....
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan,Türk-Fransız Ticaret Derneği'nce The Marmara Oteli'nde düzenlenen yemeğe katıldı. Yemekte konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin son 2 yıl içinde büyük bir değişim rüzgarını arkasına alarak, dünyada yıldızı parlayan ülkelerden biri haline geldiğini söyledi. Türk-Fransız işadamlarının yer aldığı yemekli toplantıda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından el konulan İktisat Bankası'nın eski sahibi Erol Aksoy'un da bulunması dikkat çekti. Toplantıya ayrıca, Aksoy'un da arkadaşı olan avukat Yağız Ali Dağlı da katıldı. Dağlı, Uzan Grubu'nun TMSF tarafından satışa konulan Skorsky helikopter, Frequency isimli yat ve şarapları satın alan kişi olarak dikkatleri çekmişti. Erol Aksoy, eşi İnci Aksoy ile katıldığı yemekte gazeteci Mehmet Ali Birand'ın masasına oturdu. Törene ayrıca, Fransız Senatör Robert Del Picghia ve Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Paul Poudade'in yanı sıra, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen de katıldı. Yemekte bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülkelerden biri olduğuna işaret ederek, enflasyonda, dış ticarette, turizmde, mili gelir artışında, yabancı sermayenin ülkeye girişinde muazzam bir devinim yaşandığını kaydetti. Demokratik hayata yaptıkları yatırımların semeresini, ilk önce ekonomik alanda vermeye başladığını belirten Erdoğan, yapılan reformların, Avrupa'da "sessiz devrim" olarak nitelendirildiğini kaydetti. 17 Aralık'ta müzakere kararını beklediklerini belirten Erdoğan, "Burada da duygusal davranamayız. Ama devlet adamlığının da kendine yakışan bir ciddiyetinin olduğunu bugüne kadar edindiğimiz tecrübelerle, bugüne kadar gördüklerimizle, yakın siyasi tarihi incelediğimizde bunu görüyor, bunu biliyor, bunu böyle anlıyoruz" diye konuştu. Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmenin bilinci içinde son 2 yılı geçirdiklerini, yasa ve anayasa değişikliklerini iktidarı ve muhalefetiyle birlikte gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "En son aşamada bize 6 tane yasa değişikliğini söylediler. Onları da hallettik ve Verheugen'e 'Artık var mı başka bir şey' dedik. Tüm dünya basınının önünde şu ifadeyi kullandı; 'Artık masa üzerinde herhangi bir şey kalmadı'. Masanın üzerinde herhangi bir şey kalmadığına göre bundan sonra gereğini 25 AB üyesi ülkenin yapması lazım. O da nedir? Birincisi, Türkiye'ye koşulsuz tam üyelik hedefinin belirlenmesi, bunun 17 Aralık'ta ifade edilmesidir. İkincisi, ikinci bir karara gerek kalmaksızın Türkiye'yle müzakere sürecinin başlatılmasıdır. Üçüncüsü ise Kopenhag siyasi kriterlerinin içinde yer almayan yeni bir siyasi kriteri bizim önümüze getirmemeleridir. Bunu niye söylüyorum. Maç başladı 1963'te, bugüne geldik. Maçın içerisinde oyun kuralları değişmez ki. Maçı yapıyoruz. Maç esnasında şu kadar kusurlu hareketten birini yaparsan penaltıydı ama değişti. Penaltı eskiden şöyle oluyordu ama şimdi şöyle olursa olacak. Bu olmaz, bunun devlet ciddiyetiyle bağdaşır yanı yoktur." Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yemeğe katılan işadamlarının sorularını yanıtladı. Davetliler arasında yer alan bir Fransız avukat, "Kamu davalarında çoğu zaman, istenmeyen sonuçlar meydana geliyor. TMSF'de yaşanan sıkıntılar gibi. Bununla ilgili daha sağlıklı yasalar çıkarılacak mı. Bu yasa daha sağlıklı zeminlere oturtulacak mı" şeklinde bir soru sordu. Başbakan Erdoğan da soruyu, "Biz bu sorunları kademeli olarak aşıyoruz. Aşmaya da devam edeceğiz. Gönlünüz rahat olsun" şeklinde yanıtladı.