BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Bir ailenin hayatını alt üst eden karar

Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) sınavı sonucu Adanalı Eroğlu ailesinin hayatını altüst etti.

Abone ol

Adana'nın Kozan ilçesinde yaşayan Handan Eroğlu (34), 2008 yılında girdiği Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) aldığı 86.717 puan sonucunda Adana'nın Tufanbeyli ilçesindeki devlet hastanesi'nde, 4/B sözleşmeli statüsünde laboratuvar teknikeri olarak çalışmaya başladı.

Kozan ilçesinden, Tufanbeyli ilçesine çalışmaya giden Eroğlu, KPSS sonucuna göre kadrolu eleman alınacağını duyunca, ÖSYM'ye başvurdu.

Devlet Personel Başkanlığı bazı kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarına 1. yerleştirme sonucuna göre 4 Haziran 2010 günü Eroğlu, ilk tercihi olan DSİ Mardin Bölge Müdürlüğü'ne tekniker olarak atamasının yapıldığını öğrendi.

Büyük bir mutluluk yaşayan Eroğlu, yeni görev yapacağı yer için ailesiyle birlikte hazırlıklara başladı, Mardin'in Midyat ilçesine yerleşti. Ancak Eroğlu, atamasının yapılması için başvurduğu DSİ Genel Müdürlüğü'nden gelen yazı ile yıkıldı.

KODLAR DEĞİŞTİ

ÖSYM'nin yerleştirme sonucunda kadro için Eroğlu'nun DSİ Genel Müdürlüğü kurumuna yerleştirildiği belirtilen yazıda, şunlar yer aldı:

''Teslim ettiğiniz diplomanın tetkikinde, Çukurova Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu'nun tıbbı laboratuvar bölümü mezunu olduğunuz anlaşılmıştır. Bu durumda teknik hizmetler sınıfında yer alan tekniker kadrosuna atamanızın yapılması konusunda tereddüt hasıl olduğundan Devlet Personel Başkanlığı'ndan görüş istendi. 14 Temmuz 2010 günü alınan yazıda, YÖK Başkanlığı'nın 25 Haziran 2010 tarihli görüşünde 'Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulları'ndan mezun olanların diplomalarında sağlık teknikeri unvanı yazıldığını, tıbbı laboratuvar programının teknik programlar bünyesinde yer aldığını ve mezunlarına sağlık unvanı verildiği belirtilerek, laboratuvar ve tıbbı laboratuvar programlarının aynı kod altından çıkarılarak, Nitelik Kod Kılavuzu'nda ayrı ayrı yer almasının uygun olduğuna' karar verildiği bildirildiğinden atamanız yapılamayarak dilekçeniz iade edilmiştir.''

Eroğlu'nun, 4 Haziran 2010 günü ÖSYM tarafından 3023 koduyla DSİ Mardin Bölge Müdürlüğü'ne yerleştirilmesine rağmen, 25 Haziran 2010 günü Nitelikli Kod Kılavuzu'nda yapılan değişiklikten dolayı ataması yapılamadı.

-''AİLECE YENİ BİR DÜZENE BAŞLAYACAKTIK''-

Handan Eroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2008 yılında KPSS'de 86.717 puan aldığını, 4/B sözleşmeli laboratuvar teknikeri olarak göreve başladığını belirterek, ancak sözleşmeli olarak çalıştığı için eşinin çalıştığı yere tayin istemesinin çok zor olduğunu söyledi.

ÖSYM tarafından 657'li devlet memuru alınacağını öğrendiğini, kod ve tercihlerin yayınlandığını, bunun üzerine eşi ile konuştuklarını ifade eden Eroğlu, şöyle dedi:

''4/B'li olarak tayinimin olmasının çok zor olduğunu, çocuklarımın eğitimi ve onları düşünerek doğu da olsa bir yeri tercih edelim, atamam olursa, çocuğumuz okuyuncaya kadar kalırız, sonra tekrar memleketimize döneriz diye düşündük. ÖSYM Mardin DSİ'de tekniker alınacağını açıklıyordu. Kodlar verilmişti. 3023 kodu bizim kodumuzdu, atanmamızı sağlayan koddu. Tıbbı laboratuvar ön lisansının ön kodudur. Bu nedenle benim mezun olduğum okulun koduyla aynı kod olan Mardin DSİ Bölge Müdürlüğü'nü tercih ettik. ÖSYM tarafından başvuru sonuçları açıklandı ve DSİ Mardin Bölge Müdürlüğü'ne yerleştirildim. Ailece yeni bir düzene başlayacaktık. Sonuçta artık ben 657'li devlet memuruydum.''

YANLIŞLIKTAN DOLAYI ATAMA YAPILMADI

Eroğlu, ÖSYM'nin sonucuna göre 11 Haziran 2010 günü DSİ Genel Müdürlüğü'ne belgeleriyle başvurduğunu, evrakları teslim ederken görevlilerin 5 yıl zorunlu hizmet olduğunu bildirdiğini, bütün şartlar kabul ederek başvurusunu yaptığını kaydetti.

Eroğlu, şöyle konuştu:

''Milli Eğitim Bakanlığı'nın atamaları varken, eşime dedim ki 'Sen de oraya tayin iste, kızım Yağmur'un Midyat Anadolu Lisesi'ne tercihini yapalım. Ilısu Baraj Gölü inşaatında çalışacağım için Midyat'a yerleşelim' dedim. Tayin istemesinin son günü olduğu için Ankara dönüşü yolda bir internet cafeden tayin işlemlerini eşim yaptı. Benin atandığım yere tayin istedi. Kızım da Midyat Anadolu Lisesi'ni tercih ederek, istediği yere yerleştirildi. Böylece evimizi Midyat'a taşıdık. Hatta eşim 4. çocuğu çok istiyordu. Atamam olunca 4. çocuğu yapmaya karar verdik. Şuanda hamileyim. Ancak şimdi ne yapacağımı bilemiyorum.

ÖSYM'nin kılavuzunda diyor ki, 'ÖSYM tarafından yerleştirilen adaylar, başka bir sınav veya mülakat yapılmaksızın, yerleştirme yapılan kadro ve pozisyonlara kamu kurum ve kuruluşlarınca doğrudan atanacaktır'. Buna istinaden çalıştığımız hastanenin başhekimi, 'Ataman olmuş. Onun için sözleşmeli çalıştığın yerde istifa etmen gerekiyor. Yoksa zor durumda kalırsın. Tazminat senden talep edilebilir, mağdur duruma düşersin. Onun için istifa etmelisin' demesi üzerine ÖSYM'nin verdiği garanti üzerine de 25 Haziran 2010 günü sözleşmeli çalıştığım yerden istifa ettim. ÖSYM'nin garantisine güvendiğim için işimden istifa ettim. 3 çocuğumun geleceği için memleketimden buralara geldim. Yaklaşık 1.5 hafta önce DSİ Genel Müdürlüğünü aradık, niye evraklarımdan sonuç yok diye. Bana yapılan bir yanlıştan bahsettiler. Devlet Personel Başkanlığı ile ÖSYM'nin 3023 kodunu ayırmaları gerekiyormuş, kendileri inşaat teknikeri arıyorlarmış, ben tıbbı laboratuvar teknikeriymişim, o yüzden beni görevlendiremezlermiş. Devlet Personel Başkanlığı ile ÖSYM'nin yaptığımı bir hataymış ve bunun sonucunu ben çekecekmişim. Ben haklıymışım, dava açarsam göreve dönermişim. Ama benim dava sürecinde ne çekeceğimi hiç kimse bilmiyor.''

BAŞBAKAN ERDOĞAN'A MEKTUP

Atamasının yapılmamasından dolayı mağdur durumda kaldığını, kredi borçlarını ödemek zorunda olduğunu kaydeden Eroğlu, eşinin maaşıyla borçlarını ödeyemediklerini, bu nedenle arabalarını satışa çıkardıklarını bildirdi.

Yaşadığı mağduriyetin giderilmesi için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a mektup gönderdiğini, sadece elindeki belgelerle hakkı olan işini istediğini dile getiren Eroğlu, çok çaresiz kaldığını, bu konuda yetkililerden yardım istediğini anlattı. Eroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Eşim ve çocuklarım benim yüzünden mağdur oldu. Çok büyük umutlarla geldim buraya. Çocuklarım biraz rahat etsin diye. Hiç olumsuz bir şey düşünmedik. Sözleşmeli çalışmam bitiyor, devlet güvencisi altına giriyoruz diye çok sevindik. Yapılan hatanın sonucunu ben ve ailem çekiyor. 3 çocuğumun geleceğiyle oynanmaz. ÖSYM, Türkiye'nin en güvenilir kurumu. Madem atamam yapılmayacaktı, neden ÖSYM beni yerleştirdi. Aldığım puanla çok rahat başka yerlere yerleşebiliyordum. Ama herkes çok basit görüyor. Bütün düzenimiz bozuldu. Ailelerimiz bile çok huzursuz oldu. ÖSYM tarafından atamam yapıldığı için bu yıl eylül ayında yapılacak olan KPSS'ye giremiyorum. Bu sınava giremeyeceğim gibi 2 yıl boyunca başvuru hakkım da olmayacak. Aldığım yüksek puan olan 86 puan da gitti. Bunun hesabını kim verecek. 3 çocuğum olduğu halde sabahlara kadar KPSS'ye hazırlandım. Bir yandan çalıştım, çocuklarıma baktım, bir yandan da sınava hazırlandım. 34 yaşından sonra 3 çocuk annesi olarak KPSS'den yüksek bir puan aldım, ama aldığım puan beni bu hallere düşürdü.''

''NE YAPACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK''

Eşi Celil Eroğlu da DSİ Genel Müdürlüğü'nün kendilerinden özür dilediğini belirterek, ''Bize dediler ki 'Özür dileriz. Şuan da başlatamıyoruz. Bunun suçlusu Devlet Personel Başkanlığı ve ÖSYM'dir'. Bunların şikayet edilmesi gerektiğini, haklı olduğumuzu söylediler. Onlar hakkında dava açmamız gerektiğini belirtiler. Ne yapacağımızı şaşırdık'' diye konuştu.