BIST 9.636
DOLAR 34,66
EURO 36,32
ALTIN 2.938,61
HABER /  GÜNCEL

Binlerce insan ölebilir

Dilovası'nda yalnızca çalışanlar değil, çocuklar da zehir soluyor.

Abone ol

Dilovası Araştırma Komisyonu, ölümlerin yüzde 33'ü kanser kaynaklı olan beldeyle ilgili raporunu yazdı: 15 bin işçi risk altında. Arıtma yetersiz. Atıklar nereye gidiyor belli değil

Türkiye'de endüstriyel çevre kirliliğinin en yoğun yaşandığı, 1995-2004 yılları arasındaki 495 ölümün yüzde 33'ünün kanserden kaynaklanması nedeniyle 'kanser kasabası' olarak nitelenen Kocaeli'nin Dilovası beldesini araştırma konusu yapan Meclis, çevre ve insan sağlığının göz ardı edildiğini vurguladı, bölgenin tıbbi afet bölgesi ilan edilmesini istedi.

TBMM Dilovası Araştırma Komisyonu çalışmalarını tamamlayıp, raporunu yazdı. Çevre ve insan sağlığıyla ilgili koruyucu önlemlerin göz ardı edildiği vurgulanan raporda, araştırmaların bölgede kanser hastalığından ölümlerin ülke ortalamasının çok üzerinde olduğunu ortaya koyduğu belirtildi. Dilovası'ndaki fabrikaların
önemli kısmının üretim veya girdilerinde kanserojen maddeler kullandığı ifade edilen rapora göre, bölgede çalışan 15 bin civarındaki işçi risk altında. Beldenin nüfusu, işçiler ve aileleriyle birlikte yaklaşık 100 bine ulaşıyor. Ayrıca TEM otoyolu ve D-100 karayolu güzergâhındaki Dilovası, çoğu ağır vasıta olmak üzere yoğun trafik baskısı (günlük ortalama 114 bin araç) altında. Araç egzoz gazları da önemli miktarda hava ve gürültü kirliliğine yol açıyor.
Raporda şu ifadelere yer verildi: "Sanayi atıkları, toplayıcı firmalarca ücret karşılığı alınıyor, ancak bu atıkların nereye götürülüp nasıl bertaraf edildiği konusunda belirsizlik var. Bazı fabrikalarda bulunan arıtma sistemleri ya çalıştırılmıyor ya da yetersiz. Bazı işletmeciler arıtma tesislerinin inşaat ve işletilmesini mali külfet olarak görüyor."

Önlem eylem planı
Rapora göre Dilovası için alınması gereken önlemlerden bazıları şöyle:


Sağlık kayıtları düzenli tutulmalı, araştırmalar yaygınlaştırılmalı, bölgede sakinlerinde biyoizleme yapılmalı, bu çalışmalar sonucunda bölgenin tıbbi afet Bölgesi olup olmamasına karar verilmeli.

İşyerlerinde işyeri hekimi bulundurulmalı, işyeri denetimleri evrak ve belge üzerinden değil sağlıklı ve planlı olmalı, sürekli hava ölçümü yapılmalı.

Yeni sanayi tesisi kurulması ve eskilerin kapasite artırımı talepleri sınırlandırılmalı. Tesislerden her türlü emisyonlarını en az 1/3 azaltması istenmeli.

Bölgedeki sanayileşme ve yerleşim son derece çarpık ve düzensiz. Organize sanayi bölgesi içinde yerleşim yerleri var. Bu durumdaki Yeni Yıldız ve Fatih mahalleleri boşaltılmalı.

Baca gazı arıtma ve toz tutma üniteleri kapasiteleri yetersiz tesisler, acilen gerekli yatırımları yapmalı.

Egzoz gazları kaynaklı hava kirliliğine karşı öncelikle otoyol ve karayolları kenarları ağaçlandırılmalı, karayolunun uygun yerlerine gürültü duvarı kurulmalı.

Ücret karşılığı atık toplayan firmalar lisanslı olmalı, atıkları nasıl bertaraf ettikleri izlenmeli, valilik ve belediye denetlenmeleri konusunda titiz çalışmalı.

Eski teknoloji nedeniyle çevre kirliliği yaratan sanayi kuruluşlarına ileri teknoloji yatırımlara yönelebilmeleri için yatırım kredi desteğiyle ithal makine ve teçhizata gümrük muafiyeti sağlanmalı.

Çevreyle ilgili tüm yatırımlar teşvik edilmeli, atıksu, hava ve katı atık bertaraf tesislerine ucuz enerji sağlanmalı, atıklarını usulüne uygun bertaraf eden kuruluşlara vergi teşvikleri getirilmeli.

Doğal afet uyarısı


Çarpık yapılaşma ve Kocaeli'nin 1. derece deprem kuşağında olması nedeniyle, olası bir endüstriyel kaza, büyük boyutta çevre kirliliğinin yanı sıra can güvenliğini tehdit edebilir. İşletmeler, acil müdahale planlarını sürekli geliştirmeli.

Organize sanayi bölgesindeki orman alanının Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan kiralanması sonucu kullanma hakkı elde edilerek kurulan büyük kapasiteli yanıcı ve tehlikeli madde depolama tesislerinin kira sözleşmesi yenilenmemeli.

Kanserden ölümler aşırı
Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu'nun TBMM Dilovası Araştırma Komisyonu'na verdiği, beldede 1995-2004 arasındaki yaşanan kanser ölümleriyle ilgili araştırmaya göre Dilovası'nda 10 yılın üzerinde kalmak, ölümleri dört kat artırıyor. 1995-2004 arasında toplam 495 ölüm vakası meydana geldi. Vakaların yüzde 33'ünü kanserden ölümler oluşturdu. Kanser ölümlerinin yüzde 44'ü de havayoluyla sağlığı etkileyen faktörlerden kaynaklı akciğer kanseriydi. Türkiye'de kanserden ölüm oranı yüzde 13. TÜBİTAK da yaptığı çalışmanın sonuçlarını TBMM Komisyonu'na şöyle sunmuştu: 167 fabrika var. Bunlardan 18'i faal değil, 113'ü çevreye olumsuzluk yaratacak emisyon oluşturmuyor. Ancak 34 firma, potansiyel ve risk içeriyor.


Kadminyumun marifetleri
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM), Kocaeli Üniversitesi ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nün 17-20 Nisan tarihleri arasında yaptığı araştırmada Dilovası'ndaki kadmiyum oranı 1.195 mikrogram/n.metreküp. AB ölçülerine göre havadaki kadmiyum oranı 0.005, Türkiye'deki yönetmeliğe göre ise 0.04 mikrogram/n.metreküp olması gerekiyor. Dilovası'nda solunan havadaki kadmiyum oranı, AB tehlike sınırının 239 katını, Türkiye'deki değerin 30 katını aşıyor. Kadmiyum, son derece zehirli bir madde olarak biliniyor. Solunum yoluyla yüksek oranda kadmiyum alınması, akciğer hastalığına, prostat kanserine, kansızlığa, dokularda ve böbreküstü bezlerinde tahribata sebep oluyor.

Kaynak:Radikal