Başbakan Binali Yıldırım, Azerbaycan'da gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Almanya'da kabul edilen "soykırım" tasarısına ilişkin konuşan Yıldırım, tarihi bir yalana imza atıldığını söyledi.
Abone olAzerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'le birlikte Bakü'de ortak bir basın toplantısı düzenleyen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Almanya'nın skandal karara imza atmasının arka planında, 2. Dünya Savaşı'nda yaptıkları soykırım ayıbını sıradanlaştırmak ve geçiştirmek için alındığını söyledi.
Dünkü oylamada alınan kararı "talihsiz bir karar" olarak nitelendiren Başbakan Yıldırım, karar ile birlikte tarihi bir yalana imza atıldığını belirtti. Türkiye için hiçbir hükmü olmayan kararın tarihçilere bırakılması gerektiğini söyleyen Yıldırım, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
BÜYÜK ANLAMDA HAYAL KIRIKLIĞI
Tarihçilerin bile ittifak etmediği bir meselede uluslararası mahkemelerde bile farklı kararların alındığı bir meselede Alman parlamentosunun böyle bir karara imza atması büyük bir talihsizliktir. Köklü Alman-Türk ilişkilerine ciddi bir darbe vurmuştur, zedelemiştir. Ümit ederiz ki bu yanlıştan kısa sürede dönülür, yüzyıllardan beri devam eden Türk-Alman ilişkileri bu işten en az düzeyde zarar görerek bu mesele hallolur. Almanya'da bizim ilişkilerimizi kuvvetlendiren 3,5 milyona varan, orada yaşayan kardeşlerimiz var. Onların bu kararla büyük anlamda hayal kırıklığı oluşmuştur. Alman siyasetçilerin daha sağlıklı bir değerlendirmeyle oluşacak tahribatı kısa sürede telafi etmesi beklenir. Azeri topraklarında yaşanan vahşetin görülmemesi bir samimiyetsizliktir.
HOCALI KATLİAMI NEDEN GÜNDEME ALINMIYOR?
Tarihe Siyah Gece olarak geçen Hocalı katliamını neden bu ülkeler gündeme almıyor? Bu da bir katliamdır. Yüzyıla giden bir olay da değildir. O yüzden yine bir çifte standardın gündeme geldiğini görüyoruz. Almanya kendi ayıbını sıradanlaştırmak için parlamento marifetiyle böyle bir karar alarak geçiştirme amacını taşımaktadır. Geçmişteki defterleri karıştırdığımız zaman en az hesabı çıkan Türkiye gelmektedir. Artık çifte standardın terkedilmesi lazımdır. Bu konuda bütün ülkeleri BM çatısı altında daha fazla sorumluluk almaya davet ediyoruz.
TÜRK HALKININ GÖNLÜNDE TAHT KURDUNUZ
Yıldırım konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Ortak tarih ve kültürü paylaştığımız, kader ortağımız, kardeşimiz Azerbaycan'ı Başbakan olarak ziyaret etmekten memnuniyet duyuyorum. Şahsıma ve heyetime gösterilen evsahipliğinden dolayı şükranlarımı sunuyorum. Azerbaycan ile Türkiye arasında bir gelenek oluştu. Bu gelenek Türkiye'de yeni bir hükümet kurulduğunda ilk ziyaretini KKTC'ye hemen ardından dost ve kardeş Azerbaycan'a gerçekleştirir. Biz güven oyu aldıktan sonra ikinci yurtdışı ziyaretini buraya gerçekleştiriyoruz. Bu farklı bir anlam ifade ediyor. Azerbaycan ile Türkiye ilişkileri iki devlet ilişkilerinin çok ötesinde kardeşlik hukukuna dayanan bir millet iki devlet olarak geçmişten geleceğe uzayan bir birlikteliğimizdir. Azerbaycan-Türkiye ilişkileri geçen 25 yıl içerisinde hakikaten çok tekamül etti. Ticaret, yatırımlar, kültürel, siyasi alanlarda birçok mesafe katettik. 1 yıl içinde 3 kez Türkiye'ye ziyaret gerçekleştirildi. Ankara'da yaşanan, milletimizi acıya boğan menfur terör saldırısının arkasından sayın Cumhurbaşkanımızın buraya gelmesi icap ederken çok büyük jest yapan değerli Cumhurbaşkanı Aliyev Ankara'ya gelip acılarımızı paylaşmasıyla Türk halkının gönlünde taht kurdunuz, sizlere teşekkür ediyoruz. Gerçek dostluğun ne olduğunu bu vesile ile dünyaya göstermiş oldunuz.
MESELE AZERBAYCAN OLUNCA ISLIK ÇALARAK İŞ YAPIYORLAR
Bakü'ye ben 2003 yılında geldim. O günle bugünü karşılaştırdığımda bambaşka bir şehir olmuş. Şehircilik, çevre ve sosyal devlet anlamında. Bu şehiri bu hale siz dönüştürünüz, çok teşekkür ediyoruz. Bu kalkınma hamlesi sadece Bakü'de değil belli başlı büyük şehirlerde, yollarda, altyapı, üstyapıda görüyoruz. Bakanlığım sırasında da sayın meslektaşımla buna benzer projeleri birlikte görme fırsatı buldum. Azeri kardeşlerimizin haklı davasında sonuna kadar yanınızdayız. Azerbaycan'ın dostu bizim dostumuzdur, düşmanı da bizim düşmanımızdır. Dağlık Karabağ bölgesinde Azeri topraklarının yüzde 20'sini yıllardır işgal eden bu Ermenilerin artık bu hukuksuzluğuna dur demenin zamanı gelmiştir. İpe un sererek bu meseleyi zamana yayıp unutturmak asla ve asla mümkün değildir. Birtakım uluslararası organizasyonlar, AGİT, MİNSK grubu toplanıp dağılıyorlar. Şimdi artık çözüm üretme zamanıdır. Biz Türkiye olarak bunun sıkı takipçisiyiz. İşlerine geldiği meselede dakikada toplanıp kararları alanlar, mesele Azerbaycan olunca ıslık çalıp iş yapıyorlar. Bu asla ve asla kabul edilemez. Ne zaman ki yüzde 20'ye varan Azeri topraklarının tekrar geri verilmesi, Azerbaycan'ın o topraklardaki azatlığı sağlanırsa bu mesele çözülmüş olur. Bu konuyu uluslararası toplumun daha ciddi ele alması zamanı gelmiş, geçmiştir.
YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ 26 AĞUSTOS'TA AÇILACAK
Türkiye-Azerbaycan arasında çok önemli projeler var. Özellikle enerji ve ulaşım projeleri sadece iki ülkenin değil bölgenin, hatta Orta Asya'nın Uzak Doğu'nun, Avrupa'nın geleceğini ilgilendiren projeler. Özellikle Tanap projesi. 2018'in başlarında inşallah proje tamamlanacak. Yeni doğalgaz sahalarının devreye girmesiyle birlikte burada ihtiyacı olan ülkelerin gaz ihtiyacı karşılanmış olacak. İki kıtayı Asya ile Avrupa'yı bir kez daha birleştiren Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün 26 Ağustos'ta açılışı var. Bu açılışta sizi de görmek istiyorum. Teşekkür ediyorum.