BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  DÜNYA

BİNALİ YILDIRIM’A FAHRİ DOKTORA VERİLDİ

Uluslararası Osmanlı Devleti’nde Nehirler ve Göller Sempozyumu’nda Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’a fahri doktora...

Abone ol

Uluslararası Osmanlı Devleti’nde Nehirler ve Göller Sempozyumu’nda Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’a fahri doktora unvanı verildi.
Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyuma; Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Vali Şerif Yılmaz, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, AK Parti İl Başkanı Ömer Dengiz ve çok sayıda davetli katıldı.
Bakan Yıldırım’a Erciyes Üniversitesi Senatosu tarafından fahri doktora unvanı verildi. Bakan Yıldırım cübbeyi giydikten sonra yaptığı konuşmada, “Su yolları tarihte her zaman önemli olmuştur. Savaşlarda, ticarette su yollarının hayati önemi olmuştur. Bugün denizlerimiz, iç sularımız olmasa insanların yarısı soğuktan yarısı açlıktan ölür. Medeniyetler insanlık tarihi boyuncu su kaynaklarına yakın yerlerde kurulmuştur. Su medeniyettir. 10 yıldır da bu medeniyeti daha da ileri taşımak için gayret ediyoruz. Osmanlı Devleti’nin hükmettiği topraklar bugün 45 bağımsız ülkeye bölünmüş durumda. İç su yollarımız, ecdadımızın o günkü imkanlarıyla değerlendirilmeye çalışılmış. Bugün hala Süveyş Kanalı dünya ticaretine hizmet etmektedir. Bugün dünya bizden daha fazla su yollarının önemini kavramış durumdadır. Kafkasya’da Hazar Denizi’nden Karadeniz’e olan çok ciddi anlamda nehir taşımacılığı var. Romanya Köstence’den Almanya içlerine, Hollanda’ya uzanan su yolu var. Bu su yolu Avrupa’nın can damarı halindedir. Su yolu taşımacılığı hem ekonomik hem çevreci o nedenle de çok tercih edilen bir taşımacılık şekli" açıklamasını yaptı.
Ülkemizde su taşımacılığının gelişimi hakkında bilgi veren Yıldırım, "Biz göreve geldiğimiz günlerde Denizcilik Müsteşarlığı vardı, onun içinde de genel müdürlük vardı. İç sularla denizciliğimiz ilgilenmemiş. Karadeniz’de, Marmara’da ve okyanuslarda var. Van Denizi’nde ilk su yolu taşımacılığı Kanuni Sultan Süleyman döneminde başlıyor. Biz baraj göllerimiz var, Van gölümüz var, çeşitli su yollarımız var. Bunlarla ilgili olarak mutlaka yapılanmaya gitmemiz lazım, dedik. Deniz ve İç sular Genel Müdürlüğü olarak değiştirdik. İç sularda da akaryakıt desteği vermeye başladık. Keban gölünde ciddi anlamda su yolu taşımacılığı yapılıyor. İç sularla ilgili olarak denizci olmak bir söylemle olmuyor. Denizcilik denizde yaşamakla oluyor. Denizi seviyoruz ama sadece yüzmek için. Halbuki denizci ülkeler, denizin nimetlerinden daha çok faydalanıyor. Bizim sahil şeridimizde ülke sayısı çok fazla yok. 8 bin 484 kilometre sahil şeridimiz var. Denizlerimizde maalesef istediğimiz tarzda istifa ettiğimiz söylenemez. Barbaros Hayrettin Paşa, ‘Denizlere hakim olan, cihana hakim olur’ diyor. Son 10 yılda denizciliğimize çok ciddi destekler verdik. Denizciliğimizi yeniden yapılandırdık. Denizcilik kökenli personelimiz yoktu; yüzde 6 mertebesindeydi. Tamamen değişik branşlardaydı. Şimdi bunu yüzde 25’in üzerine çıkardık. Bütün Türk gemilerinin 100’ünden 26’sı uluslararası karasularda tutuklanıyordu. Hızlı bir şekilde denizcilerle görüştük. Gemilerle ilgili kuralları daha da sıklaştırdık. Kontrollerini sıkı bir denetime tabi tuttuk. 2006 yılında gemilerdeki tutulma oranı daha da düştü. Bayrağımız kara listeden beyaz listeye geçti. Denizciliğimizin uluslararası itibarı tekrar iade edilmiş oldu. Çok geminin tutulduğu zaman size yük vermiyorlar. Limanlarda çok zaman kaybediyorsunuz. Ticaretiniz gelişse bile başkaları ile çalışmak zorunda kalıyorsunuz" ifadelerini kullandı.
"Ülkemizin bayrağının kara listeye alınması bizi ve milli duygularımızı rencide eden bir şeydi" diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun önüne geçmiş olduk. Dünyadaki deniz filosunu kontrol eden 30 ülke var. Bu ülkeler içinde Türkiye 15. sırada yer alıyor. Türkiye yat inşaatında dünyanın 3 ülkesi arasında yer alıyor. Gemi inşaatı alanında dünyanın 5 ülkesi arasında. Denizcilik ile ilgili olarak son 10 yılda yaptığımız teşviklerde ÖTV’siz yakıt var. Bunu iç sulara da ilave ettik. Biz deniz taşımacılığını teşvik amacıyla özel bir kanun daha çıkardık. Ulaşımı sadece deniz yolu ile yapılan yerlerin taşıma altyapısını yapmak için özel bir çalışma yaptık. Özellikle kış aylarında destek veriyoruz. Sosyal devletin görevi yaz-kış vatandaşına hizmet etmektir. Bugün 2.7 milyar lira denizciliğe akaryakıt ÖTV desteği yaptık. Sahiller arasında taşınan yolcu sayısı yüzde 61 artışla 159 milyona çıktı. Denize aktardığımız her yolcunun hayatını kurtarmış olduk."
Dün Kayseri Yahyalı’da meydana gelen kazayla ilgili bilgi veren Yıldırım, "8 vatandaşımız baraja uçan midibüste hayatını kaybetti. Aslında hatalar zinciri var. Bir baraj inşaatının servis yolunda meydana gelen kaza. Sürücünün gitmesi gerken yoldan değil, başka bir yola girmesi sonrasında meydana gelen kaza. Kara yolu taşımacılığında düzenleme yaptık, hala karşı çıkılıyor. ’Neden bizi sınırlıyorsunuz?’ diyorlar. İşte sonucu bu oluyor. Şehirlerarası taşıma yapacaksanız ona ait mutlaka yetkilendirilmiş bir araçla yapmalısınız. Buna riayet edilmediği zaman kazaya davetiye çıkarmış oluyoruz. Bütün bunlara rağmen Türkiye’de son 10 yılda bölünmüş yollarda ölümlü kazalarla yüzde 50’ye yakın azalma var. Geçen yıl 2 bin 500 kişinin hayatını kurtarmış olduk. Bunların arkasında bölünmüş yol var. İnsan unsuru her şeyden önemli. Bütün kazlara bakın, yüzde 80’i insan hatasından kaynaklanıyor” diye konuştu.
(İHA)