Başbakan Binali Yıldırım, TBMM'de yeni anayasa görüşmelerinde konuştu. Meclis'teki görüşme sonrası asıl kararın millette olduğunu söyleyen Yıldırım, yeni anayasının kabul edilmesi halinde milletin önünün açılacağını ifade etti.
Abone olBaşbakan Binali Yıldırım, 2002'de yaşanan cumhurbaşkanlığı krizini hatırlattı. Bir daha aynı sorunun yaşanmaması için yeni anayasa değişikliğine ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Yıldırım, rejim değişikliği iddialarının ise yersiz olduğunu söyledi.
Binali Yıldırım, TBMM'deki Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında değişiklik öngören teklifin tümü üzerindeki görüşmelerde, yeni anayasa teklifi hakkında genel kurula bilgi verdi. Meclis'teki görüşmeler sonrası asıl kararı milletin vereceğini ifade eden Yıldırım, yeni anayasa ile Türkiye'ye uygun yeni bir sistem getirileceğini kaydetti. İşte Yıldırım'ın açıklamaları:
"Değerli milletvekilleri 60 yaşını geride bıraktım. Son 15 yılda milletvekiliyim. Gece gündüz çalıştık, gayret ettim. Büyük iftiharla söylüyorum ki Erzincan'da kendi halinde bir ailenin 10 evladından biri olarak bu ülkenin yönetim kademesinde önemli bir sorumluluk almış olmak cumhuriyetin bize bahşettiği en büyük imkan, en büyük onurdur.
"YENİ ANAYASAYA İHTİYAÇ HİÇ BİTMEDİ"
Anayasa değişikliğiyle ilgili doğrusu ciddi anlamda konuşmalar yapıldı ve konuşmaların hepsini de can kulağıyla dinledim. İçinde bulunduğumuz şartları kökünden çözecek ve yönetim olarak karşı karşıya bulunduğumuz bazı sıkıntıları ortadan kaldıracak bir değişikliktir. 18 değişiklikten bahsedildi. Bu anayasa değişikliğini zaman zaman yaptık ve 100 kadar da madde değiştirdik. Her bir değişiklikten sonra yeni anayasa değişikliğine ihtiyaç bitmedi daha da artarak devam etti.
"BAHÇELİ KRİZİN ÇÖZÜMLENMESİNİ SAĞLADI"
2007 seçimlerinde MHP'nin Sayın Genel Başkanı kendinden beklenen o tarihi kararı aldı. Çünkü bunu seçim öncesinde de söylemişti. MHP o gün Meclis'e girerek, cumhurbaşkanlığı seçilmesini sağladı ve o krizin çözümlenmesini sağladı.
"1982 ANAYASASINI DARBECİLER KURGULADI"
Her sorunun çözümünde "hakem millettir" dedik ve cumhurbaşkanını da millet kendisi seçsin dedik. Zaten 1982 anayasasına bakarsak bundan başka da bir çaremiz yoktu. Darbeciler anayasayı böyle kurgulayınca, cumhurbaşkanlığı yetkilerine gelince hepsini cumhurbaşkanına yazmışlar. Onların kafasındaki sadece anayasayı yazmak değil kendilerini cumhurbaşkanı yapmak vardı.
"ÇATIL KAZIK TOPRAĞA GİRMEZ"
Parlamenter sistem olmasına rağmen çok güçlü bir cumhurbaşkanı oluştu. Bu iki irade her zaman uyumlu olmayabilir. Hatırlayın rahmetli Özal ile rahmetli Demirel arasındaki çatışmayı. Yönetimde irade tek elde olması gerekiyor. Çatal kazık toprağa girmez. Ben denizciyim. İki kaptan gemiyi batırır. Kaptanın tek olması lazım. İcraatte kaptanın tek olması lazım. Yürütmedeki yetkili bir kişiye verirsiniz hesabı da ona verirsiniz. Mutlaka sorumlunun da yetkinin de yürütmede tek olması lazım. Aksi takdirde zaman kayıpları oluyor, devletin verimliliği azalıyor. Bununla da kalmadı hatırlarsanız cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin dedik ve vatandaşın yüzde 60'da bu kararı onayladı ve aslında anayasada cumhurbaşkanlığına giden yolda önemli bir adım atılmış oldu.
"MEVCUT DURUM SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL"
Bu ilk uygulamada sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın seçilmesiyle başlatmış olduk. Parlamento millet idaresiyle seçilmiş, cumhurbaşkanı da yine millet iradesiyle seçilmiş, ortada iki irade var. Bir de parlamenter sistem var. Orada çoğunluk partisi bir bakanlar kurulu oluşturuyor. Böylece sistemi kuruyorsunuz. İşte bu ikili yapı, parlamento sistemi içerisinde her iki yapının halktan onay alması sürdürülebilir değil. Bunu geçtiğimiz aylarda Sayın Bahçeli, bu mevcut durumun mutlaka anayasa ile uyumlu hale gelmesini belirten beyanı olunca biz bütün partilere çağrıda bulunduk.
"CHP İLE UZLAŞMA SAĞLANAMADI"
Bu konuda hatta üç parti tayin ettiği arkadaşlarla bir süre de çalıştılar. Ana muhalefet partisi ile temel bir anlaşmazlığımız var. Onlar parlamenter sistemi savunuyor biz de başkanlık sistemini savunuyoruz. Buna saygı duyuyorum. Asıl kararı verecek millettir. Çünkü işin sahibi millet. Daha sonra bu konuda MHP ile birlikte yolumuza devam ettik. Bu görüşmeler konuşuldu, görüşüldü mukayeseli hukuk esas alınarak, başka örneklerde dikkatle incelenerek bizim yönetimiz sistemimize uygun bir yapı ortaya çıktı."