BIST 9.338
DOLAR 34,57
EURO 36,28
ALTIN 2.996,01
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Binali Yıldırım "Örnek aldığınız siyasetçi var mı?" sorusunda 3 ismi saydı

Eski TBMM Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, "Örnek aldığınız bir siyasetçi var mı?" sorusuna Recep Tayyip Erdoğan, Turgut Özal ve Necmettin Erbakan yanıtını verdi.

Abone ol

Eski TBMM Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, AK Parti Konya İl Gençlik Kolları tarafından Tantavi Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen programda, gençlerle sohbet etti, sorularını yanıtladı.

Konya'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Yıldırım, gençlerle daha fazla vakit geçirmek isteklerini, ideallerini yakından takip etmek, gelecek üzerine gençlerle konuşmak gerektiğini ifade etti.

"Fikrimiz, zikrimiz, Erbakan döneminde yoğruldu"
Yıldırım, kendisine yöneltilen "Bana çok benziyor dediğiniz bir siyasetçi var mı?" sorusu üzerine, "Örnek aldığınız bir siyasetçi var mı diye sorarsanız, elbette var, Recep Tayyip Erdoğan. Geçmişte, Turgut Özal'ın siyasetini de ilk dönemde, 1989'a kadar çok beğeniyordum. O dönemde ben inşaat sektöründe mühendislik yapıyordum. Meslektaşımız, büyüğümüz diye ona ilgimiz fazlaydı ama bizim hamurumuzun yoğrulduğu, fikrimizin, zikrimizin oluştuğu dönem, hocamız Necmettin Erbakan dönemiydi. Allah mekanını cennet eylesin." diye konuştu.

Erdoğan'la olan ilginç diyaloğunu anlattı
Samimiyetten ve doğallıktan yana olduğunu ve içinden geldiği gibi hareket ettiğini dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bir gün Marmaray'ın açılışını yapıyoruz. Biliyorsunuz, dün Cumhuriyetimizin 96'ncı yıl dönümüydü. Marmaray'ı Cumhuriyet'in 90'ıncı yıl dönümünde, 29 Ekim törenleri sonrası açtık. Cumhurbaşkanımız, açılışı yaptıktan sonra beni kürsüye çağırdı. Çok sayıda ağır misafirimizin olduğu bir törendi. Kürsüye çıktım. Cumhurbaşkanımız elimden tutup çekiyor. O çekiyor, ben çekiyorum, o çekiyor, ben çekiyorum. 'Ne çekiyorsun kardeşim, elini ver. Seni tebrik edeceğim, elini havaya kaldıracağım' dedi. Dedim ki 'Hiç alışık değiliz'. Yani ödüllendirilmeye alışık değiliz. Cumhurbaşkanımız takdir eder ama içinden eder, rahmetli babam gibi. O da beni çok sever ama hiç sevdiğini söylemezdi. Cumhurbaşkanı da takdir eder ama açık etmez."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile tanışma hikayesini anlatan Yıldırım, "Kendisiyle 1976 veya 1977 yılında Kasımpaşa'da tanıştık. Ben tersanedeydim, oraya geldi. Beni duymuş, tanışmak istedi. O şekilde tanıştık." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uzun yıllar ülkeye hizmet için çalıştığını dile getirerek, "Düşündüklerimin, planladıklarımın fazlasını yaptım, eksiğini yapmadım. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bir planladıysak, iki yaptık. Hamd olsun milletimiz de destekledi. Cumhurbaşkanımız kapı gibi arkamızda durdu. Biz de gece gündüz demeden çalıştık." dedi.

15 temmuz girişiminde neden "kalkışma" kelimesini kullandı?
15 Temmuz'daki hain darbe girişiminde yaptığı ilk açıklamada "kalkışma" ifadesini neden kullandığı sorulan Yıldırım, şunları kaydetti:

"İlk açıklamayı yapmadan önce çok hızlı bir şekilde saha araştırması yaptık. Yoğunlaşmanın İstanbul'da ve Ankara'da olduğunu gördük. Valilerle, emniyet müdürleriyle, güvenlikle ilgili bütün birimlerle konuştuk. Cumhurbaşkanımızı aradım, kendisiyle değerlendirme yaptık. İşin adını orada koyduk, mutabık kaldık. Orada 'kalkışma' kelimesi öyle rastgele seçilmiş bir kelime değildir. Üzerinde itina ile çalışılarak yapılan bir açıklamadır. Gecenin ilerleyen saatlerinde işin seyrini değiştiren bir anahtar kelime olduğu da anlaşıldı. İnsanlar için işin boyutu küçültülmüş oldu. Darbe lafını kullanmadık, işin boyutunu küçülttük. 'Bu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir komuta zincirinde yapılan bir iş değildir, Bir grubun kalkışmasıdır' dememizle, Anadolu'daki İstanbul'daki, Ankara'daki birliklerin başındaki komutanlar 'Bu darbe değilmiş, bir kalkışmaymış' dediler. Valilerle temas kurarak süratle işbirliğine girdiler. Tabii burada en önemli şey Cumhurbaşkanımızın Başkomutan olarak dirayetli duruşu, bizim hükümet olarak kararlılığımız ve vatandaşlarımızın, milletin, ülkeye, ezana bayrağa sahip çıkması. Bunlar kalkışmanın bertaraf edilmesi için, o gece yaşanan en önemli olaylardı. Hamd olsun, milletimiz canı pahasına bu alçaklara geçit vermedi, bayrağımız inmedi, ezanlarımız dinmedi."