Eski TBMM Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişimini, geçmişte yapılan darbe teşebbüslerinden ayıran özellikler olduğuna işaret ederek, "Bu darbe çok bileşenli bir darbe girişimidir. Kokteyl tarzı bir darbe girişimi. İkincisi de darbeye karşı darbe yapan milli irade. Bu ilktir Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde" dedi.
Abone olEski TBMM Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, 15 Temmuz Derneği ve Marmara Üniversitesi iş birliğinde Hafıza 15 Temmuz'da düzenlenen 'Hafızanda ne var? - Harbi Konuşmalar' adlı etkinlikte, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse'nin moderatörlüğü ve 15 Temmuz darbe girişimini konu alan sunum eşliğinde o gün yaşadıklarını anlattı.
Sözlerine Elazığ ve Malatya'ya gerçekleştirdiği ziyarete değinerek başlayan Yıldırım, depremde hayatını kaybedenlerle 15 Temmuz darbe girişiminde darbeye karşı verdiği mücadelede şehadet şerbetini içenlere Allah'tan rahmet diledi.
Darbe girişimi öncesinde yaşadıklarını aktaran Yıldırım, 12 Temmuz'da Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterinin 19 Temmuz'daki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısına yönelik gündem için kendisinden son onayı almaya geldiği ana değindi.
Yıldırım, "Gündeme baktım. 'Seyfullah Bey buraya Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) de -o zaman paralel devlet yapılanması diye tabir ediyorduk- faaliyetleri hakkında kapsamlı bir sunum yapsınlar' dedim. Öyle bir madde de koydurduk. 19'una gitmeden bu olayla karşı karşıya geldik. MGK'da iç ve dış güvenliğe yönelik alınan tedbirler, yapılan çalışmalar da görüşülecekti. Bu artık darbeyle nasıl ilişkilendirilebilir onu takdire bırakıyorum" diye konuştu.
"FETÖ'cüleri askerden temizlemek 1 yıl öncesinde başlamıştı"
15 Temmuz darbe girişimini, geçmişte yapılan darbe teşebbüslerinden ayıran bir şey olduğuna işaret eden Yıldırım, "Bu darbe bir çok bileşenli bir darbe girişimidir. Bu darbede subay, asker, polis var. Yargı mensubu var. Sivil toplum kuruluşu var. Sivil kişiler var. Geçmiş darbe girişimleri bunun gibi değil. Orada silahlı kuvvetler emir komuta zinciri içerisinde bir faaliyet başlatılıyor ve 'İş bitti' diyorlar. Bildirileri yayımlanıyor medyada. Ondan sonra demokrasi rafa kaldırılıyor, milli irade sona erdiriliyor. 15 Temmuz'u diğer darbe türlerinden ayıran iki özellikten birincisi kokteyl tarzı bir darbe girişimi. İkincisi de darbeye karşı darbe yapan milli irade. Bu ilktir Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde" dedi.
Ali Köse'nin "Darbeden sonra, ağustos ayındaki askeri şurada FETÖ'cü komutanların artık emekli edileceği ya da emekliliği gelmemişse bile yükseltilmeyeceği, dolayısıyla onlara iktidarın son darbeyi vuracağı, bunu da onların hissetmeleri üzerine darbe kararı aldıkları yorumları vardı" ifadeleri üzerine Yıldırım, şöyle konuştu:
"MİT TIR'ları meselesinden sonra Gezi olayları, 17-25 Aralık yargı darbe girişiminden sonra artık örgüt su yüzüne çıkmıştı. Örgüt faaliyetleri var mı yok mu tartışması bitmişti ve biz her alanda hukukun içerisinde örgüte karşı devlet, hükümet, kurumlarımız olarak bir faaliyete girişmiştik. Bir yandan hakimler, savcılar, yurtta sulh konseyi çalışıyor bir yandan mahkemeler çalışıyor, yargı faaliyetleri devam ediyor, bir yandan da idari tasarruflar, tespit çalışmaları yapılıyor. Tabii ki, örgütü yöneten Pensilvanya'nın da dikkatinden kaçmadı. Bunların bir takım hazırlıklara çok önceden başlamış olduklarını sonradan öğrendik. 24 Mayıs 2016'da Başbakanlığa başladım, 15 Temmuz'da da darbeyle karşı karşıya geldim. Dediğinize katılıyorum. Burada 1 yıl öncesinde başlamıştı bu FETÖ'cüleri askerden temizlemek. Darbe yılı da çok daha etkin bir şekilde yapılacağı biliniyordu. Bu tetikleyici bir unsur olabilir."
"Örgüt yapısı sadece Gülen'in kendi aklıyla kurulacak bir şey değil"
Yıldırım, örgütün yapılanma şekli itibarıyla çok karmaşık olduğunu, bu nedenle kolay kolay bitmeyeceğini aktararak, "Yan yana berabersiniz. 10 sene birlikte çalışıyorsunuz. Bazen omuz omuza aynı safta namaza duruyorsunuz. İnançlarınızda hiçbir fark yok ama o bir örgüt mensubu. Damarlardaki alyuvarlar gibi gözükmüyorlar ama faaliyetlerini en kılcal damarlara kadar sürdürebiliyorlar. Örgüt yapısı sadece Fetullah Gülen’in kendi aklıyla kurulacak bir şey değil. Bilgisayar programları vasıtasıyla ancak ilişkileri tespit edebiliyorsunuz" değerlendirmesinde bulundu.
Örgütün Türk milletine yaptığı en büyük kötülüğün kutsallarını yok etmek olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Dinin bütün vecibelerinin hepsi kutsaldır. Namaz kılıyor, oruç tutuyor, inanmış insan dediğimiz zaman sular durulurdu. Şimdi bunlar bizim için ölçü olmuyor artık. Şeytani emelleri doğrultusunda en kutsi değerlerimizi maalesef çok kötü bir şekilde kullandılar" dedi.
"Bu coğrafyada güçlü durmak mecburiyetindeyiz"
Binali Yıldırım, ilk defa bir kalkışmada milletin hükümetine, Başbakanına ve Cumhurbaşkanına sahip çıkarak darbecilere teslim etmediğini hatırlatarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu, milletin hiç tereddütsüz bir zaferidir. Böyle bir milletin bir ferdi olmaktan büyük gurur duyuyorum. Hakikaten dünyaya, silaha, tanka, topa, bombaya karşı nasıl bir zafer kazanılmış o gece biz gösterdik. Türkiye'de, 'Bu millet meydanlara indi, darbe bir daha olmaz' gibi bir kabulle hareket edersek yanılırız. Rehavete gerek yok. 'Su uyur düşman uyumaz' derler. Bizim dostlarımız da var ama dostlarımız olmayanlar daha çok var. Bizim bölgemiz zor bir bölge. Bu coğrafya bizim kaderimiz. Dolayısıyla bu coğrafyada biz dik durmak, sağlam durmak, güçlü durmak mecburiyetindeyiz. Bunun için de birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi her şeyin üstünde tutmamız lazım."