BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.955,99
GÜNCEL

'Bin Yılın Şafağında 15 Temmuz Süreci' konferansı

Birlik Vakfı Bayburt Şubesince 'Bin Yılın Şafağında 15 Temmuz Süreci' konulu konferans düzenlendi.

Bayburt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Konferans Salonu'ndaki programa, güvenlik politikaları uzmanı Mete Yarar ve gazeteci yazar Süleyman Özışık konuşmacı olarak katıldı.

Yarar, ülkede 15 Temmuz'un yaşanmasının rastlantı olmadığını belirterek, "Çünkü 15 Temmuz günü bize cunta darbesi yapmaya çalışan şahıslar yalnızca o gün yapmadılar ki. 7 Şubat'tan, hatta daha öncesinden başlayarak adını koyamadığımız o kadar çok darbe oldu ki. İster adına adli, ister polisiye bir darbe deyin. 17-25 Aralık, MİT tırlarının durdurulması bir jandarma ve yargı operasyonudur." dedi.

Yarar, "Sayın Cumhurbaşkanı ısrarla her konuşmasında 14 Temmuz'a kadar Türkiye'de FETÖ diye bir örgütün olduğunu, bunun silahlı bir örgüt olduğunu, Türkiye'de en tehlikeli potansiyel örgüt olduğunu sıklıkla söylediğinde, bunların tasviyesi için süreçlerin başlatılması gerektiğiyle ilgili konuşmalar yaptığında herkes şunu söylüyordu, 'Bunlar öyle bir örgüt değildir, bunlar böyle şeyler yapmazlar.' Böyle diye diye biz 15 Temmuz'a geldik." şeklinde konuştu.

Süleyman Özışık ise 15 Temmuz sürecinin, Türkiye'de şerrin hayra dönüşünün bir göstergesi olduğunu söyledi.

Türk askeri ve polisinin, üniformasının hakkını verdiğine dikkati çeken Özışık, şunları kaydetti:

"Darbede başarılı olabilmeniz için iki şeyi yapmanız lazım. Ordusu ile polisini elinizde bulunduracaksınız ama bundan da önemli olan bir şey var, seçilmiş lideri ile ona oy veren, onu seven, onun arkasından yürüyen halk arasındaki sevgi bağını koparacaksınız. Asker ve polisin içine uzun zaman sızmayı başardılar ama ikinci şeyi başaramadılar. Bugün ülkemizi ayakta tutan da askerimizin içindeki üniformanın hakkını veren şerefli Türk askeri, şerefli polis ve en az onlar kadar rol sahibi olan sokaklara çıkmış milyonlar."

- "Ülkenin her köşesinde ayrı ayrı başarı hikayesi var"

Özışık, darbe girişiminin bastırılması konusunda ülkenin her köşesinde ayrı ayrı başarı hikayelerinin bulunduğunu belirtti.

Türk milletinin 15 Temmuz gecesi hiçbir parti ya da görüş ayrımı yapmadan yekvücut olduğunu vurgulayan Özışık, "Mesele bu ülkenin mukaddesatı olunca hep birlikte ölüme yürüyebiliyor ve birlik olabiliyorsak, bu zamanlarda da birlik olabiliriz ve bunun için mücadele edeceğiz." dedi.

15 Temmuz'un "Türkiye'nin parçalanması operasyonu" olduğuna dikkati çeken Özışık, şunları kaydetti:

"Bunu sadece 'FETÖ' demek bir başka hata olur. FETÖ'nün içinde eminim ki iktidar nefretiyle beslenen kesimler de vardı. Türkiye'nin büyümesinin önüne bir set oluşturmaya çalışan bazı ülkeler de vardı. Bu darbecilerin bu kadar güçlü bir şekilde gelmesi veya PKK'nın bu kadar zayiat vermesine rağmen tekrar canhıraş şekilde saldırmasının veya DEAŞ'ın Türkiye'ye saldırmasının, üç büyük terör örgütünün sadece Türkiye'ye saldırmasının bir amacı, bir anlamı olmalı. Birileri şunu söylüyor, 'Başkanlık sistemi tartışıldığından itibaren Türkiye'ye sistematik bir saldırı var.' Birileri diyor ki 'Ben güçlü Türkiye istemiyorum, güçlü Türkiye'nin başındaki güçlü lideri de istemiyorum, onun şahsını ben indirirsem Türkiye'yi yine eskisi gibi ele almış olacağım.' Bütün savaş bu minvalden gidiyor."

Konferansa, Vali İsmail Ustaoğlu, Belediye Başkanı Mete Memiş, Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Uğurlu, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, Birlik Vakfı Bayburt Şube Temsilcisi Yusuf Elçi ile vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.

Sitene Ekle
Etiketler