BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Bin Ladin, Nejad ve İslâm!

Onun içindir ki, İslâm’ın “savaşan, yakıp, yıkan” yüzü sözde İslâmi terörü lânetlemeliyiz…

Mevlâna diyor ki; “Tavus kuşunun kanadı düşmandır kendisine, nice padişah vardır ki güç ve gösterişleri sebep olur helâklerine…”
 
 
 
 
 
Bin Ladin, Nejad ve İslâm!
 
Gelecekte dinin (hangisi olursa olsun) insanlık için daha da değerleneceğine inandığım için bazı yozlukları görünce yazmadan duramıyorum.
Kutsal Kitabımızın yanlış anlatılma ve yanlış anlaşılmasındaki tehlike canımı sıkıyor.
Düşünebiliyor musunuz?
“İslâmiyet” denince akla; Usame Bin Ladin geliyor, Ahmedi Nejad geliyor.
 
                            * * *
 
Birincisi azılı bir terörist
Çünkü yaptığı bütün vahşeti, “İslâmiyet adına” diyerek üstleniyor…
Ama aynı adam, Irak işgal edilirken ortaya çıkmadı.
Tek bir Amerikalıyı tehdit etmedi.
İşgal sırasında Amerika’da tek bir bomba patlatmadı.
Ne zaman işgal savaşı bitti, Amerika “evimize dönüyoruz” dedi, yeniden bombalar patlatmaya, suikastlar tertiplemeye başladı.
Adam sanki Irak’taki işgalin bitmesini istemiyor gibi.
Neden acaba?.
 
                            * * *
 
Diğeriyse bölgenin "mikseri"...
Tam, "Yaşasın, barış istiyor; nükleer silâh üretiminden vazgeçecek" diye seviniyoruz çünkü Ahmedî Nejad sakinleştiğinde petrolün varil fiyatı 35 Dolara kadar düşüyor...
Ama hemen arkasından bir bakıyoruz arkadaş celâllenmiş...
Haydi; petrolün varili 100 Doları geçiyor.
Yani dünyadaki 7 Petroldevinin yüzlerini güldüren Nejad, fukara milletlerin cebindeki paraları Petrol devlerinin cebine aktarıyor...
Ve bizim Başbakanımız işte bu adama güvenip çok tehlikeli bir oyunda ülkeyi ateşe atıyor...
Onun içindir ki gerçek İslâm dinini bütün dünyaya anlatmalıyız.
Onun içindir ki, İslâm’ın “savaşan, yakıp, yıkan” yüzü sözde İslâmi terörü lânetlemeliyiz…
 
 
Türkiye’nin büyük kumarı
 
Uranyum takasına dikkat!..
Bunu “başarı” olarak anlatanlara katılmıyorum…
Erdoğan ve Davutoğlu fazla gaza geldiler…
“Başarı Sarhoşluğu” yaşıyorlar…
Aslında amaç İran’ı sistemin içine çekmek değil…
Asıl amaçları İsrail’i, oyun dışı bırakmak…
Ama unutulmasın ki egemen güçler başarıya bile bir yere kadar tahammül gösterirler…
O “Bir Yer” izin verdikleri yerdir…
Ermenistan’la “barış” bile bir yere kadardır…
Uranyum takası Türkiye’nin başını öyle bir belâya sokar ki; İsrail düşmanlığı yapalım derken (ki İsrail’in eleştirilmeyecek yanı yok) iş o noktaya varır ki, asıl düşmanlığı kendimize yaptığımızı fark ettiğimizde çok geç kalmış oluruz.
Amerika’nın, İsrail’i yeni politikaları gereği sildiği bir süreçte İran’la fazla yakın olmak, Amerika’yı yeniden İsrail’e yaklaştırabilir…
Hükümet çok tehlikeli bir kumar oynuyor…
 
Milletten, Bey’ine öğütler!..
 
Ey, Recep Tayyip Bey, Beysin…
Bundan gayrı öfke sana, gönül alma bize.
Suçlama sana, katlanma bize.
Bundan geri yanılgı sana, uyarı bize.
Acz sana, yardım bize.
Huysuzluk sana, hoşgörü bize.
Anlaşmazlıklar, çatışmalar sende, adalet bizde.
Kötü göz sana, şom ağız sana, haksız yorum sana,
BAĞIŞLAMAK bize.
 
Ne zaman Allah’ım?..
Askeri demokrasi diye “Absürt” bir tanım vardı bir zamanlar…
Elbette askeri yönetimin demokrasisi olmaz ama kabul etmeliyiz ki askeri yönetim dönemleri ekonominin “sıfır” sorun yaşadığı dönemlerdir…
Neden?..
Çünkü bakanlıklara parti teşkilâtlarının emrinde çalışan partili milletvekilleri değil, atandığı bakanlığın uzmanı olan kişiler getirilmişti.
Demokrasi dönemlerinde ise birkaç uzman bakandan başka diğerlerinin hepsi (Başbakan dâhil) sığ bilgiye sahip, ticarette veya kendi mesleğinde başarılı olamamış avukat, mühendis, doktor, eczacı, doktor, mimar, muhasebeci gibi serbest meslek sahipleriydi.
Allah’ım!..
Biz
Türkler ne zaman hem gerçek demokrasiye ama hem de Avrupa, Amerika veya Japonya gibi mükemmel kültürü ve eğitimi olan bir Başbakan veya Cumhurbaşkanı’na sahip olacağız?..