Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Kayıpmaz, koronavirüs vaka sayısındaki artışa karşı alınması gereken önlemlere ilişkin, "Kalabalık, her ortamda hastalığın yayılması için önemli bir risk. Kalabalığın İstanbul başta olmak üzere çevre illerde de azaltılması gerekiyor" dedi.
Abone olKayıpmaz, "Kış aylarında ev içerisindeki misafirlikler zorunlu değilse kesinlikle yapılmamalı." uyarısında bulundu.
Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koronavirüs vaka sayısındaki artışa karşı alınması gereken önlemler hakkında açıklamalarda bulundu.
Son günlerde ağır hasta sayısında önemli bir artış yaşandığına işaret eden Kayıpmaz, Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniğinde de bu artışı gözlemlediklerini söyledi.
Doç. Dr. Kayıpmaz, Kovid-19 geçirip hastalığı ağır atlatan kişilerde hastalığın zatürreye dönüşmesi sebebiyle servis ve yoğun bakım ihtiyacı olan kişilerin sayısında da her geçen gün artış yaşandığına dikkat çekti.
Erken tedavinin, hastalığın zatürreye dönüşme oranını azalttığını belirten Kayıpmaz, şunları söyledi:
"Hastane ve yoğun bakım yatışları azalıyor. Hastalığın ağır seyrettiği risk gruplarında yer alan kronik hastalıkları olan belli yaşın üzerindeki kişilerin artması ile birlikte sağlık kapasitesinin üzerindeki yük artıyor. Sağlık çalışanlarımız, mart ayından itibaren yoğun bir çabanın içerisinde. Aylardır hiç dinlenmeden, sevdiklerine sarılmadan sürekli çalışma halinde olan arkadaşlarımız var. Onların bu fedakar çabalarına bizler de birey olarak tedbirlere uyarak destek verebiliriz."
Kayıpmaz, bireylerin alması gereken önlemlerin yanı sıra kamu ve özel sektörün de alması gereken önlemlerin olduğunu belirterek, kamu ve özel sektörde uzaktan çalışma imkanının teşvik edilmesinin atılan önemli adımlar olduğunu söyledi.
"Hastalığın zatürreye dönüşme ihtimali artıyor"
Doç. Dr. Kayıpmaz, gençlerde de hastalığın ağır seyrettiği kişiler olduğunu belirterek, şu uyarılarda bulundu:
"35 yaşındaki bir kişiyi de ciddi solunum sıkıntısıyla acil serviste görebiliyoruz. Onun da yoğun bakıma yatırılarak takip edilmesi gerekebiliyor. Günlük çalışma hayatında aktif olan kişilerin özellikle 25-49 yaş arasındaki kişilerin hastalığı kapıp belirti göstermeden ya da hafif belirtilerle hastalığı atlatırken evlerine gittiklerinde ve ev içerisinde kurallara dikkat etmedikleri için evdeki kronik hastalığı olanlara ve ileri yaştaki büyüklere hastalığı bulaştırdığını biliyoruz. Evden hiç çıkmamış hastalığı kapmış 80 yaş üzeri hastalarımız var. Demek ki onlara hastalığı taşıyan kişiler var. Bunlar da günlük yaşam içerisinde aktif olan 25-49 yaş arasındaki kişiler. Onların getirdiği hastalık, büyüklerde kronik hastalığı olan kişilerde daha ağır seyretmesine neden olabiliyor. Bu durumda ise yoğun bakım ve servis yatışları etkileniyor. Hastalığın zatürreye dönüşme ihtimali artıyor. Bunun önüne geçmek için de erken tanı ve tedavi çok önemli bir rol oynuyor. Erken tedavide kullanılan antiviral ilaçlar favipiravir gibi ilaçların sayesinde de ülke genelinde hastalığın zatürreye dönüşüm ihtimali de yüzde 5'in altında."
"Kalabalığın İstanbul çevresinde de azaltılması gerekiyor"
Kayıpmaz, İstanbul'daki vaka sayısındaki artışın nedenlerine ilişkin de şunları kaydetti:
"İstanbul, en kalabalık ilimiz. Nüfusumuzun önemli bir bölümü İstanbul'da yaşıyor. İstanbulla ilişki halinde olan iller var. Bu illerde yaşayıp İstanbul'a gelip akşam geri dönen kişiler var. Kocaeli, Bursa, Çanakkale, Balıkesir gibi İstanbul çevre illeri hem nüfusun hem sanayinin yoğun olduğu iller. İstanbul'da bazı ilçelerde nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğunu görüyoruz. Kalabalık her ortamda hastalığın yayılması için önemli bir risk. Kalabalığın İstanbul başta olmak üzere çevre illerde de azaltılması gerekiyor. Bununla ilgili olarak kamu gerekli önlemleri alıyor. İçişleri Bakanlığımız da önlemlere uyulup uyulmadığını denetliyor. İstanbul'da gece hayatının yoğun yaşandığı yerlerde eğlence merkezlerinde kafe, restoren tarzı yerlerde kurallara uyulup uyulmadığı sıkı bir şekilde denetleniyor."
"Virüs kalabalıkta yayılmak için fırsat buluyor"
Son dönemde özellikle ev içi bulaş riskinin çok fazla olduğuna işaret eden Kayıpmaz, şöyle devam etti:
"Genç bir kişi hastalığı dışarıdan kapıp herhangi bir belirti vermeden bu virüsü ev içerisindeki büyüklerine bulaştırabiliyor. Büyüklerde de bu hastalık daha ağır seyretme riski taşıyor. Dışarıdaki toplanmalar, bir araya gelmeler, kalabalık etkinlikler büyük ölçüde kısıtlandı ama evlerde insanlar toplanmaya devam ediyor. Bundan dolayı ev içerisindeki misafirliklerin kış döneminde zorunlu değilse yapılmaması gerekiyor. Ev içerisinde insanlar kalabalık ortamda bir arada uzun sürede kaldığı vakit virüs yayılmak için kendine fırsat buluyor."
Yurt dışında birçok ülkede ev içerisinde dahi etkinliklerin en fazla 2 saat olması gerektiği tavsiye edildiğini ifade eden Kayıpmaz, şunları kaydetti:
"Ev içerisinde toplanabilecek kişi sayısı, dışarıda toplanabilecek kişi sayısı da kısıtlanmış durumda. Biz de Bilim Kurulu olarak bu yönde bir tavsiyede bulunduk. Kış aylarında ev içerisindeki misafirlikler zorunlu değilse kesinlike yapılmamalı. İnsanlar dışarıda tanımadığı kişilerden kendine virüs bulaşabileceğini düşünüyor ama sevdiklerinden, yakın arkadaşlarından, akrabalarından hastalığın bulaşmayacağını düşünüyor. Bu da hastalığın yayılımı için karşımızdaki en önemli risklerden biri."