Etibank'ın eski sahibi Dinç Bilgin ile bankanın 7 eski yöneticisi hakkında açılan davu bugün düştü. İşte nedeni;
Abone olİstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Cahit Demir, İsmail Hakkı Karakaya ve Murat Yüksel katıldı. Davanın diğer tutuksuz sanıkları Dinç Bilgin, Önay Şevket Bilgin, Zafer Mutlu, Şükrü Karahasanoğlu ve Zeki Ünal ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada esas hakkındaki görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı İlker Yaşar, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan eski TCK'nın 102. maddesinin 4. fıkrası ile 104. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen 7,5 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini belirterek, davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istedi.
Son sözleri sorulan tutuksuz sanıklar Demir, Karakaya ve Yüksel, eski savunmalarını tekrar ettiklerini ve beraatlarına karar verilmesini istediklerini bildirdi.
Mahkeme heyeti, suç tarihleri olan 1999 ile 2001 yıllarından bu yana 7,5 yıldan fazla süre geçtiğini belirterek, zaman aşımı nedeniyle davanın ortadan kaldırılmasına karar verdi.
Davanın geçmişi
Şişli 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın iddianamesinde, sanıkların banka kaynaklarını Hazine Müsteşarlığı'nın talimatlarına aykırı olarak kullandıkları, kaynakları Bilgin Grubu'na bağlı bazı medya kuruluşlarına reklam geliri adı altında aktardıkları ve yarışma programına sponsorluk yaptıkları öne sürülmüştü.
Yargılamada sanıkların eylemlerinin 6 ay ile 2 yıl arasında ağır hapis cezası öngören Bankalar Kanunu'nun 22. maddesinin 2. fıkrası kapsamında kaldığını belirten Şişli 8. Asliye Ceza Mahkemesi, bu suçun yargılamasının Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olduğu gerekçesiyle "görevsizlik kararı" vermişti.
Bunun üzerine İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren yargılamanın 13 Kasım 2003 tarihli duruşmasında tüm sanıkların beraatlarına karar verilmişti.
Beraat kararını inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 27 Aralık 2007 tarihli bozma kararında, sanıkların bu reklam ve sponsorluk harcamalarının ticari faaliyetlerinin devamı için zorunlu olduğu ve kendi firmalarının indirimli fiyatla hizmet verdikleri için tercih edildiği biçimindeki savunmalarına itibar edilemeyeceği kaydedilmişti.
Bankalar Kanunu'nun 22. maddesindeki suçun unsurlarının gerçekleştiği belirtilen kararda, ödemelerden sorumlu olan sanıkların saptanarak, mahkum edilmesi gerekirken, beraat hükmü kurulmasının bozmayı gerektirdiği bildirilmişti.