Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, ''Türkiye'de İç Denetimin Yol Haritası'' konulu konferansta konuştu.
Abone olBankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Türkiye'de mali ombudsmanlığın olması ve bunun Türkiye Bankalar Birliği nezdinde geliştirilip yürürlüğe konulması gerektiğini söyledi. Bilgin, Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) tarafından düzenlenen ''Türkiye'de İç Denetimin Yol Haritası'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, amme hizmeti vermelerinden dolayı aslında bütün bankaları kamu bankaları olarak gördüğünü, dolayısıyla denetimin hiçbir zaman göz ardı edilemeyecek bir olgu olduğunu ifade etti. Tevfik Bilgin, TBMM'nin gündeminde bulunan ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayından sonra yürürlüğe girmesi beklenen Bankacılık Yasası'nın 3 tür denetimi içerdiğini hatırlattı. Bilgin, bunların iç denetim, BDDK esas olmak üzere kamu otoritesinin denetimi ve denetlenecek kuruluşun hizmet verdiği kişi ve kuruluşlar tarafından yapılacak denetimden oluştuğunu belirtti. Bankacılık hizmetinden yararlanan kişi ve kuruluşların hizmetin niteliği, hizmetin kullanımından doğan hukuki sonuçlar ve sahip olduğu haklarla ilgili tam ve doğru bilgi sahibi olmak istediklerine değinen Bilgin, bunun içine birtakım denetimsel süreçlerin katıldığını, Bankacılık Yasası'nda bankaların, müşterilerin her türlü sorularına cevap verecek, şikayetlerini dikkate alacak sistem kurmasının öngörüldüğünü kaydetti. BDDK Başkanı Bilgin, Bankacılık Yasası Taslağı'nın ilk halinde Bankalar Birliği bünyesinde bir ombudsmanlık müessesesi kurulmasının yer aldığını anımsatarak, şöyle devam etti: ''Taslağa yönelik eleştirilerin biri de buna yönelikti ve bir şekilde kaldırıldı. Ama gidişat odur ki; Türkiye'de şu anda İrlanda, İsveç ve Fransa gibi ülkelerde uygulanan mali ombudsmanlık olmalıdır ve bunun da Bankalar Birliği nezdinde bir şekilde geliştirilip yürürlüğe konulması gerekmektedir. Nedeni çok basit. Müşteriyle banka arasındaki sorunlar, devlet kurumlarına gelmeden önce ilgili kurumlarda, bankalar veya Bankalar Birliği nezdinde bir şekilde çözümlenmelidir.'' -''ÖNEMLİ OLAN SONUÇLARI İŞLERLİĞE KOYABİLMEK''- Tevfik Bilgin, BDDK'nın denetimlerine de değinirken, kurumun bankaları risk esasına göre denetleyeceğini ifade ederek, ''Bazı bankalara hiç gidilmeyebilir belki ama bazılarına sürekli gidilecek ve denetlenecektir'' dedi. Bankacılık Yasası ile iç denetim ve kontrol sisteminin daha da kuvvetleneceğini, denetimde şeffaflık, bütünsellik ve eşitliğin esas olduğunu, bunun bankaların daha da dikkatli davranmalarını sağlayacağını vurgulayan Bilgin, şunları kaydetti: ''İç denetimin felsefesinde soruşturmacı zihniyet olarak algılanan denetim, yerini proaktif, sorunların tespit edilip diyalog esaslı önerilerin geliştirildiği bir anlayışa bırakmıştır ve bırakmalıdır. Çünkü hepimiz bunun dersini 2001 krizinde aldık. 2001 krizinden aldığımız en önemli ders, denetimin ne kadar önemli olduğudur. Krizden önce ve kriz döneminde sorun denetim değildir. Denetim kadar, hatta çok daha önemli sorun karar alma sorunudur. Tespitler yapılmıştır, yöneticilerin önüne sunulmuştur. Ama karar alma sürecinde sorunlar yaşanmıştır ve hala yaşanmaktadır. Önemli olan tespit ve karar almayı etkin bir şekilde bir araya getirip, denetçinin sonuçlarını işlerliğe koyabilmek, bu anlamda etkin düzenlemeler yapmaktır.''