BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Bilal Erdoğan'ın okul arkadaşı çıktı!

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın sivri dilli sözcüsü Marie Harf, Bilal, Esra ve Sümeyye Erdoğan'la aynı üniversitede yakın dönemlerde okumuş.

Abone ol

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yeni yüzü Marie Harf (32), verdiği sivri demeçlerle son dönemde Türkiye’de sık haber oldu. Ancak sadece Ankara’dakilerin değil, CIA kökenli sözcü Washington’daki Cumhuriyetçilerin de tepkisini çekecek kadar açıksözlü.

Değişim Dışişleri Bakanı John Kerry’nin 2013 başında görevi Hillary Clinton’dan devralmasıyla başladı. Eski NATO Büyükelçisi Victoria Nuland’ın sözcülük dönemi sona erdi. Ve Kerry, yerine daha önce Obama Kampanyası’nda çalışmış iki genç kadın atadı. Buna göre Beyaz Saray basın bürosundan Jen Psaki (36) sözcü, 2012 seçiminden sonra geçici bir süre Beyaz Saray’da bulunan Marie Harf da yardımcısı olacaktı. İkisinin de hiçbir Dışişleri tecrübesi olmadığından, dahası ulusal güvenlik konularında da yeterli uzmanlığa sahip olmadıklarından, isimler Şubat 2013’ten itibaren basına sızdığında herkes aynı şeyi soruyordu:

Nuland’dan sonra nasıl olacak?

HAZIRLIK DÖRT AY SÜRDÜ

Nitekim geçiş dönemi normalinden çok daha uzun sürdü. Ve Psaki’nin Şubat 2013’te göreve atandıktan sonra podyumda ilk basın toplantısına çıkması Haziran’ı buldu. Harf da katılınca ekip tamamlandı. Ve Amerikan Dışişleri sözcülüğü kürsüsü Psaki’nin, Psaki’nin yurtdışı gezilerinde Kerry’ye eşlik ettiği günlerde ise Harf’ın oldu. İşte Psaki’ye göre çoğu zaman tavrı daha keskin olan ve bazen sözünü diplomasi süzgecinden geçirmeden çok daha direkt söyleyen Harf’ın üslup farkı da bu toplantılarda ortaya çıktı.

ERDOĞANLARIN OKUL ARKADAŞI

Henüz 32 yaşında. Ohiolu. Hem annesi hem de babası akademisyen. Tıpkı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çocukları Bilal, Esra ve Sümeyye gibi o da Indiana Üniversitesi’nden. Hatta tıpkı Bilal Erdoğan gibi o da politika bölümü öğrencisi. Ve okuldan da, Bilal Erdoğan’dan bir yıl sonra, 2003’te sosyolojiyi bitiren Esra Erdoğan ile birlikte mezun oluyor.

CIA’DE ANALİST OLUYOR

Indiana’dan sonra Virginia Üniversitesi’ne giriyor. Politikanın ardından burada da uluslararası ilişkiler yüksek lisansı yapıyor. Okuldan sonra ise analist olarak CIA’de işe giriyor. Suudi Arabistan’a bakıyor.

CIA yıllarına dair fazla ayrıntı yok. Ancak bir süre sonra CIA’de basınla ilişkiler bölümüne geçtiği biliniyor. Hazırladıkları haberlerde CIA’ye soru soran gazetecilerin neredeyse hepsine “Bu konuda yorum yapmıyoruz” diyenlerin masasına.

HAGEL’LA ÇALIŞTI

CIA’in ardından 2012 başkanlık seçimleri için Obama’nın ekibine katılıyor. Ve CIA’deki tecrübesiyle kampanyanın ulusal güvenlik konularını üstleniyor.

Seçim ardından ise politik bir atama için Beyaz Saray’da geçici süreliğine görevlendiriliyor. Bu sırada Savunma Bakanı Chuck Hagel’ın Senato’dan onay alması sorun olunca, Hagel’ın yanında görevlendiriliyor. Geçiş döneminde sözcülüğünü üstleniyor. Hagel da hallolduktan sonra ise şimdiki pozisyona geçiyor. Dışişleri Sözcü yardımcılığına.

ÜÇ SIRA DIŞI DEMEÇ

Harf’ın Türkiye’de fark edilmesi, sene başından beri verdiği üç sıra dışı beyanatla oldu. 31 Mart’taki basın toplantısında, ABD’nin Twitter yasağı, yolsuzluk iddiaları, İsrail ile ilişkiler gibi konularda Başbakan Erdoğan’dan ziyade Fethullah Gülen’in görüşlerine yakın olduğu izleniminin doğru olup olmadığı soruldu. “Bu saçma. Pensilvanya'da yaşayan beyefendiyi unutun. Türk hükümeti ile ikili bir ittifaka sahibiz. Anlaşmazlığa düştüğümüz zaman bunu dile getiririz” dedi.30 Nisan’daki toplantıda Başbakan Erdoğan’ın Amerikalı televizyoncu Charlie Rose’a verdiği söyleşide Türkiye, Ukrayna ve Mısır’daki gösteriler için “aynı senaryo” dediği hatırlatılıp ayaklanmaların Washington ya da diğer Batı merkezlerinden tetiklendiği iddiası soruldu. “Ben bunun saçma olduğunu ve yaşanan gerçeklere dayanmadığını düşünüyorum” dedi.

Son olarak 5 Mayıs’taki günlük basın toplantısında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye’de basının özgür olmadığını belirten Freedom House raporu için “algı operasyonu” dediği hatırlatılıp, “ABD’de Türkiye’ye karşı bir operasyon var mı” diye soruldu. Ona da, “Kesinlikle yok. Katiyen, nokta” diye yanıt verdi.

CUMHURİYETÇİLERİN HEDEFİ

Peki Harf, sadece Türkiye konusu ele alınınca mı bu kadar keskin ve net? Hayır. Örneğin Davutoğlu’nun açıklamasına “nokta”lı yanıt verdiği aynı günkü basın toplantısında, “nokta” ifadesini iki yerde daha kullandı. Konu Suriye’ydi. “Suriye’nin geleceğinde Esad’a bir yer görmüyoruz, nokta” dedi. 2012’deki Bingazi saldırısı tartışılırken 2007’de Cumhuriyetçilerin o dönemki Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı’nı Irak Savaşı yüzünden Kongre’ye ifadeye çağırmaktan kaçınırken, Libya Olayları için dönemin Demokrat Partili Dışişleri Bakanı’nın ifade vermeye davet edileceği haberleri için de “Bu hiçbir mantık testini geçmiyor, nokta” dedi.

Ve aynı gün muhafazakâr sitelerde, “Hillary Clinton’dan beri Dışişleri’nin en cesur saçmalayanı” diye manşetlere çıktı.

“SAÇMA” LAFINI SIK KULLANIYOR

Saçma sözcüğünü ise yine sadece Türkiye konularında değil başka alanlarda da daha önce günlük basın toplantılarında beş defa kullandı. Üçü Suriye’yle ilgiliydi, biri Amerikan iç politikası, biri de Irak.

13 Ağustos 2013’de ABD’nin Suriye’de Esad’a karşı yabancı savaşçıları destekleyip desteklemediği sorulunca “Saçma” dedi.

26 Ağustos 2013’te konu yine Suriye’yken, ülkede beş gün önce yaşanan kimyasal silah saldırısına dair videolara inanmayanların vicdanlarını kontrol etmelerini salık verip “Çünkü bu saçma” dedi.

9 Eylül 2013’te yine Suriye tartışılırken, Dışişleri Bakanı Kerry’nin Rus mevkidaşıyla Suriye’deki kimyasal silah meselesini konuşup konuşmadığı sorulunca, “Konuşmadıklarını düşünmek saçma olurdu” dedi.

23 Ekim 2013’te AP’nin muhabiri Matt Lee’nin sorduğu, Yönetim’in içeride karşılaştığı dış politika eleştirilerinin hepsini haksız mı bulduğu sorusuna, “Bu saçma bir soru, Matt” dedi.

3 Ocak 2014’te ABD’nin Irak’tan çekilirken geride Irak’a destek olacak unsurlar bırakmadığı yönündeki bir soruya da “Bir ülkeyle olan ilişkiyi oradaki askerlerle tanımlamazsınız. Bu saçma” dedi.

AÇIKSÖZLÜ SÖZCÜ

Sonuçta belki CIA tecrübesi belki de akademisyen bir aile tarafından büyütülmüş olmanın etkisiyle, daha direkt bir sözcü Harf. Amerikan Dışişleri’ndeki diplomatların da bu yüzden zaman zaman koridorda kulaklarını çınlattığı, farklı bir sözcü. Daha keskin. Ama sadece Ankara konusunda değil. Sıkı bir Obama destekçisi olduğundan Cumhuriyetçilere karşı da, mantık hatası yapan gazetecilere karşı da.