ABD'de "tarihi" olarak nitelendirilen 3 Kasım başkanlık seçimlerine üç hafta kala anketlerdeki son durum Demokrat aday Joe Biden'ın yaklaşık 10 puan önde olduğunu gösterirken, gözler seçimlerin kaderini büyük oranda belirleyecek kritik eyaletlere çevrildi.
Abone olYeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkisiyle "sıra dışı" bir seçim süreci yaşanan ABD'de, Cumhuriyetçi Donald Trump ile Demokrat Joe Biden'ın yarıştığı ve 3 Kasım Salı günü yapılacak 59. başkanlık seçimlerinin galibinin kim olacağı merakla bekleniyor.
Seçimler öncesi anketlerdeki son durum yakından takip edilirken, 2016'dan bu yana anketlerin güvenilirliği de kamuoyunda soru işareti olarak görülüyor.
ABD'nin önde gelen siyasi analiz sitelerinden Real Clear Politics'in ulusal bazdaki hemen tüm anketlerin ortalamasını derlediği anket sonuçlarına göre, Biden yarışı Trump'ın 10,6 puan önünde götürüyor.
Trump'ın Kovid-19'a yakalanması anketlere yansıdı
Biden'ın Trump'la arayı çift hanelere kadar açmasında ABD Başkanı'nın Kovid-19'a yakalanması da etkili oldu.
Trump'ın hastalandıktan ve hastaneden çıktıktan sonra yaptığı "Kovid-19'dan korkmayın" minvalindeki açıklamaları, virüsten dolayı 220 binden fazla can kaybının yaşandığı ABD'de bazı seçmen grupları arasında tepkiye yol açtı.
Trump 1 Temmuz'da Joe Biden ile arasındaki fark 9,4 puan iken ivme kazanmış ve Kovid-19 testinin "pozitif" olduğunu duyurduğu 2 Ekim'e kadar farkı 7,4 puana indirmişti.
Ancak 2 Ekim'den sonra bu fark hızla açılarak, Biden'ın 10,6 puan öne geçmesiyle sonuçlandı.
En çok oyu alan değil, 270 delegeye ulaşan başkan oluyor
3 Kasım Salı günü yapılacak başkanlık seçimlerinde seçmenler esas olarak destekledikleri partinin delegelerine oy veriyor.
ABD'de "Delegeler Kurulu" (Electoral College) adı verilen bu sistemde, her eyalete farklı ağırlıklarla dağıtılmış toplam 538 delege belirleniyor.
Bu sayının yarıdan 1 fazlasına, yani 270 delegeye ulaşan aday başkan olmaya hak kazanıyor.
Burada toplamda daha fazla oy alan değil, daha fazla delegeye ulaşan kişinin başkan olması, eyaletler arasındaki dengenin gözetildiği Amerikan siyasal sisteminin dikkat çekici özelliklerinden biri olarak biliniyor.
2016 yılındaki son seçimleri kazanan Trump 304 delegeye ulaşmış ancak rakibi Hillary Clinton, Trump'tan yaklaşık 3 milyon daha fazla oy almıştı.
Seçimin kaderini "salıncak eyaletler" belirliyor
Öte yandan her ne kadar ulusal anketlerde Biden arayı açmış görülse de ABD'de seçimin kaderini Cumhuriyetçi ve Demokratlar arasında gidip geldikleri için "swing (salıncak)" olarak adlandırılan eyaletler belirliyor.
ABD'de başkanlık için ulaşılması gereken toplam 270 delege sayısının 101'ini teşkil eden 6 salıncak eyalette, 2020 seçimlerinde oyun belirleyici en önemli iki eyalet olarak Pennsylvania ve Florida öne çıkıyor.
Demokrat aday Biden, Pennsylvania'da 1 Temmuz'da 7 puan öndeyken, şu anda da Trump'a karşı aynı orandaki avantajını sürdürüyor.
Florida'da ise 1 Temmuz'da Biden 6,4 puan öndeyken, Trump son dönemde ivme kazanarak farkı 3,7 puan seviyesine indirmeyi başardı.
Diğer salıncak eyaletler arasındaki Wisconsin'de 1 Temmuz'da 6,5 puan önde olan Biden şu anda 5,5 puan önde görünürken, Michigan'da 1 Temmuz'da 7,5 puan önde olan Demokrat aday şu anda 6,7 puan önde gidiyor.
Yarışın en başa baş gittiği salıncak eyaletlerin başında ise Kuzey Carolina geliyor. Trump'ın zaman zaman öne geçtiği eyalette, 1 Temmuz'da 3 puan önde olan Biden şu anda sadece 1,4 puan ile öne geçmiş durumda.
Arizona'da ise 1 Temmuz'da Biden 4,2 puan önde görünürken, şu anda aradaki fark 2,7 puan seviyesine geriledi.
Tüm bu rakamlar göz önüne alındığında seçimlerin kaderini belirleyecek 6 kritik eyaletteki anketlere göre iki rakibin birbirine yakın oranlar yakaladığı gözlemleniyor.
Anketler 2016'da salıncak eyaletlerde yanıldı
12 Ekim 2016 tarihli anketlere bakıldığında salıncak eyaletlerin hepsinde yarışı Clinton önde götürürken, 8 Kasım gecesi 6 eyaletin de kazananı Trump oldu.
Clinton 12 Ekim 2016'da Michigan'da 9 puan, Wisconsin'de 6,7 puan, Pennsylvania'da 8,7 puan, Kuzey Carolina'da 2,6 puan, Arizona'da 1 puan, Florida'da ise 2,7 puanla yarışı önde götürüyordu.
Anketler seçimlere ilişkin ne kadar fikir veriyor?
ABD'de özellikle 2016 seçimlerinin ardından anketlerin güvenilirliği ve seçimler hakkında ne derece fikir verdiği de tartışmaya açıldı.
13 Ekim 2016 tarihinde ülke geneli anketlerde Hillary Clinton 7,1 puan önde gidiyordu. Hatta seçimlerin yapıldığı 8 Kasım 2016 günü bile Hillary Clinton'ın 3,2 puanla Trump'ın önde olduğu gözüküyordu.
Ancak 8 Kasım gecesi açıklanan sonuçlarda sandıklardan "sürpriz" bir sonuç çıktı ve Trump kritik eyaletleri elde ederek başkanlık koltuğuna oturdu.
Özellikle genel duruşu Demokrat olan Michigan'da Trump'ın Clinton'ı 10 bin 704 oy ile geçmesi bu tarz eyaletlerin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
2016'daki tabloya atıf yapan analistler, seçim öncesindeki anketlerde Biden önde olsa da ülkedeki seçim sistemi dolayısıyla 3 Kasım'daki sonucun farklı olabileceği uyarısında bulunuyor.
Anketlerin yetersiz, taraflı ya da eksik olduğunu savunan bazı uzmanlar, Trump yanlılarının genellikle "toplumsal baskı" nedeniyle anketlerde Trump'ı ya da Cumhuriyetçi Parti'yi desteklediğini söyleyemediğini ileri sürüyor.
Öte yandan, ABD'deki anketlerin önemli bölümü halen ev telefonları üzerinden yapılırken, bu anketlerin doğru sonuçlar vermediği savunuluyor.
İnternet üzerinden yapılan anketlerin de seçim sonuçlarını ne ölçüde yansıtacağına ilişkin şüpheler, kamuoyundaki anket tartışmalarının bir diğer boyutunu oluşturuyor.
ABD'de sandığa gitme oranı düşük
255 milyon civarında seçmene sahip olan ABD'de sandığa gitme oranı genellikle yüzde 55 bandında oluyor.
Dolayısıyla halkın yüzde kaçının hangi adayı desteklediğinden ziyade, hangi partinin seçmeninin daha çok sandığa gittiği de seçim sonuçlarında belirleyici rol oynuyor.