BIST 9.448
DOLAR 34,42
EURO 36,38
ALTIN 2.832,58
HABER /  GÜNCEL

Biber gazının insan vücuduna etkisi

Türkiye’de toplumsal olaylarda sıkça kullanılıyor ama uzmanlara göre biber gazı, ‘ölümcül sonuçları olan kimyasal silah’ grubunda.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hopa mitingindeki olaylarda yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ön otopsi raporuna göre ölüm nedeni 'Biber gazı ve heyecana bağlı kalp krizi' olarak açıklandı.Hopa'da yaşananlar ve Metin Lokumcu'nun kesin olmayan otopsi raporu, gözleri bir kez daha meydanlarda sıkça kullanılan biber gazına çevirdi.

Sağlık otoriteleri, bu gaza bir kez dahi maruz kalmanın başta solunum sistemi olmak üzere vücut üzerinde önemli sorunlar yaratacağı görüşünde birleşiyor. 'Biber gazı çok hoyratça kullanılıyor ama öyle masum bir şey değil' diyen İÜ. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, gazın, çok yoğun maruziyetlerde bronş sistemini, yani hava yollarını tahriş ve tahrip ettiğini söyledi.

"Bu şekilde yatırdığımız çok sayıda hasta oluyor. İşin kötüsü bu tür hastaların bir kısmında astım tablosuna benzer bir tablo hayat boyu kalabiliyor" diye konuşan Tutluoğlu şunları söyledi:

PROF. TUTLUOĞLU: BRONŞ SİSTEMİ ADETA GAZLA KAVRULUYOR

"Bu gaza yoğun maruziyet olduğunda bronş sisteminin tahrip olması sonucu astım tablosu ortaya çıkıyor. Bir kere bronş sistemi bu gazla kavruluyor gibi oluyor. Bu son Hopa olayında olduğu gibi hasta yoğun bir gaza maruz kaldığında, solunum sistemi etkilenir, bronşlarda kasılma olur, kişinin nefes alamamasına ve kalbin oksijenlenememesine bağlı olarak kalp krizi gelişebilir. Yani biber gazı masum bir gaz değil, sonuçta bu bir kimyasal silahtır. Yakın plandan yoğun maruziyet kişilerde hayat boyu kalıcı olabilecek çok ciddi problemlere ve ölüme neden olabilir. Direkt olarak öldürmese de dolaylı yollardan öldürür. Yani gaz, solunum sistemini etkiler, hastanın nefes almasını engeller ve eğer altta yatan başka bir sağlık sorunu da varsa ölüme neden olabilir. Burada bir de stres faktörü de var, stres de önemli rol oynar.

ETKİSİ ÖMÜR BOYU SÜRER

Bir kişinin bu gazdan etkilenip sağlığını kaybetmesi için bir kez kullanılması bile sakıncalıdır. Hassas bünyelilerde bir kez yoğun şekilde maruz kalmak bile çok ciddi sonuçlar doğurur, hayat boyu kalıcı problemlere neden olur. Bu adeta sonradan edinilmiş astım gibidir."

TEDAVİYE CEVAP VERMEYEBİLİR

Prof. Tutluoğlu'nun parmak bastığı önemli bir nokta da gaza maruz kalan bronşların tedaviye iyi yanıt vermemesi: "İşin kötüsü; biz normal hastalarda bu tür şikâyetlere ilaçlarla tedavi ederiz ve iyi sonuç alırız. Ancak bu tip hastalarda tedaviye yanıt da olumsuz olur. Çünkü bronşlardaki tahribat kalıcı olabilir ve tedaviye cevap vermeyebilir. Biber gazına maruziyet durumunda önce iğne veya tablet şeklinde kortizonlu ilaçlar veririz, sonraki aşamada ise yine nefes yoluyla kortizonlu spreyler ve bronş genişletici ilaçlar kullanırız ama tedaviden yüz güldürücü sonuçlar elde edemeyebiliriz."

TTB: ÖLÜMCÜL SONUÇLARI OLAN KİMYASAL SİLAHTIR

Türk Tabipleri Birliği de yaptığı açıklamada, toplumsal olaylarda kullanılan gazları 'ölümcül sonuçları olan kimyasal silahlar' olarak nitelendirdi ve bunların sağlık açısından çok sakıncalı olduğunu vurguladı.

TTB bu gazların, yalnızca hedef alınanı değil, havayla çevredekileri de etkileyecek şekilde yayıldığını belirtti. Bu gazların, astım ataklarına neden olduğu, yüksek miktarlarda ise solunum fonksiyonunda bozukluk meydana getirdiği ifade edilen açıklamada, ayrıca yüksek miktarda maruz kalındığında kalp yetmezliği, karaciğer hasarı ve ölüme neden olduğunun bilimsel verilerle kanıtlandığı görüşüne yer verildi. Birlik, İçişleri, Milli Savunma ve Sağlık bakanlıklarının kullanılan gazlara ilişkin acilen önlem almasını istedi.

PROF. DAĞDELEN: ALTTA YATAN KALP HASTALIKLARINI TETİKLER

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen ise şu anda biber gazının kalp krizi yaptığına dair literatürde kesin veri bulunmadığını, ancak gaza maruziyetin altta yatan kalp hastalıklarını tetikleyebileceğini söyledi.

Prof. Dr. Sinan Dağdelen, "Hopa'daki olayda olduğu gibi bu tür durumlarda kalp krizini provoke eden şey; daha çok hastanın yaşadığı stres ve sıkıntıdır. Bu, var olan, altta yatan sinsi bir kalp hastalığını aşikâr hale getirmiş ve kalp krizini provoke etmiş olabilir. Biber gazına maruz kalmakla, kalbi normal olan bir insan kalp krizi geçirmez ama kalbinde altta yatan sinsi bir damar darlığı veya problem varsa böyle bir stres ortamında ortaya çıkabilir ve kalp krizine neden olabilir. Yoksa kalbi normal olan bir insanda biber gazının kalp krizi yaptığına dair bilimsel bir çalışma yok" şeklinde konuştu.