BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Beyazıt Öztürk suçlu mu, suçsuz mu?

Kanal D'nin sevilen ekran yüzü Beyaz, programına telefonla bağlanan ve kendisini öğretmen olarak tanıtan Ayşe Çelik'e PKK propagandası yaptırmakla suçlanıyor.

Kanal D'nin sevilen ekran yüzü Beyaz, programına telefonla bağlanan ve kendisini öğretmen olarak tanıtan Ayşe Çelik'e PKK propagandası yaptırmakla suçlanıyor.

Beyazıt Öztürk ile ilgili düşüncelerimi belirtmeden önce size samimi bir itirafta bulunacağım.

Kanallar arasında dolaşırken tesadüfen Beyaz'ın programına tesadüfen rastladım. Aslında izlediğim bir program değil ama konuklar arasında futbolculuğuna hayran olduğum Yattara'nın olduğunu görünce bir süre izlemek zorunda kaldım.

Yani anlayacağınız kendisini öğretmen olarak tanıtan kadının söylemlerini canlı yayında dinledim.

Belki söyleyeceklerim size tuhaf gelecek ama o konuşmayı izlerken kadının bir PKK sempatizanı olabileği benim de aklımın ucundan geçmedi.

Konuşmasının başında "Ülkenin Doğusu'nda çocuklar ölüyor farkında mısınız" deyince, "Of Beyaz'a ve konuklara fena kapak yaptı. Helal olsun" dedim.

Kadının söylediklerini, genel olarak bölgede herşeyin düzelmesini isteyen bir öğretmen ricası olarak gördüm tıpkı Beyaz gibi...Hatta "Hainler çocuk öldürmesin" diye PKK'ya lanet okuyacak sandım.

Konuşmasında ne "PKK" ne de "Devlet" lafı geçmediği için telefon kapanıncaya kadar bir şüphe duymadım.

Zaten ekranda tekrar izlerseniz, Beyaz'ın bu sözler karşısında yüzündeki çizgilerin yer değiştirdiğini ve allak bullak olduğunu anlarsınız.

Bana göre, kadının anlattıklarını Türk milleti lehine zannetti Beyazıt Öztürk. Kadına verdiği cevapta kullandığı "Bundan sonra daha hassas olmaya gayret göstereceğiz" sözü eminim ki benim gibi ekran başındakilere de çok anlamsız gelmiştir.

Beyaz hakkındaki düşüncelerimi soracak olursanız...

Program yayınlandığından beri okurlarım, "Bir şeyler yazmayacak mısın?" diye beni dürtüyor. Doğrusunu isterseniz sosyal medyada yapılan yorumları görünce içimden yazmak gelmedi.

Gelmedi çünkü ben Beyaz'ın PKK propagandasını bilerek ve isteyerek yapacak, yaptıracak biri olduğuna inanmıyorum. Dün ekranda kendisini özür dilerken izledim. Dilediği o özür, benim kendisine olan inancımı bir kez daha perçinledi.

Beyaz'ın yaptığı savunmaya inanmayanlara burada yapmam gereken bir iki uyarı var.

Sosyal medyada iki gündür, "Beyazıt Öztürk, Gezi olayları sırasında programını iptal ederek Gezi Parkı'na gidip eylemcilere destek verdi" şeklinde bir algı operasyonu yürütülüyor.

 Olayın aslı şudur.

O hafta Beyaz'ın programına gelen üniversite öğrencileri, geçen hafta Ayşe Çelik isimli kadının yaptığı gibi bir provokasyona imza attı. Programın başlamasına dakikalar kala stüdyoyu terkedip Gezi Parkı'na gittikleri için Kanal D yönetimi seyircisiz kaldı diye programı iptal etti.

Bu olaydan bir hafta sonra yayınlanan programda Beyazıt Öztürk, Gezi olaylarıyla ilgili düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi:

"Ortak bir akılda buluşmanın tam zamanı olduğunu düşünüyoruz. İnsanların Gezi Parkı'nın sadece Gezi Parkı olarak kalmasına yönelik istekleri ve bu istekler sonucunda yaşanan olaylar, gerçekten hepimizi çok üzdü. Hafta içi herkes açıklamalarda bulundu, hiç kimsenin bilmediği aslında yeni bir cümlem yok. Bildiğim şey sadece bir ülkem var ve birbirimize duyacağımız saygıyla daha göreceğimiz çok güzel günler var."

Arkadaşlar...

Beyaz'ın programının hainlerin dilinde slogan olması nedeniyle duyduğunuz öfkeyi anlayabiliyorum.

Ancak Maide Suresi'nin 8. Ayeti'nde Allah'ı Azimuşşan, "Bir toplululuğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sevketmesin" diye buyuruyor. Lütfen öfkenizi bir kenara bırakın ve bu kirli bilginin aklınızı esir almasına izin vermeyin.

Adam harcamanın çok kolay olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

"Suçsuzsa çıksın özür dilesin" diyen, özür dilediğinde ise "Numara yapıyor" diyen vicdansızlardan olmayın! Özür dilemişse, "Hata yaptım" demişse, bundan ötesi olmaz, olmamalı...

Diyanet'e atılan iftira...

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez 17/25 Aralık operasyonlarından sonra Paralel Yapı lehine açıklamalarda bulunmayınca açık hedef haline gelen isimlerden oldu.

Son olarak Diyanet'in "Babanın öz kızına şehvet duyması haram değil!" şeklindeki provokatif fetva nedeniyle hedef oldu.

Diyanet'in yaptığı açıklama, içeriden birilerinin provokatif eylemlerde bulunduğunu gösteriyor. O fetvayı veren haysiyetsiz sapığın kim olduğu çok yakında ortaya çıkacak elbet.

Bu sapıkça oyun üzerinden Mehmet Görmez Hoca'nın harcanacağını düşünenleredir sözüm.

Hiç boşuna heveslenmeyin!

Değil onun kellesini, saçının bir tek telini bile vermeyiz. Sizin gibi it sürülerini de onun tırnağına kurban ederiz.

Hadi başka kapıya!