Beştepe Millet Camisi'nde Cuma Namazı kılındı diğer camilerde yine yasak
Koronavirüs salgını nedeniyle camilerde toplu namaz yasaklanmıştı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Millet Camisi'nde az sayıda kişiye Cuma Namazı kıldırdı...
Koronavirüs salgını nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığı, camilerde cemaatle vakit namazlarını ve Cuma namazlarını yasaklamıştı. Geçen hafta hiçbir camide Cuma Namazı kılınmadı. Bugün ise Beştepe'deki Millet Camisi'nde Diyanet İşleri Başkanlığı'nca belirlenen az sayıda kişinin katılımıyla Cuma Namazı kılındı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş cuma hutbesinde, "Evimizde geçirdiğimiz zamanı geçmişimizin muhasebesi ve geleceğimizin Allah rızası doğrultusunda inşası için fırsata dönüştürelim. Yuvamızdaki sevgi ve muhabbeti pekiştirmenin gayreti içinde olalım. Çocuklarımızın eğitimini aksatmayalım" tavsiyelerinde bulundu.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Beştepe Millet Camii'nde kılınan Cuma sırasında okuduğu hutbede, şu ifadelere yer verdi:
"Muhterem Müslümanlar, insanlık olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Dünyanın çaresini bulmakta aciz kaldığı bir salgın hastalıkla mücadele ediyoruz. Yeryüzünde nice insan hayatını kaybediyor. Millet olarak bizim de acı kayıplarımız var. Hastalığın pençesine yakalanmış kardeşlerimiz deva bekliyor.
Bizi zorluklar karşısında diri tutan en büyük gücümüz imanımızdır. İmanı bize lütfeden Rabbimiz, varlıkta ve yoklukta, bollukta ve darlıkta, farklı sıkıntılar karşısında nasıl davranacağımızı bize öğretmiştir. Akıp giden hayatın acısıyla tatlısıyla bir imtihan olduğunu bize haber vermiştir. Bu imtihan karşısında kulluk şuuruna, tedbir ve sorumluluğa, sabır ve metanete, dua ve tevekküle sarılmamızı istemiştir.
Kıymetli Müslümanlar, kendisi ve çevresindekiler hakkında sorumluluk bilinciyle davranmak, mümince bir tavrın gereğidir. Yeni tip korona virüs ortaya çıktığı andan itibaren devletimiz, bizlerin sağlığını korumak için olanca gayretiyle çalışmaktadır. Bu süreçte her birimize de ayrı ayrı görev ve sorumluluklar düşmektedir. Zira hepimiz hem kendi hayatımızı hem de sevdiklerimizin hayatını korumakla mükellefiz. Allah’ın en büyük nimetlerinden biri olan sağlığımızı muhafaza etmekle yükümlüyüz.
Değerli müminler, bu salgın karşısında en önemli görevlerimizden biri, yetkili mercilerin uyarılarına riayet etmektir. Hem hastalığa yakalanmamak hem de hastalığın yayılmasını önlemek için gayret göstermeliyiz. Özellikle yaşlılarımıza ve kronik hastalığı olan kardeşlerimize karşı duyarlı olmalıyız. Asla tedbiri elden bırakmamalıyız. Özensizliğimiz ve dikkatsizliğimiz yüzünden toplum sağlığını tehlikeye atmak, mümine yakışan bir tutum olamaz. Sorumluluğumuzu ihmal ederek kendimize ve başkalarına zarar vermek, büyük bir vebaldir; kul hakkı ihlalidir. Oysa Peygamber Efendimiz (s.a.s), tedbirli olmayı, sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi, kul hakkını gözetmeyi emretmiştir. Bulaşıcı hastalığı bulunan bir kişiyle musafaha etmeyerek onu geri gönderen[i] Allah Resûlü, bizleri şöyle ikaz etmiştir: 'Bir yerde veba olduğunu duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba çıkarsa o bölgeden de ayrılmayın! [ii]' Peygamberimizin emri gayet açıktır: 'Hastalık taşıyan kişi, sağlam kişinin yanına gitmesin![iii]'