BIST 9.916
DOLAR 35,16
EURO 36,61
ALTIN 2.962,20
HABER /  DÜNYA

Beşar Esad'ın korkunç fitnesi!

Halkına zulmeden Beşar Esad'a isyan bayrağı açan Suriyeli gençler konuştu. Şahit oldukları zulmü okurken çok şaşıracaksınız...

Abone ol

Suriye'de her geçen gün kan akmaya devam ederken katliamdan kaçarak Türkiye'ye gelen genç aktivistler, devrimden umutlu. Olayların ilk ateşini yakanlar olarak Esed zulmünü dünyaya duyuran genç beyinler, 3 yıldızlı bir Suriye hayaliyle Arap, Kürt, Hıristiyan ve Asuri gibi tüm unsurların bir arada, özgür ve eşit yaşayabildiği bir vatan için çalışıyor.

Çoğunluğu üniversite mezunu, doktorasını yapmış, Arapça ve Kürtçe'nin yanında İngilizce de konuşarak dünya medyası aracılığıyla Esed'in yaptığı dezenformasyonu boşa çıkarmak için uğraşıyor. Arap baharında internetin rolünü anlayarak, Suriye'deki arkadaşlarının yardımıyla evlerinin önünde patlayan bombaları, oluşturdukları blog ve sosyal medya siteleriyle dünyaya duyuruyor.

Yakınları katledilen, hapse atılan ve Esed zulmüne maruz kalan bu gençler ailelerinden uzakta devrimin haklılığını Türkiye'den haykırıyor. Hepsinin yüzünde bir hüzün. Kimi annesinin eşarbını sarmış boynuna "Annem kokuyor" diyerek, kimi de internet üzerinden sesini duyabildiği ailesini telkin ediyor. Hep birlikte çalışıyorlar, amaçları ise onların deyimiyle "Rejimin oyunlarını bozarak" yeni Suriye'de barış içinde yaşamak.

İşte birbirinden başarılı ve acı dolu hikayelere sahip bu gençlerin Bugün gazetesine anlattıkları:

Suriye Kürt Gençlik Hareketi'nden Cemşid Hüseyin, gençleri örgütleyen önemli isimlerden. Sosyoloji mastırını yaparak doktoraya hazırlanan Hüseyin, Türk kamuoyunun Suriye'deki hakikati tam anlamıyla bilmemesinden yakınıyor. "Bu bir halk devrimidir" diyen Hüseyin, Esed rejiminin oyunlarını boşa çıkartmak için çok çalıştıklarını söylüyor.

Baas rejiminin mezhep çatışması çıkartmayı hedeflediğini ve devrime destek veren kesimleri bölmeye çalıştığını aktarıyor. Suriye'deki Kürt meselesinin Türkiye'nin dış siyasetine de etkisi olduğunu düşünüyor. Kürtler'e hükümetlerin hak tanımak noktasında çok cömert davranamadığını belirten Hüseyin, "Bizim Kürt sorunumuzArap milliyetçiliği üzerine kurulmuş Suriye veMısır birliğine dayanıyor. Bu birlikten önceKürtler, Suriye halkının eşit bir parçasıydı. Baas 1962'de yönetimi ele aldığındaKürtleri dışlayan projeler geliştirdi. Nüfus sayımınaKürtler dahil edilmedi. 70 bin Kürtü vatandaşlık haklarından mahrum bıraktı. Kürtlerin kimlikleri yok, evlerinin tapusunu dahi alamıyorlar. Kürtler ayrı bir ülke istemiyor özgür Suriye'de diğer halklarla eşit haklara sahip olmak istiyoruz" diye konuşuyor.

Annem kokuyor

Bir diğer Suriyeli aktivist Ivan, ailesinin özlemini annesinin eşarbını boynundan çıkarmayarak gidermeye çalışıyor. Baas rejimine karşı ilk hareketleri gençlerin başlattığını anlatıyor. Kürtlerin yaşadığı topraklara Arapların yerleştirildiğini, kendi dillerini kullanamadıklarını söylüyor. 90'lara kadar Kürtçe şarkı dahi dinleyemediklerini, geleneksel kıyafetlerle dolaşamadıklarını aktarıyor. Kürtlerin bu nedenlerle Baas rejimine çok uzun yıllardırmuhalif olduğunu söyleyen Ivan, "2004'te ayaklandık fakat şartlar başarılı olunmasını engelledi.Devrimdegenç üniversite öğrencileri olarak her kesimi örgütledik. Suriye Kürt gençliğiKoordinasyonu kurduk. 2010'da devrimden 15 gün sonra da ilk eylemi yaptık.Arkadaşlarımız tutuklandı, şehit oldu. Her halk artık hürriyet istiyor. Suriye bütün halkın olsun istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Zalim devlet gitmeli

Hassaf Mahmud da Türkiye'nin Suriye'deki Kürt sorunundan endişe ederek hareket etmemesini istiyor. Yaptıklarının savaş değil devrimmücadelesi olduğunu vurguluyor.. Her geçen gün insanların öldüğü ülkesinde dünyanın bu katliama kayıtsız kalmasının kabul edilemez olduğunu söylüyor ve devam ediyor: "Bütün ayrılıkçı düşüncelerle savaşacağız. Biz anayasada tanınmak istiyoruz. Halk artık bu zalim devletin gitmesini istiyor. Suriye çatısı altında herkesin kanun önünde eşit olmasını istiyoruz. Bunu için devrim tamamlanana kadar mücadele edeceğiz. Bir hesaplaşma ve düşmanlık içerisinde değiliz ve özgürlük geldiğinde de olmayacağız. Rejim yanlısı olanlara da farklı bakılmayacak. Suçlu olanlar bağımsız mahkemelerde yargılanır ama, yeni ülke barışın hakim sürdüğü temeller üzerine yükselecek."

Kilise Sünnilere yardım etti

Midia Daghistani de Humus'tan. Devrim gençliğini temsil eden önemli kadın karakterlerden biri. Despot rejiminin devrim başladığından beri mezhep çatışması fitnesini ekmeye çalıştığına dikkat çekerek şunları aktardı: "Esed bu fitneleriyle kendisini düşmekten korumaya çalışıyor. Hıristiyan ve Alevi mahallelerinde cihat çağrısı yapıp, fitne amaçlıyorlardı. Ama devrimci gençler her kesimden destek alıyor. Humus'taki dünyanın en eski kilisesi aktivistlere kapılarını açtı ve korudu. Bu kilise Sünni aktivistlere yardım etti. Rejim bu nedenle bu kiliseyi bombaladı. Yani nasıl ki devrim bütün Suriyelilerinse kurulacak olan yeni ülke de bütün halkındır. Devrim zaferi yakındır."

Hıristiyanlar da devrim yanında

Aryo Edward Mousa da Süryani bir insan hakları savunucusu ve "Hıristiyanlar niye devrimi desteklemiyor" şeklinde yanlış bir kanı olduğunu söylüyor.Mousa, "Hıristiyanlar Suriye Ulusal Konseyi'nde de var ve devrimi destekliyor. Rejim, Hristiyanları 40 yıldır, 'Biz gidersek İslam fanatikleri sizi öldürür' diye kandırdı. Hristiyanlar çok eziyet çekti. Temiz içme suyu olmayan bölgelerde yaşıyorlar. Hükümet bilerek, gitsinler diye yaptı. Başardılar da. Bizler de devrimde kilit rol oynuyoruz ve yapacağız. Çünkü bu aptal diktatöre artık tahammül edemiyoruz. Değişim şart, her diktatör er geç gidecek" dedi.