BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Berkin Elvan'ın katili sadece polis mi?

Ukrayna'da Alman asıllı bir boksörün kışkırttığı yüzbinler meydanı doldurduğunda bizim Hürriyet gazetesi Gezi olaylarını taçlandırmak ve meşrulaştırmak için "Kiev'in Gezi'si" manşeti atmıştı.

Ukrayna'da Alman asıllı bir boksörün kışkırttığı yüzbinler meydanı doldurduğunda bizim Hürriyet gazetesi Gezi olaylarını taçlandırmak ve meşrulaştırmak için "Kiev'in Gezi'si" manşeti atmıştı.

Oysa dış siyasetle alakası olmayan en sıradan insanlar bile, Ukrayna'daki olaylarda ABD, Rusya ve AB'nin parmağı olduğunu bal gibi biliyordu.

Seçilmiş hükümet düşüp de ülke bölünmeye başladığında aynı Hürriyet bu kez, "Ukrayna parçalanıyor" manşetiyle çıktı okurlarının karşısına... Yani anlayacağınız bu tür ayaklanmaların, sorunsuz bir ülkeyi parçalanmaya götürdüğünü itiraf etti adeta...

Dün Berkin'in ölümünden sonra yurt genelinde küçük çaplı eylemler başladığında aynı Hürriyet, milyonları sokağa çağıran haberlere imza atıyordu.

Sadece Hürriyet değildi bunu yapan...

Zaman gazetesi başta olmak üzere diğer tüm yayın organlarında Berkin'in katilinin AK Parti iktidarı olduğunu ima eden kışkırtıcı yayınlar vardı.

Taptaze bir fidanın ölümü çok, ama çok acı verici. Buna üzülmeyene insan denmesi tüm insanlığa hakarettir. Suçlu aramaya hiç gerek yok! Berki'nin ölümünden hepimiz hepimiz suçluyuz. Hükümet, muhalefet, geziciler, polis, halkı sokaklara çıkmaya davet eden sanatçı bozuntuları ve medya...

Hepimiz ama hepimiz bu cinayetin ortağıyız. Katil görmek isteyen dönsün, aynaya baksın!

Gezi olayları daha başlar başlamaz birilerinin Erdoğan'ın ofisini basmak üzere harekete geçtiğini öğrendiğimizde ailelere "Bu işin sonunda körpecik bedenler kırılacak, kan akacak. Çocuklarınızı sokaktan çekin" diye yalvarmıştık.

Sanatçılara, "Evinizde kahvelerinizi yudumlarken, tatil beldelerinde kafa çekerken gencecik çocukları sokaklarda ölüme itmeyin" diyerek tepki göstermiştik.

Yakaladığı göstericilere tüm hışmıyla saldıran bazı polislere olanca gücümüzle tepki göstermiş, sert dil kullanan bazı siyasileri eleştirmiştik.

Göstericilere, "Yapabileceğiniz her eylemi yapın ama polisle çatışarak ve yakıp yıkarak hak aramaktan vazgeçin. Bu ülkede hiç kimse zorbalıkla hükümeti deviremeyecek" diye uyarılarda bulunmuştuk.

Berkin öldü!

Öncelikle, "Berkin ekmek almaya giderken vuruldu" palavrasını bir kenara bırakalım. Elinde sapanla, yüzünde maskeyle ekmek almaya falan gitmiyordu Berkin...

Şunun adını koyalım!

"Hadi biraz daha insan ölsün! Ölsün ki sokaklara çıkmak için bahane olsun" diyerek kan görmek isteyenler tarafından en ön safa itildi Berkin. Nihayetinde, vurulduktan 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin'in ölümünü beklemiş olacaklar ki, dün bir kez daha sokaklara çıktılar. "Öldü de elimize koz geçti" diye göbek atmadıkları kaldı. Berkin öldükten bir saat sonra devasa pankartları ellerinde hazırdı.

O kadar hazır, o kadar hazırlıklıydılar yani!

Berkin'in vurulduğu gün o meydanda, onun küçücük bedeninin arkasına saklananlar, dün cesedinden faydalanmaya çalıştı. Belediye arabalarını tahrip ettiler, binalara saldırdılar ve parti seçim ofislerini ve arabalarını paramparça ettiler!

Gezi eylemleri başladığından beri hep aynı şeyi söylüyorum. Yapılan eylemler bütün toplumun kabul edeceği tarzda olmadıkça başarıya ulaşma şansı mümkün değil.

Yine başından beri söylüyorum.

Yaşanan acı bir olayı kısır siyaset için kullanmak, kalabalıkları kışkırtıp kaos ortamı yaratmaya çalışmak toplumun geniş kesimleri tarafından hiçbir zaman kabul görmedi, görmüyor ve görmeyecek!

"Devlete yararımız yok, bari zararımız olsun" mantığıyla yakıp yıkan kim olursa olsun, istesek de istemesek de karşısında kolluk kuvvetlerini bulacak. Bu nedenle bu tür eylemler yeni ölüm haberlerine ve ülkenin sürükleneceği Ukrayna tarzı bir kaosa neden olmaktan öteye gidemez.

Anlaşılan o ki birileri bunların yaşanması için basbayağı zemin hazırlıyor.

Sanatçılar bir kez daha kitleleri sokağa çıkarma gayretiyle twitler atıyor. Bazı gazeteciler mesleği bir kenara atmış, adeta militan edasında yayınlar yapıyor. Gazeteler yine, yeni geziyi taçlandıran manşetler atıyor.

Muhalefet deseniz, her zaman yaptığı gibi eylemcileri, "Hadi bizim yapamadığımızı siz yapıverin. Devirin bu Tayyip'i aslanlar" diyerek pışpışlıyor.

Bundan da önemlisi...

Bugüne dek Suriye'de, Mısır'da, Libya'da, Filistin'de Irak'ta ve Mavi Marmara'da katledilen yüzbinlerce çocuk için tek satır açıklama yapmayan Hocaefendi devreye giriyor.

Gezi olaylarının ilk  günlerinde geziciler tarafından, "Yılan" denilerek aşağılanan, hakaretin her türlüsüne maruz kalan Fethullah Gülen, Berkin için sözüm ona taziye mesajı yayınlıyor. Adı taziye mesajı ama içeriğinde "Alevi vatandaşlar" denilerek nokta atışı yapılıyor, devlet kurumları ve polis birer katil gibi anlatılıyor.

Bizim gibilere ise kala kala "Allah size fırsat vermesin" demek kalıyor!