Berkin Elvan'ın katili sadece polis mi?
Ukrayna'da Alman asıllı bir boksörün kışkırttığı yüzbinler meydanı doldurduğunda bizim Hürriyet gazetesi Gezi olaylarını taçlandırmak ve meşrulaştırmak için "Kiev'in Gezi'si" manşeti atmıştı.
Ukrayna'da Alman asıllı bir boksörün kışkırttığı yüzbinler
meydanı doldurduğunda bizim Hürriyet gazetesi Gezi olaylarını
taçlandırmak ve meşrulaştırmak için "Kiev'in
Gezi'si" manşeti atmıştı.
Oysa dış siyasetle alakası olmayan en sıradan insanlar bile,
Ukrayna'daki olaylarda ABD, Rusya ve AB'nin parmağı olduğunu bal
gibi biliyordu.
Seçilmiş hükümet düşüp de ülke bölünmeye başladığında aynı Hürriyet
bu kez, "Ukrayna parçalanıyor" manşetiyle çıktı
okurlarının karşısına... Yani anlayacağınız bu tür ayaklanmaların,
sorunsuz bir ülkeyi parçalanmaya götürdüğünü itiraf etti
adeta...
Dün Berkin'in ölümünden sonra yurt genelinde küçük çaplı eylemler
başladığında aynı Hürriyet, milyonları sokağa çağıran haberlere
imza atıyordu.
Sadece Hürriyet değildi bunu yapan...
Zaman gazetesi başta olmak üzere diğer tüm yayın organlarında
Berkin'in katilinin AK Parti iktidarı olduğunu ima eden kışkırtıcı
yayınlar vardı.
Taptaze bir fidanın ölümü çok, ama çok acı verici. Buna
üzülmeyene insan denmesi tüm insanlığa hakarettir. Suçlu aramaya
hiç gerek yok! Berki'nin ölümünden hepimiz hepimiz suçluyuz.
Hükümet, muhalefet, geziciler, polis, halkı sokaklara çıkmaya davet
eden sanatçı bozuntuları ve medya...
Hepimiz ama hepimiz bu cinayetin ortağıyız. Katil görmek isteyen
dönsün, aynaya baksın!
Gezi olayları daha başlar başlamaz birilerinin Erdoğan'ın ofisini
basmak üzere harekete geçtiğini öğrendiğimizde ailelere "Bu
işin sonunda körpecik bedenler kırılacak, kan akacak. Çocuklarınızı
sokaktan çekin" diye yalvarmıştık.
Sanatçılara, "Evinizde kahvelerinizi yudumlarken, tatil
beldelerinde kafa çekerken gencecik çocukları sokaklarda ölüme
itmeyin" diyerek tepki göstermiştik.
Yakaladığı göstericilere tüm hışmıyla saldıran bazı polislere
olanca gücümüzle tepki göstermiş, sert dil kullanan bazı siyasileri
eleştirmiştik.
Göstericilere, "Yapabileceğiniz her eylemi yapın ama
polisle çatışarak ve yakıp yıkarak hak aramaktan vazgeçin. Bu
ülkede hiç kimse zorbalıkla hükümeti deviremeyecek" diye
uyarılarda bulunmuştuk.
Berkin öldü!
Öncelikle, "Berkin ekmek almaya giderken vuruldu"
palavrasını bir kenara bırakalım. Elinde sapanla, yüzünde maskeyle
ekmek almaya falan gitmiyordu Berkin...
Şunun adını koyalım!
"Hadi biraz daha insan ölsün! Ölsün ki sokaklara çıkmak
için bahane olsun" diyerek kan görmek isteyenler
tarafından en ön safa itildi Berkin. Nihayetinde, vurulduktan 269
gün sonra hayatını kaybeden Berkin'in ölümünü beklemiş olacaklar
ki, dün bir kez daha sokaklara çıktılar. "Öldü de elimize
koz geçti" diye göbek atmadıkları kaldı. Berkin öldükten
bir saat sonra devasa pankartları ellerinde hazırdı.
O kadar hazır, o kadar hazırlıklıydılar yani!
Berkin'in vurulduğu gün o meydanda, onun küçücük bedeninin arkasına
saklananlar, dün cesedinden faydalanmaya çalıştı. Belediye
arabalarını tahrip ettiler, binalara saldırdılar ve parti seçim
ofislerini ve arabalarını paramparça ettiler!
Gezi eylemleri başladığından beri hep aynı şeyi söylüyorum. Yapılan
eylemler bütün toplumun kabul edeceği tarzda olmadıkça başarıya
ulaşma şansı mümkün değil.
Yine başından beri söylüyorum.
Yaşanan acı bir olayı kısır siyaset için kullanmak, kalabalıkları
kışkırtıp kaos ortamı yaratmaya çalışmak toplumun geniş kesimleri
tarafından hiçbir zaman kabul görmedi, görmüyor ve görmeyecek!
"Devlete yararımız yok, bari zararımız olsun"
mantığıyla yakıp yıkan kim olursa olsun, istesek de istemesek de
karşısında kolluk kuvvetlerini bulacak. Bu nedenle bu tür eylemler
yeni ölüm haberlerine ve ülkenin sürükleneceği Ukrayna tarzı bir
kaosa neden olmaktan öteye gidemez.
Anlaşılan o ki birileri bunların yaşanması için basbayağı zemin
hazırlıyor.
Sanatçılar bir kez daha kitleleri sokağa çıkarma gayretiyle twitler
atıyor. Bazı gazeteciler mesleği bir kenara atmış, adeta militan
edasında yayınlar yapıyor. Gazeteler yine, yeni geziyi taçlandıran
manşetler atıyor.
Muhalefet deseniz, her zaman yaptığı gibi eylemcileri,
"Hadi bizim yapamadığımızı siz yapıverin. Devirin bu
Tayyip'i aslanlar" diyerek pışpışlıyor.
Bundan da önemlisi...
Bugüne dek Suriye'de, Mısır'da, Libya'da, Filistin'de Irak'ta ve
Mavi Marmara'da katledilen yüzbinlerce çocuk için tek satır
açıklama yapmayan Hocaefendi devreye giriyor.
Gezi olaylarının ilk günlerinde geziciler tarafından,
"Yılan" denilerek aşağılanan, hakaretin her
türlüsüne maruz kalan Fethullah Gülen, Berkin için sözüm ona
taziye mesajı yayınlıyor. Adı taziye mesajı ama içeriğinde
"Alevi vatandaşlar" denilerek nokta atışı
yapılıyor, devlet kurumları ve polis birer katil gibi
anlatılıyor.
Bizim gibilere ise kala kala "Allah size fırsat
vermesin" demek kalıyor!