İsmet Berkan, Mehmet Yılmaz'a polemik önerisinde bulundu. Berkan'ın önerisi "öyle kahve ağzıyla tartışalım" şeklinde değil.
Abone ol İsmet Berkan, nde bulunda. Fakat bu seferki diğerlerinden daha farklı. Sık sık alışıla gelen küfür ve hareret içiren polemiklerden çok farklı. Çünkü Berkan, düzeyli bir tartışma istiyor.Yazı : İsmet Berkan
Kaynak :
Mehmet Yılmaz, dünkü Milliyet'te şöyle yazıyordu: "Antik Mısır'ın bugünkü başkenti Kahire'ye 2004 yılında 2 milyon 100 bin turist gitmiş.
Aynı yıl Hitit uygarlığının bulunduğu toprakların bugünkü merkezine gelen turist sayısı 15 bin."
Gerçekten de öyle. Hititlerle antik Mısır uygarlığının çağdaş olduğunu, aynı bölgede bulundukları için de rakip olduğunu dünyada kaç kişi biliyor? Mahfi Eğilmez yıllardır bu meseleye kafayı taktı ama çok da fazla mesafe kaydedemedi.
Dünyada eski Mısır uygarlığı 19. yüzyıldan beri büyük ilgi görüyor. Napolyon'un meşhur Mısır seferine yanında tarihçileri ve arkeologları da götürmesi, Mısır'dan pek çok eseri Fransa'ya taşıması, daha sonra hiyerografların şifre kırıcılar tarafından çözülüp okunabilir olması...
Bunlar zamanında gerçekten çok ama çok büyük heyecan dalgaları uyandırmış şeyler.
Buna karşılık Hitit uygarlığı görece çok daha geç bir vakitte keşfedildi. Hititlerin, Mısırlılar gibi piramitleri vs. yoktu, kral mezarlarına altınlar vs. büyük servetler gömmüyorlardı ve son olarak yazıları basitçe çivi yazısıydı, hiyerograflar gibi renkli resimler içermiyordu.
Mehmet Yılmaz'ın dün köşesinde yakındığı şey yeni bir şey değil yani, ama benim derdim bu değil.
Daha doğrusu Mehmet Yılmaz'la yazı yoluyla tartışma arzusu içinde olduğum şey bu değil.
***
Bir an için gözlerinizi kapatın ve bundan 3-5 bin yıl sonrayı hayal etmeye çalışın. Düşünün ki, mesela 4788 yılında yaşayan, daha o yıl Kinşasa Üniversitesi'nden mezun olmuş bir arkeologsunuz.
Doktora yapacaksınız ve tez konusu olarak 20. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış iki büyük uygarlığın, dünyaya hükmetmiş iki uygarlığın ilişkileri ve anıtsal yapıları konusunda yapacaksınız. Bu uygarlıklar Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği...
Bu iki, birden fazla devletin bir araya gelerek oluşturduğu anlaşılan federal devlet, görece kısa bir süre için, yani sadece 50 yıllığına dünya üzerinde büyük bir rekabet yaşamışlar. Sonra bu uygarlıklardan biri neredeyse durduk yerde (yani bir savaşın vs. sonucu olmadan) parçalanmış ve tarih sahnesinden çekilmiş.
Bugün, yani 4788 yılında taraflardan biri olan Amerika Birleşik Devletleri'nin kalıntılarını her yıl milyonlarca kişi ziyaret ediyor. İnsanların o zaman sahip olduğu çok ama çok yükseklerde yaşama tutkusu merak ediliyor, yüksek bina kalıntılarına tırmanmak önemli bir spor. Buna karşılık eski Sovyetler Birliği'nden geriye neredeyse hiçbir şey kalmamış durumda. Zaman zaman bazı kazılarda kimi şeyler bulunuyor ama bunların da Sovyet insanının hayatında gerçekten önemli olup olmadığını anlamak zor. SSCB'den kalan bazı binaların falan olduğu yerler genellikle çok soğuk bölgede kalıyor, yani onları ziyaret etmek kolay değil.
O yüzden bu bölge çok daha az ziyaretçi çekiyor.
Genellikle Sovyetler Birliği hakkında bildiklerimizi onun en büyük rakibinin kaynaklarından öğreniyoruz, bu da bir eksiklik kuşkusuz.
Bir başka şey daha var: ABD'nin 20. yüzyılda kullandığı alfabe, bizim bugün kullandığımız alfabeyle aynı değil belki ama en azından ona bakması kolay. Buna karşılık SSCB alfabesi gerçekten çok zor ve uzak bir alfabe.
Bugün o alfabeyi bileni de, okuyup yazanı da çok az.
***
Bir sefer Murat Yetkin kendi kızı Nisan'ın tarih dersi kitabında gördüğü bir cümleyi bana okumuştu. Yanlış hatırlamıyorsam cümle şöyleydi: "Eski Mısır'da orta krallık 2500 yıl sürmüştür."
Cümle bu kadar. Ne devamında ne de öncesinde Orta Krallık ile ilgili daha teferruatlı bilgi var. Düşünsenize 2500 yıl süren bir krallığınız var ve günün birinde bu krallık tek bir cümleye sığıveriyor.
Hititler de epey uzun bir süre (SSCB gibi sadece 70 yıl değil) Anadolu'ya ve o zamanların bilinen dünyasına hükmettiler. Bugün pek çok ülkenin ders kitaplarında tek cümleyle bile geçmiyorlar.
Tarih çok acımasız.