Arap dünyasını sarsan dönüşüm rüzgarlarının Berberilere etkisi.
Abone olArap baharından söz edilirken, etnik Berberilerin Kuzey Afrika'daki değişim rüzgarlarında oynadıkları rolü de gözardı etmemek gerekiyor.
Bölgede yaşanan değişim, kendileri için de dillerinin ve kültürlerinin daha geniş ölçüde kabul görmesi anlamına geliyor.
Libya'da, Arap çoğunluk tarafından yıllardır ezilen Berberiler, Muammer Kaddafi'ye karşı şiddetli direnişin özellikle ülkenin batısındaki Nafusa dağlarındaki öncüsü oldular.
Berberilerin kendilerini tarif ederken kullandıkları ''Amazigh'' simgesini taşıyan bayrakları, ele geçirdikleri bölgelerde ya da kendi askerlerini toprağa verirken kullanıldı.
Bayrak, Fas'ın güneyindeki Berberilerin konuştuğu Tamazight'in anayasal değişikliklerin parçası olarak resmi dil kabul edildiği Agadir kasabasında da dalgalanıyor.
Libya'da isyancıların oluşturduğu Ulusal Geçiş Konseyi'nde görevli Fethi Halifa, isyanların Berberiler için bir umut olduğunu söylüyor.
Libyalı Amazigh'lerin 40 yıldır baskı altında olduğunu kaydeden Halifa, ''Açıklık ve özgürlük devri başladığında, Libya halkı da olumlu tepkiler verdi. Bugün durum cesaret verici'' diyor.
İsyan hareketi sırasında Geçiş Konseyi Berberilere yönelik desteğe ilişkin güçlü bir medya kampanyası düzenledi.
İsyancıların kontrolündeki Katar merkezli Libya TV, iki saat süreyle Berberi dili Tamazight yayını yaparken, Libya'nın Jadu kasabasında Tamazight adlı bir gazete yayımlandı.
Fas'ta 'özgür insan'
Ama Berberiler için ''Amazigh'' ifadesinin ''özgür insan'' olarak yankı bulduğu ülke, Fas.
Kuzey Afrika'daki krallık, Berberi dilini anayasal güvence altına alırken, Berberi davasını savunan Agadir O'flla dergisinin yayıncısı Abdullah Aourik, Fas'ın diğerleri için iyi bir emsal oluşturabileceğini söylüyor.
Kral Muhammed'in anne tarafından bir Berberi olduğunu kaydeden Aourik, Kral'ın Suudi Arabistan'da doğmuş olan babasının ise İslam peygamberinin soyundan geldiği iddiasını aktarıyor.
Aourik'e göre kendilerine karşı olmayan Kral, Berberi davasını destekliyor.
Arap yayılmacılar yedinci yüzyılda Kuzey Afrika'ya geldiklerinde, yeni bir din olan İslamı ve kendi dillerini getirmişlerdi.
Hem din hem de dil, Amazigh dili ve kültürünün yerini aldı.
Ancak Aourik daha fazla eşitliğin yolda olduğunu savunurken, ''Fidel Castro'nun annesi de Kanarya Adaları'ndan bir Amazigh. Biz her yerdeyiz, bizi daha fazla gözardı edemezler'' diyor.
Berberilerin umudu
Fas'ın liman kenti Tangier'de düzenlenen Berberi konferansında da umut havası hakimdi. Kuzey Afrika'dan ve Kanarya adalarından temsilcilerin katıldığı konferansta, Berberi haklarını genişletmek için ortak stratejiler tartışıldı.
Tunuslu delege Hatice ben Saidane, Berberi dili, kültürü ve kimliğinin tanınmasının kendi ülkesinde Zeynel Abidin bin Ali'nin Ocak ayında devrilmesinden sonra daha mümkün hale geldiğini savunuyor.
Ancak Berberi dilinin farklı lehçe ve ağızlarının yanısıra farklı grupların farklı siyasi ve toplumsal beklentileri bölgede ortak bir taleple ortaya çıkmayı zorlaştırıyor.
Berberiler Tinas adlı bir kültür örgütü kurdu. Ben Saidane, Tinas'ın Tunus'un tarihsel adı olduğunu, ''Arapların Amazigh dilinde 'anahtar' anlamına gelen Tinas'ı, Arapça'da 'yoldaş' anlamına gelen Tunus'la değiştirdiklerini'' kaydediyor.
Mısır'da ise 30 bin civarında Berberi yaşıyor. Onlar da Arap kimliğinin kendilerine dayatıldığını söylüyor.
Mısırlı temsilci Amani el Veshahy de bağımsızlık dönemi lideri Cemal Abdülnasır zamanından bu yana egemen olan Arap kültürünün yerine kendi kültürlerini istediklerini belirtirken, ''Talebimiz, farklı kültürlerin haklarının tanınması'' diyor.
Şu ana kadar Berberi eylemcilerden içinde yer aldıkları ülkeden ayrılma talebi gündeme getirilmedi.
Cezayir'in kuzeyindeki Kabylie bölgesinde yaşayan Amazigh'ler, Cezayir'e bir federasyon içinde istikrar sağlayacağını düşündükleri bir bölgesel kimlikten yana.
Tangier'deki toplantının ardından bölgenin kimliği, dilleri, kültürleri ve inançlarını kucaklayacak bir Kuzey Afrika Birliği kurulması çağrısı yapıldı.
Bu birliğin Arap Magribi bölgesini, Arap egemenliğinden Berberilerin de seslerine kulak verecek bir devletler konfederasyona dönüştüreceği savunuluyor.
Ancak birleştirici bir lehçenin olmadığı, her ülkede farklı koşulların bulunduğu dikkate alındığında, Berberilerin birlik olma ve geniş hakları bir kez daha kaybedilebilir.
Özellikle de eğer Berberilerin de devrilmelerinde pay sahibi oldukları diktatörlerin yerlerini radikal İslamcı gruplar alırsa.