Berat Albayrak siyasetçi değil!..
Sabır taşı olsa çatlar denir ya... Aynen öyle… Sustukça üzerine geliyorlar… Siyaset olmadı… Spor… Berat Albayrak' ı Ünal Karaman olayının içine çekmeye çalışanlar bir taşla iki kuş vurma misali av peşinde..
Hadis-i Şerif der ki;
“Kim sabrederse, Allah ona dayanma gücü verir. Kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş ikram verilmemiştir… (Müslim, Zekat, 124)”
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın üzerine oynanan bütün oyunlara karşı suskun kalışına bakınca, bu ‘Hadis-i Şerif’i akla getirmemek mümkün değil…
Bu ülkenin refahı için çalışan, arkasında en küçük olumsuzluk olmayan, yerli ve milli kimliği ile dur durak demeden mücadele eden bir bakanı her defasında tartışmaya açmak ona yönelik operasyondur!..
O sustukça üzerine geliyorlar…
Siyaset olmadı…
Spor…
En son olarak ta gördük ki Trabzonspor’da yaşanan Ünal Karaman krizinin içerisine de onu çekmeye çalışıyorlar…
Amaç belli bir taşla iki kuş vurmak…
Trabzon spor üzerinden bakanı yıpratmak dolaysıyla de Trabzon spor’un önünü kesmek!..
Ne olmuş teknik direktör gitmiş!..
Futbol dünyasında bu bir ilk değil sonda olmayacak!..
Hele,hele bir Teknik Direktör başkanını tehdit edercesine ' Boğazına takılırım' sözlerinin sonucun bu olması doğal değil mi?
“Kişi söylemediği sözün hakimi söylediği sözlerin mahkumudur”derler.
Bugün Ünal Karaman’a sahip çıkanların yüzde 90’ı göreve getirilirken “Nereden çıktı Ünal Karaman. Bu takımın yükün kaldıramaz” diyenler!..
İşi getirip Bakan istedi ye getirmek büyük bir siyasi tezgahtır...
*
Bakan Albayrak bugüne kadar ne yapmış!..
Kulüp üzerinden bir gün değil bir dakika bile siyaset yapmamış. 'Ben şunları yaptım' dediğini hiç duyan var mı?
Onun yaptığının yüzde birini başkası yapsa yollara düşerdi!..
Geçmişte sahipsizlikten kulübün başına gelenlerin bildiği için artık Trabzon spor' un sahipsiz olmadığını ,hakkının hukukunun korunması noktasında arkasında olduğunu göstermesi birilerinin zoruna gidiyorsa evet gitsin zorlarına 'Meydan boş değildir'
Trabzon halkı ve Trabzon spor camiası bunu iyi bilsin.Bakanının arkasında dursun.Çünkü Bakan Albayrak' ın sahiplenme duygusu Trabzonspor için son şanstır.
Biline..
Futbolcuların ve hocanın iki yıldır hiçbir ekonomik kriz yaşamamasının, hatta hocanın giderken sezon sonuna kadar aldığı 2 milyonun üzerindeki paranın kaynağı da onun kulübe sağlattığı gelir kaynaklarıdır...
*
Mesele ayan beyan ortadadır…
Mesele…
Bakan Albayrak’ın kendi topraklarının kulübü olan Trabzonspor’un bayrağının yere düşmesine izin vermeyerek, kulübünü sahiplenmesi meselesidir…
Mesele…
İki yıl önce uçan kuşa borcu olan, transfer yasağı ile karşı karşıya kalan, Avrupa kupalarına katılması mümkün görünmeyen, neredeyse kepenkleri indirecek olan Trabzonspor kulübünü sahiplenme meselesidir…
Mesele…
‘Çöktü’ denilen Trabzonspor kulübünün artık kendi ayakları üzerinde durması, oluşturduğu güçlü kadro ile şampiyonluk yarışında ‘Ben de varım’ demesi meselesidir…
Mesele…
Trabzonspor’un iki yılda dipten zirve yapması, adeta küllerinden yeniden doğması meselesidir…
Mesele…
Çıkıp kameralar karşısında ‘2010-2011 Şampiyonu Trabzonspor’dur deme meselesidir…
Mesele…
Kulüplerin yeni harcama limitinin açıklanmasından sonra Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi kulüplerin 2’şer milyonluk transfer bütçeleri kalırken, 30 milyon TL’lik revizyon yapan Trabzonspor’un bütçesinde ise hiçbir sıkıntı olmadığının açıklanması meselesidir…
Mesele…
Trabzonspor’un artık hakkını hukukunu koruyacak güçlü bir elin masaya yumruğunu vurması meselesidir…
Mesele…
Bir toplantıda herkesin gözü önünde önemli bir yetkiliye “Adaletli olun. Mayısta görüşeceğiz” deme meselesidir…
Mesele…
Trabzon spor’un gücünü kırma ve önünü kesme meselesidir…
Öyle bir mesele ki…
Bazı muhalif siyasetçiler tarafından, bu ülkenin Bakanının bir maç sonrası teknik direktörü arayarak oynanan futbolu eleştirip taktik verdiği yalanının üretilip, kamuoyuna sunulması alçaklığı meselesidir…
Mesele…
Böyle büyük bir yalan, böyle büyük bir bu küstahlık karşısında görevinden ayrılan Ünal hocanın hala çıkıp “Böyle bir şey söz konusu değil. Kimse böyle yalan ile Sayın Bakana dil uzatamaz. Kınıyorum” dememe meselesidir… *
Mesele çok yönlü bir operasyondur…
Gördük ki Ünal Karaman olayında bile iki Trabzonlu bakanı fitne ile karşı karşıya getirmeye çalışanların algı operasyonu devreye sokulmuştur..
Olay siyasi bir mesele haline getirilmeye çalışılmış ODA TV olayın içine atlamış ise fazla söze gerek yoktur...
Bu bir operasyondur!..
Bu operasyon bir taşla iki kuş vurma, Berat Albayrak’ı yıpratmak dolaysıyla Trabzon spor’un önünü kesmek operasyonudur...
Asıl meseleye gelirsek...
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en zor şartlarında yerli ve milli bir ismin Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturup kendisini hiçbir küresel güce kullandırmadan ekonomide bir başarı öyküsü yazmasının hazmedilememesi meselesidir..
Mesele siyasi hesaplaşmaya Ünal Karaman olayının alet edilmesidir..
En acısı bunlara bazı Trabzonlu siyasetçilerin Ünal Karaman’a sözde sahip çıkma algısı ile işi siyasi hesaplaşmaya getirmesidir ki kendilerine geçmişte böyle bir şey hiç reva görüldü mü acaba diye sormak gerekir!..
Bakan Albayrak' ı takdir etmemek mümkün değil. Bütün saldırılara karşın bugüne kadar inanılmaz bir devlet adamı duruşu sergiledi...
Sabır taşı olsa çatlardı!..
*
Şöyle bir bakın…
Hazine ve Maliye Bakanı olduktan sonra ona yapılan saldırı, ona çekilen algı operasyonlarının ardı hiç kesilmedi…
Her biri bilinçli algı operasyonları üretildi. Milletin huzurunda onu küçük düşürmek için her türlü çirkin oyun oynandı…
O ne yaptı?
Cevap vermeyip hiçbirini muhatap almayarak manevi anlamda büyüdükçe büyüdü..
Şöyle geriye bakın hiçbir saldırıya cevap vermedi..
Aleksender Von Humboldt’un çok anlamlı bir sözü vardır.
Der ki,
“Büyük karakterlerin başlıca belirtisi doğru, onurlu ve çalışkan olmaktır.”
Berat Albayrak işte böyle bir karakter…
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı olmasaydı hiç böyle saldırılara maruz kalır mıydı?
Asla…
Tayyip Erdoğan’a saldıramayanlar ona saldırarak “Ekonomi damada mı teslim edilir” diye yollara düştüler!
O ne yaptı?
Sustu sadece işini yaparak giyindiği ateşten gömlekle ekonomik kurtuluş savaşında bir başarı öyküsü yazmaya başladı…
Çıldırdılar!..
Birileri her gün bakanlarla onu kavga ettirdiler…
O ne yaptı?
Sustu sadece görevine odaklandı ,her bir bakan ile mükemmel bir dayanışma içinde çalışmaya devam etti..
Birileri her türlü çirkinliğe başvurdu!..
O sustukça çıldırdılar…
Çünkü suskunluğunun manevi dünyasının güçlü oluşundan geldiğini anlayamadılar!..
Anlayamazlar da!..
Çünkü o babasının (Sadık Albayrak) oğlu…
Yazın Google’a kimdir diye görürsünüz…
Bakın Bakan Berat Albayrak’ın suskunluğu, vakur duruşu Yunus Emre’nin sözünde saklıdır...
Yunus der ki;
“Edebim el vermez, edepsizlik edene…
Susmak en güzel cevap edebi elden gidene…”
İşte Yunus’un bu sözü Bakan Albayrak'ın cevabı için yeterlidir..
O bizim bildiğimiz siyasetçilerden değil!..
Büyük işler için karıncalar gibi çalışan hizmet ehli bir devlet adamı!..