BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,38
ALTIN 2.913,58
HABER /  MEDYA

Beni Hasan Cemal kovdu

Hasan Cemal'in Milliyet'ten ayrılmasından iktidarı sorumlu tutanlara, Star yazarı Yağmur Atsız öyle bir cevap verdi ki...

Abone ol

Yağmur Atsız, bir yazısı nedeniyle albayın telefonuyla o dönem Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Hasan Cemal'in kendisini kovduğunu söyledi.

Mesut Yılmaz'ı eleştiren bir yazısı üzerine Milliyet'ten kovulduğunu açıklayan Atsız, o dönem kimsenin tek satır bile yazmadığını hatırlattı.

Basın özgürlüğünün tehlikede olduğunu savunan kimi yazarlara Atsız, kendi geçmişinden örnekler vererek tepki gösterdi. Star gazetesi yazarı Atsız, mesleki kariyerinde yaşadığı iki olayı bugünkü e böyle anlatıyor:

"Meselâ bundan birkaç yıl evvel, Mesut Yılmaz adlı bir başbakanımızın devr-i saâdetinde, onun pek hoşlanmadığı bir yazı yazmak haddini bilmezliğinde bulunduğum için, mûmâileyhin şikâyeti üzerine  “Milliyet”deki sütûnumdan tek bir telefonla kovulmuşdum ama değerli meslekdaşlarımdan hiç biri zahmet edip buna dâir tek bir cümle yazmak lûtfunda dahî bulunmamışdı. Îmâ yoluyla bile! Yanlış hatırlamıyorsam o sıralar  “Milliyet”'in Genel Yayın Yönetmeni, çoook eski “Cumhûriyet”  senelerinden sevgili arkadaşım Yalçın Doğan’dı. Aramızdaki bu kıdemli hukuk dolayısıyla da kovulduğumu bana sekreteri vâsıtasıyla değil bizzat kendi açarak bildirmek zerâfetinde bulunmuşdu. Ben buna Osmanlı inceliği derim. Öyle ya, yontulmamışın biri olsa alt katlardan başka biri açıp “Mütebâkî alacaklarınızı ise önümüzdeki günlerden birinde kapıcıya uğrayıp alabilirsiniz. O yukarıya haber verir. Biri de getirip paranızı verir.” bile dedirtebilirdi. Zâten ben eski Cumhûriyetçilerin bu haddeden geçmiş nezâketine meftûnumdur. 

ALBAYIN TELEFONLA TALİMATI ÜZERİNE

Bir keresinde “Cumhûriyet”den de kovulmuşdum. O sıralar da Gazete’nin Genel Yayın Yönetmeni (tesâdüfün de böylesi!) Hasan Cemâl’di. İyi mi? Yine bir yazım “zülf-i yâre” dokunmuş olduğu için (bendeki de şans hani!) o zaman da kovulmam gerekiyordu. Bir albayın telefonla verdiği tâlîmât üzerine!..Gençler bilmez; bu ülkede bir zamanlar askerlerin borusu yüksek öterdi... Ne hazin tecellîdir ki o zaman da bu durumu sözkonusu eden tek bir satır dahî yazan olmamışdı. "

MESELE SİSTEMİN ÖZÜNDE

Yazr patron ilişkisine değinen Atsız, meselenin sistemin özünden kaynaklandığına işaret ederek yazısına şöyle devam ediyor:

"Mesele bir Hasan Cemâl bir Can Dündar bir Ece Temelkuran bir şu bir bu meselesi değildir, önce bunun idrâkine varalım!  Mesele sistemin özündedir! Tabii ki hiçbir patron istemediği yazarlarla çalışmak zorunda bırakılamaz. Ama bir de bir patronun hangi sebeblerden ötürü ansızın şu veyâ bu yazarla çalışmak istemiyor olması suali var. Eğer bu sualin işâret etdiği problemi çözerseniz patronlar da ara sıra, o âna kadar belki de bayıldıkları bâzı yazarlarına karşı ansızın antipati duyma derdinden kurtulurlar. Ama o zaman da kimse kendisine antipati duyulmasına yol açacak yazı yazamaz ki!""