CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, futbolda şike soruşturmasıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ben de Fenerbahçeliyim ama...
Abone olCumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da futbol dünyasını sarsan, 'şike ve teşvik' depremini yorumladı. Kılıçdaroğlu, futbolun kirlenmemesi gerektiğini söyledi.
Siyaset dünyasının önemli ismi, Kılıçdaroğlu sporvitrini.com'un yayın yönetmeni Erden Aktoğu'nun sorularını cevapladığı röportajda, futbol dünyasında yaşanan şike ve teşvik primi tartışmalarının yapıldığı ortamı ve sürece dair ilginç cevaplar verdi.
Hükümet kanadından birçok isim şike ve teşvik konusuna dair görüş ve düşüncelerini dile getirirken, muhalefetin, özellikle de ana muhalefetin bu konudaki düşüncelerini merak edenlere de ilginç cevaplar veren Kemal Kılıçdaroğlu'nun röportajının ayrıntıları şöyle:
- Sayın Kılıçdaroğlu ülke siyasetinin önemli bir siması olmanıza karşın, size politika kulvarının dışından, birkaç soru sormak istiyorum. Öncelikle, son dönemde futbol arenasında yaşanan gelişmeler için neler düşünüyorsunuz?
Tüm bu yaşananlar adeta bir şaka gibi. Spor gibi etik değerlerin, büyük önem taşıması gereken bir konuda önümüze çıkan tablo son derece dehşet verici. Bu tablo dehşet verici olmasının yanında ayrıca düşündürücü de. Çünkü, milyonları arkasından sürükleyen bir olgu olan futbolun kirlenmesi gerçekten üzüntü verici. Zira spor, hele hele de futbol kesinlikle kirlenmemeli. İlk duyduğumda inanmadım. İnanamadım.
Evet ortada hiç de iç açıcı olmayan bir durum var. Bu durumdan daha da kötüsü, medyanın önemli bir kesiminin, halen yargı sürecinde olan bu olaydaki yargısız infaz girişimi. İnanın şu sıralardaki gelişmeler, olayın kendisinden daha ilginç.
- Peki bu görünümün nerelere dek ulaşabileceğini ve de nasıl bir sonuç çıkacağını düşünüyorsunuz?
Bu görüntünün nerelere kadar ulaşabileceğini, önümüze daha neler çıkabileceğini şu anda kestirmek güç. Aslına bakılırsa şu aşamada bu konuda çok fazla fikir beyan etmek de doğru değil. İnanıyorum ki, kamuoyunun kafasını meşgul eden bu konu ivedilikle çözüme ulaşır ve toplumun kafasında oluşan tüm sorular da yanıtını alır.
- Sayın genel başkan, kuşkusuz sizi toplumda tanımayan yoktur. Ancak hep siyasi platformda, yani politik yanınızla gündeme gelirsiniz. Bir spor gazetecisi olarak sormak isterim. Sporla ilginiz nedir, hangi takımı tutarsınız?
Hemen söyleyeyim, Fenerbahçeliyim. Sarı - lacivert renklere gönül verişimin en önemli nedeni sevgili Lefter Küçükandonyadis olmuştur. Öyle fanatik falan değildir Fenerbahçe taraftarlığım. Zaten karakter yapıma terstir fanatiklik. Bir insan bir şeyi sevebilir. Ancak bu sevgi o insanı gerçeklerden uzak kılamaz. Kılmamalı.
Konuya da bu mantıkla bakıyorum zaten. Biraz daha açayım. Gelişen olaylara da baktığım gözlüğün renkleri asla sarı - lacivert değil. Tamamen şeffaf ve reel.
Bu özellik yay burcu insanı oluşumdan da kaynaklı olabilir. Bu arada yay burcu olduğumu da belirtmiş oldum laf arasında.
Dediğim gibi futbola olan ilgim ve düşünce doğrultum böyle. Sporun tüm branşlarını da izlemekten keyif alırım. Zaten sporun içindeki dinamik değil mi insanı cezbeden. Fırsat bulabildiğim zamanlarda yüzerim. Bireysel sporlardan ziyade, takım sporlarına olan ilgim daha fazladır.
Bu durumun nedeni yaşam felsefemle doğru orantılı diye düşünüyorum. Hemen her konuda bireysellikten öte, ekip çalışmasını tercih ederim.
Her işte olduğu gibi, sporda da aklın ve akılcılığın öne çıkması gerektiği görüşündeyim. Çünkü akıllı insan sakin insandır. Ben de, "Kızmayan, eleştirileri sabırla dinleyen, ondan sonra kararlı bir iradeyle sorunlara kilitlenip o sorunları çözen, sakin yapıda bir insanım.
- Sayın Kılıçdaroğlu son olarak spor kamuoyuna ne söylemek, neler önermek istersiniz?
Her şeyden önce sükunet öneririm. Her ne kadar toplumsal tansiyon çeşitli nedenlerle yüksek olsa da, en azından spor kamuoyunun bu noktada sakin olmasını diliyorum. Halen konu yargıda ve mutlak surette çözüme ulaşacak. Bu süreç içinde, olayın tüm unsurlarının akıllı ve mantıklı hareket etmesi gerek. Amaç dışında davranışlar ve medyanın konuya hakim edasıyla yaklaşması doğru olmasa gerek. Sanırım böyle davranarak konunun çözümü anlamında daha kolay sonuca ulaşırız.