BIST 9.433
DOLAR 34,56
EURO 36,22
ALTIN 2.996,18
HABER /  GÜNCEL

Ben ölmeden ne olur sesimi duyun!

Eski kocası kabusu oldu. Evlendiği yeni eşinden tehditle ayırdı. Kuma olmasını istedi reddedilince de genç kadını 11 yerinden bıçakladı.

Abone ol

İZMİR'in Gaziemir İlçesi'nde, 7 yıl önce boşandığı, daha sonra kendisi gibi tekrar evlenen eski eşi tarafından çocuğunun gözü önünde 11 yerinden bıçakla yaralanan 37 yaşındaki Semal Özçelik, isyan etti.

Özçelik, "Devlet bana sahip çıksın. Eski eşim 3-5 aylık ceza ile tekrar serbest bırakılmasın. Eski eşim bana 'Kocandan ayrılıp yeni eşimin kuması olacaksın. Eğer geri dönmezsen senin ecelin olacağım' diyerek tehdit etti. Yeni eşimi de tehdit edip bizi ayırdı. Geçen gün bıçakla yaraladı, belki sakat kalacağım. Eğer tahliye olursa beni öldürecek. Ben ölmeden sesim duyulsun" dedi.

YENİ KARIMA KUMA OL 

Bir oto yıkamacıda çalışan 40 yaşındaki N.Ö. ile ev hanımı 37 yaşındaki Semal Özçelik 7 yıl önce boşandı. Daha sonra her ikisi de başka kişilerle evlenip yeni birliktelikler kurdu. İddiaya göre, eşinin başkasıyla evlenmesini gururuna yediremeyen N.Ö., Özçelik'e kendisine dönmesi konusunda sürekli baskı yaptı. İddiaya göre N.Ö., kocasından ayrılıp yeni eşine kuma olmazsa, Özçelik'i öldüreceğini söyledi. Bu talebi kabul etmeyen Özçelik, geçen pazar günü, Menderes Mahallesi 1004/1 Sokak 15 numaradaki evine sabah saatlerinde gelip, zorla içeri girdiği belirtilen eski eşi N.Ö. tarafından, 11 yerinden bıçaklandı. 6 Yaşındaki oğlu E.Ö.'nün gözleri önünde yaralanan Özçelik, sakat kalma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Eski eş N.Ö. tutuklanırken, Özçelik yaşadıklarına isyan etti, yetkilerden yardım istedi.

DEHŞET DOLU DAKİKALARI ANLATTI

Tedavisi süren Özçelik, yaşadığı dehşet dolu dakikaları şöyle anlattı: "N.Ö.'den korkumdan, Menderes İlçesi'nde bir pansiyonda kalıyordum. Oğlumum üzeri kirlenmişti, kıyafetlerini değiştirmek için olaydan bir gün önce saat 21.30 sıralarında evime doğru yola çıktım. Oğlum ile eve giderken N.Ö.'yü, mahallede bir kahvehanede otururken gördüm, kaçtık. Karakolu aradım saat 02.00'de polisin eşliğinde evime geldim. Eve girip yattık. Sabah çalan kapıyı açtığımda karşımda ağzında sakız N.Ö. karşımdaydı. Bana, 'azrailin geldi' diye bağırdı. Beni içeri sokup üzerimize kapıyı kilitledi. Anahtarı da odaya attı. Önce yumrukla saldırmaya başladı. Başımı bir süre yumrukladı. Elinden kurtulup, çantasını kaptım. Çantasında bıçağı olduğunu biliyordum. Önceden de 'seni vuracağım' diye yemin etmişti. Başkasıyla evlenmemi kabullenememişti. Sonra çantayı aldı, içinden bıçağını çıkardı, kolumdan ve bacağımdan bıçakladı."

KUMA OLMASINI İSTEDİ

Yedi sene önce N.Ö.'den boşandığını, geçen yıl Gaziantepli baklavacı B.Ö.(32) ile evlenip eşinin memleketine yerleştiğini anlatan Özçelik, "N.Ö.'den boşandıktan sonra 6-7 ay kadın sığınma evinde kaldım. Sonra kendi ayaklarımın üzerinde durmaya başladım. Geçen yıl da B.Ö. ile evlendim. Evlendikten sonra sürekli bir şekilde N.Ö., beni aradı. 'Tekrar benimle bir araya geleceksin, yoksa öldürürüm' dedi. N.Ö. de biz boşandıktan sonra başkası ile evlenmişti. Her aradığında, 'Yeni eşimin kuması olacaksın, kocandan ayrıl' diye tehditler savurdu. 'Bak evlendin, eşin var, bırak beni mutlu bahtiyar bir hayat sür' dememe rağmen kendimi dinletemedim" dedi. Başına gelenleri başkasının yaşamasını istemediğini dile getiren Özçelik, "Devletimiz bizlere biraz daha sahip çıksın. Suçum günahım yok. Tutturmuş 'Benimle birlikte yaşayacaksın, yaşamazsan senin adını çıkarırım' diyor. Ben merdiven temizliklerine giderek karnımı doyuruyorum. Milletin temizliğini yapıyorum" diye konuştu.

TEHDİT ÜZERİNE YENİ EŞ, YANINDAN GÖNDERDİ

Eski eşinintehditleri üzerine yeni kocasının kendisini yanından gönderdiğini belirten Özçelik, "Eşimi, kızkardeşinin kızını kaçırmakla tehdit etmiş. Bunun üzerine Gaziantep'te olan eşim beni yanından gönderdi. Şimdiki eşim B.Ö., 'Eğer kızkardeşimin başına bu yüzden başına bişey gelirse vicdan azabı duyarım' dedi. Soruyorum, nerede kadın hakları" diyerek yaşadıklarına isyan etti.

"HAPİSTEN ÇIKARSA BENİ ÖLDÜRECEK"

Bıçak darbeleri yüzünden sakat kalma ihtimalinin de bulunduğunu anlatan Özçelik, "Kurban olayım devletime, kötü yola düşmemek için kadın sığınma evine bile gittim. Halime bakın sakat kalabilirim. Çocuğum şimdi yurtta. Ben sakat kalırsam, bir lokma ekmek verecekler mi? Böyleleri 3 ay 5 ay yatıp çıkıyor. Bana seni 'öldüreceğim' dedi. Ölüm korkusuyla yaşıyorum. Şimdi çıktı mı aynı şeyi yapacak. Devlet onu 3 ay yatıracak, sonra cezaevinden çıkacak. Benim hayatımla oynuyor. Bu adam 20 sene ceza alsın, bir daha çıkmasın dışarıya" dedi.

TECAVÜZDEN "GÖNÜLLÜ" VAZGEÇMİŞLER
DİYE... 
DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
TECAVÜZDEN GÖNÜLLÜ VAZGEÇMİŞLER DİYE...

Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 18 yaşından küçük kıza tecavüz girişiminde bulunan sanıkları, ''çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs'' suçundan mahkum eden yerel mahkeme kararını bozdu.

Daire, tecavüz girişimi sonuçlanmayan sanıkların eylemden ''çocuğun basit cinsel istismarı'' suçundan yargılanmalarına hükmetti.

Zonguldak'ta 2009 yılında meydana gelen olayda, Erkan ve Murat isimli iki sanık, 18 yaşından küçük bir kıza cinsel saldırıda bulundu. Kızın direnerek kendisini korumaya çalışması üzerine sanıklar, tecavüz gerçekleşmeden olay yerinden kaçtı.

Sanıklar hakkında açılan davayı gören Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların eylemi sonuçlanmadığından ''Çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs'' suçundan mahkumiyet kararı verdi.

Kararın sanık avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 14. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Daire, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 35. maddesine göre sanıklar hakkında teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi için ''cinsel istismar suçunu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da ellerinde olmayan nedenlerle tamamlayamamalarının gerektiğini'' belirtti.

DAİRE KARARINDA ŞU DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU

''Dosya kapsamına ve olay yerinin özelliklerine göre vücuduna organ veya sair cisim sokmayı engelleyen mağdurenin aşılabilir mukavemeti dışında harici bir engel bulunmadığından sanıkların suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçtiğinin kabul edilmesi gerekir. Bu durumda sabit ve tamam olan eylemlerinin TCK'nın 36. maddesi karşısında 5237 sayılı TCK'nın 103/1. maddesine uyan, çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturacağı gözetilmelidir.''