CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, “Ben bütün darbeleri yaşayan biriyim. Darbelerin önünü de yaşadım, arkasını da yaşadım” dedi.<br/...
Abone olCHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, “Ben bütün darbeleri yaşayan biriyim. Darbelerin önünü de yaşadım, arkasını da yaşadım” dedi.
Ergenekon davasının karar duruşmasının ardından tahliye edilen CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, Zonguldak’ın Alaplı ilçesinde partililer ve vatandaşlarla buluştu. Beraberinde CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, CHP Zonguldak İl Başkanı Halil Furat, CHP Alaplı ilçe Başkanı Hüseyin Tosun ve CHP Alaplı Belediye Başkan aday adayı Nuri Tekin ve partililerin eşlik ettiği Haberal, Türkiye’nin bilim, teknik ve sanatta gurur verici düzeyde olmasına karşın adalet dağıtımı, demokrasi ve hukuk uygulamalarında istenilen düzeyde olmadığını savundu. Türkiye’deki tüm darbelerin önünü de arkasını da yaşadığını söyleyen Haberal, “Bugün Türkiye Cumhuriyetinin geldiği nokta özellikle bilimde, sanatta ve teknikte hepimizin gurur duyacağı bir düzeyde, ben gururluyum, çünkü özellikle bilimde ve tıpta dünyada bir takım ilklerin altına imza atmışız. Bu hepimizin gurur duyacağı bir düzeydeyiz. Teknikte de sanatta da gurur duyulacak düzeydeyiz. Ama diğer konulara demokrasilerde öylemi, dolayısıyla da eksik olan nedir şu anda adalet dağıtımı, demokrasi ve hukuk uygulamalarıdır. İşte onları düzeltmek zorundayız.’’
’’BÜTÜN DARBELERİ YAŞAYAN HABERALIM’’
Normal demokrasileri görüyoruz. Ben o normal demokrasilerde bakın neler yaptım. Hani herkes darbe diyorlar ya darbe, ben bütün darbeleri yaşayan Mehmet Haberal’ım 1960 ihtilalinde lise son sınıf öğrencisiydim. 22 Şubat ve 21 Mayıs teşebbüslerinde tıp fakültesinde öğrenciydim. 1971 olaylarında Hacettepe Üniversitesinde öğretim üyesiydim. 1980 ihtilalinde yine Hacettepe Üniversitesinde öğretim üyesiydim. Tabii o dönemlerin önünü de arkasını da yaşadım. Arkasında ortaya atılan anti demokratik olaylar nedeniyle ben üniversite gurubu kurdum. Yasaklı liderleri getirdim ve konuşturdum. Ülkemizde demokrasinin yeniden teşhis edilebilmesi için bin 300 kişinin imzaladığı bir dilekçeyi imzalayan kişiyim o nedenle üniversitemde ceza alan kişiyim. O nedenle 6 yıl profesörlük kadrosu verilmeyen kişiyim ben. Hani diyorlar ya darbe mağduru falan diyorlar ya işte darbeye değer bir mağdurluk varsa o zaman düşünmek lazım, takdiri milletimizindir” dedi.
’’TÜRKİYE ÇAĞDAŞ BİR HUKUK DEVLETİDİR’’
Ülkede hep beraber yanlışları düzeltmek için çalışmaları gerektiğini belirten Haberal, şunları söyledi:
“Ben şunu söylüyorum. İyisi ile de kötüsü ile de bu ülke bizim, iyilerini ilerleteceğiz. Eğer bir yerde yanlışlık varsa, o yanlışlıkların doğrusunu yapacağız. Tabi ülkelerde demokrasinin yerleşmesi kolay değildir. Tarihe baktığımız zaman bütün medeni ülkeler çok değişik kademelerden geçmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok çağdaş, medeni, demokratik, laik sosyal ve hukuk devletidir. Hukuk devleti olmak çok önemlidir. Çünkü insanlar için en önemli olan özgürlüğü ve adalete olan güvenidir. Eğer bunlar sarsılır ise bu toplumda mutluluk olmaz, şu anda şu dönemde süreçte bizim en önemli yaşadığımız şey budur. İnsanların hakkı olan şeyleri kısıtlamayın, Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık, çıkarmayın bu kim söylüyor ben söylemiyorum Allah söylüyor. Şuara suresinde diyor. Kur’an-ı Kerim’de Şuara suresi var. Şuara suresinin 183. ayetinde Allah bunu söylüyor. Dolayısıyla insanların hakkı olan en önemli şey yaşama hakkıdır. Özgürlük hakkıdır. Adalet hakkıdır. Eğer bunu zedelerseniz bu toplumda mutluluk oluşturamazsınız. Hangi şartlarda olursa olsun, hangi suçu işlemiş olursa olsun önce insan, onun değerini bilmek zorundayız. İnsanları toplumlardan tecrit edemeyiz. İnsanları topluma kazandırmak zorundayız. Dünyada iki meslek var ki bunlar doğrudan insan hayati ile meşguldür. Bunlardan biri hekimler diğeri ise hakimlerdir. Ben hekim olarak karşıma gelen hastanın hastalığının teşhisini koyup, tedavisini yapıp sağlığına kavuşturmak ve topluma kazandırmak zorundayım. Benim görevim budur. Hakimlerin görevi ise de karşılarına gelen kişinin eğer suçu varsa bunu en kısa zamanda değerlendirip, cezası varsa o cezasını kendisine verip onu da topluma kazandırmaktır. Toplumdan tecrit etmek değildir. Ama maalesef bugün cezaevlerinde tamamen insanlar tecrit ediliyorlar. Ama bu olmamalı insanız hepimiz, Allah bizi yaşamak için yaratmış, dolayısıyla yaşamamız için ne gerekiyorsa onları yapmak zorundayız. Hep beraber yanlışları düzeltmek için doğruları yapmak zorundayız. Biz bunun için yola çıktık. Çünkü ülkemizin hizmete ihtiyacı var.”
’’MUTLUYUM’’
Haberal, Alaplı’da partililer ve vatandaşlarla bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek, “Ben çok şükür hep şunu söyledim. Buradan çıkıp, halkımızın arasından alnı açık eğer yürüyebilirsem kendimi mutlu ad ederim. Bugün burada bu mutluluk içersinde bulunuyorum. Çünkü sizin karşınıza bir suçu nedeniyle bir cezaya çarptırılmış bir kişi olarak bulunmuyorum. Suçunu bilmeden buna rağmen o bilmediği suçun bedelini ödeyerek karşınızda bulunuyorum. Bugün burada sizlerle birlikte olmaktan son derece mutluyum” dedi.
(İHA)