Biyolojik ritimlerle, onları yöneten etkenleri araştıran kronobiyoloji uzmanlarına göre, canlıların çevreden aldığı sinyaller ritimler için işaret görevi y
Abone olBiyolojik ritimlerle, onları yöneten etkenleri araştıran kronobiyoloji uzmanlarına göre, canlının çevreden aldığı sinyallerin bir kısmı ritimlerini düzenlemesi için bir işaret görevi yapıyor. Işık ve karanlık da, canlının gece ve gündüz göstereceği faaliyetleri ayarlaması için çevresel bir işaret olarak kullanılıyor. Biyolojik ritimler genel olarak periyod, sıklık, büyüklük ve faz gibi özellikler gösteren, tekrarlayıcı karakterdeki olaylar olarak tanımlanıyor. Tıpkı vücut ısısı, tansiyon, kalp frekansı, hormon miktarı gibi vücudumuzun ritmini ayarlayan bir saat var. Bu saat vücut fonksiyonlarımızı idare ediyor. Gündüzleri aktif olmamıza, geceleri de uyumamıza yardımcı oluyor. Biyologlar, doktorlar ve farmakologlar bu olağanüstü duruma 'Kronobiyoloji' adını veriyorlar. Uzmanlara göre, gün içinde yorgun, uykulu, halsiz, enerjik, sportif olmamızı sağlayan 'içimizdeki saat'. GÜNE BAŞLARKEN Kronobiyoloji uzmanlarına göre bu saat şöyle çalışıyor: Metabolizma saat 06.00'da gün için gereken protein ve enerji depolayarak vücudu uyandırıyor. Saat 07.00'de ise vücut hala tam olarak uyanmamış durumda. Bu nedenle bu saatlerde spor yapmaktan kaçınmak gerekiyor. Spor yapmak yerine güzel bir kahvaltıyı tercih edenlerde sindirim organları çalışmaya başlıyor. Saat 08.00'da romatizması olanlar vücutlarındaki ağrıyı daha kuvvetli hissediyorlar. Bu saatte sigara tiryakilerinin kahvaltı sonrası sigarası damarlarını her zamankinden daha fazla daraltıyor. 09.00 suları ise vücudun kendisini en dinç hissettiği zaman. Herhangi bir hastalık için iğne olacaklarda en uygun zaman bu saatler. Bu saatlerde iğnenin ateş ve şişme gibi yan etkileri çok nadir görülüyor. Bu saatlerde vücut röntgen ışınlarına karşı daha dirençli oluyor. Organizmanın faaliyete hazır bulunduğu zaman ise saat 10.00. Organizma bu saatlerde fazla enerjik, çünkü vücut en yüksek ısısına ulaşmış durumda. Verimliliğin en yüksek olduğu zaman dilimi bu saatler. İnsanlar bu saatlerde genellikle yaratıcı ve dinamik oluyor. 11.00 ise organizmanın tam formda olduğu saat. Bu saatte kalp çok zinde, hesap işleri ve matematik ödevleri bu saatlerde hiç zorlanmadan yapılabilir. Ve öğlen 12.00 suları artık vücudun dinlenmeye ihtiyacı var. Bu saatlerde dikkat azalıyor, bir şey yenmemiş olsa dahi midedeki asit miktarı fazlalaşıyor, beyindeki kan azalıyor. Bu durumda öğle uykusu uyuyan kişilerde uyumayanlara oranla enfaktüse yüzde 30 daha az rastlanır. Saat 13.00'da ise verimlilik gün ortalamasının yüzde 20'nin altına düşüyor. Sadece safra, öğle yemeğini hazmettirmek için faaliyet gösteriyor. ÖĞLEDEN SONRA Öğleden sonraları vücut kendini bitkin ve yorgun hissediyor, çünkü tansiyon ve horman durumu düşüyor. Diş doktorundan korkan kişiler doktordan bu saatte randevu alabilir, bu saatlerde vücut acıyı çok daha az hissediyor. Saat 15.00'da ise vücudun enerjisi geri geliyor. Bellek eski formuna geri dönüyor, ama bu verimlilik ve formda olma durumu sabahkine oranla daha az oluyor. Spor faailiyetleri için ise vücudun kendini en uygun hissettiği zaman saat 16.00. Bu saatte kan basıncı ve kalp atışı çok iyi durum oluyor. Saat 17.00'a doğru ise mide kanamasından dolayı hastaneye gelenlerin sayısı fazlalaşıyor, çünkü öğleden sonra geç saatlerde ve akşamın ilk saatlerinde midedeki asit miktarı fazlalaşıyor. Fakat bu saatte organların faaliyeti üst düzeyde oluyor. Böbrekler ve mesane çok çalışıyor. AKŞAMA DOĞRU Saat 18.00 akşam yemeği için ideal bir saat. Tansiyon problemi olanlar ise saat 19.00'da dikkatli olmalı, çünkü bu saatte tansiyon ve nabız tembelleşiyor. Bu nedenle tansiyonu düşüren ilaçlar konusunda dikkatli davranılmalı. Sinir sistemi üzerinde etkili olan ilaçların tesir derecesi de bu saatte oldukça fazlalaşıyor. 20.00'da alerjisi olanlar ve astımlılar ilaçlarını bu saatte almaları gerekiyor. Bu saatte alınan ilaçların etkisi hemen görülüyor. Antibiyotikler de az dozda alınsa bile etkileri en üst düzeyde oluyor. Saat 21.00'de ise sindirim organlarının günlük görevi sona eriyor. Yenen her şey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalıyor. Bu nedenle bu saatlerde özellikle kilolu olanların yemek konusunda dikkatli davranmaları gerekiyor. 22.00'da ise sigara tiryakilerinin son sigaralarını içmeleri gerekiyor, çünkü bu saatten sonra vücut nikotini çok zor atıyor. Bu saatte vücuttaki akyuvarlar aktif halde bulunuyor. 23.00'dan itibaren organizma gün boyu salgılanan stres hormonunu salgılamayı durduruyor. Bu saat tam bir gevşeme ve rahatlama saati. Metabolizma faaliyetleri en alt düzeyde bulunuyor. Hamile bayanlarda doğum sancısı genellikle bu saatlerde geliyor. GECE YARISINDAN SONRA 24.00'da uykuya geçildiği sırada deri hücreleri gündüz olduğundan daha hızlı bölünüyor. İlk rüya safhası başlıyor. Saat 01.00'da artık dikkat son derece azalıyor, bu saatte çalışanlar hata yapmaları artıyor, çünkü vücut artık kendini uyumaya programlamış oluyor. 02.00 ise en çok trafik kazasının yaşandığı zaman, çünkü görme zayıflıyor, görünenlere karşı tepki yavaşlıyor. Ayrıca vücudun soğuğa karşı direnci azalıyor, çabuk üşüyor. Saat 03.00 sularında ise intihar edenlerin sayısı fazlalaşıyor. Metabolin hormonunun salgılanması kişiyi kararsız yapıyor. 04.00'da vücut stres hormonundan enerji kazanıyor. Tansiyon oldukça fazla yükseliyor, kalp damarları çabuk geriliyor. Hamile bayanlar için de değişik bir durum oluşuyor, çünkü yapılan araştırmalara göre bebekler daha çok saat dört ile beş arası dünyaya geliyor. Saat 05.00 sıralarında vücuttaki erkeklik hormonu çok fazla salgılanıyor. Hormon salgılanması en üst düzeye çıkmaya hazırlanıyor. Vücut harekete geçiyor, kaybolan enerji yeniden geliyor. Artık yeni bir güne başlamak için vücut hazır duruma geçiyor.