Yeni doğan bebeğin bir ayağı kesildi. İhmal miydi, dikkatsizlik mi?
Abone olBursa'da, ihmal ve dikkatsizlik sonucu 3 yıl önce bir bebeğin bacağının kesilmesinde rol oynadıkları iddiasıyla haklarında dava açılan iki doktorun yargılanmasına başlandı.
Bursa 2. Sulh Ceza Mahkemesindeki duruşmada, ''İhmal ve dikkatsizlik sonucu uzuv kaybına neden olmak'' suçundan yargılanan doktorlar Faruk D. ve Sultan G. ile sol bacağı kesilen bebeğin ailesinin avukatı Berkant Yekeler hazır bulundu. Faruk D, ifadesinde, Çekirge Devlet Hastanesinde kadın-doğum uzmanı olarak çalıştığını, gebeliği döneminde müşteki Perihan Yağlı'nın kontrollerini yaptığını belirterek, 23 Haziran 2004'teki son kontrolüne göre, muayene bulgularının normal olduğunu söyledi. Doğum tarihini 3 Temmuz 2004 olarak belirlediğini ve Perihan Yağlı'ya da tarihi bildirdiğini dile getiren Faruk D, şunları kaydetti: ''9 Temmuz 2004 tarihinde Perihan Yağlı beni aradı. Doğumun henüz gerçekleşmediğini, gününün geçtiğini ifade etti. O gün yaptığım kontrolde, ultrasonda bebeğin kalp atışının, solunumunun ve dopler bulgularının normal olduğunu tespit ettim. Muayenesini yaptım, doğumun henüz başlamadığını belirledim. Günü geçtiği için takip altında olması gerektiğini belirttim. Tıbbi olarak 7 güne kadar tahmini doğum tarihinin geçebileceği belirtilir. Kendisine tüm riskleri hatırlattım. Hastaneye yatırabileceğimi, isterse orada takip edebileceğimi söyledim. Ancak hasta, iki çocuğunun olduğunu, hastanede kalamayacağını söyleyip eve gitti.''
Perihan Yağlı'nın, daha sonra doğumun olmadığını belirterek polikliniğe geldiğini, bunun üzerine bebeğin kalp atışlarını dinleyerek, muayenesini yaptığını anlatan Faruk D, şunları söyledi: ''Kalp atışlarında azalma vardı. Doğumun hemen mümkün olmayacağını, doğumu kaldıramayacağını düşündüm. Acil doktorunu aradım, ameliyattaydı, ameliyathane doluydu, başka bir ameliyathane aradım. Görevli olmadığım halde sezaryen ameliyatına girdim. Anestezi uzmanı ve çocuk uzmanına haber verdim. Sezaryeni gerçekleştirdik. Bebekte solunum sıkıntısı mevcuttu. Doğduğunda morarma veya herhangi bir patolojik durum yoktu. İlk müdahale yapıldı. Bizde 24 saat görevli çocuk uzmanı olmadığından, Çocuk Hastanesine sevk edildi.''
Dr. Sultan G. de o dönemde Çekirge Çocuk Hastanesinde çocuk uzmanı olarak görev yaptığını belirterek, ancak olay günü izinli olduğunu söyledi. Doğumdan sonra bebeğe, hastanede görevli bir çocuk doktorunun müdahale ettiğine değinen Sultan G, şöyle konuştu: ''Bebeğin akciğerine kaçan dışkılar temizlenmiş, solunumuna makineyle müdahale edilmiş. Kısaca stabilize olduktan sonra Çekirge Çocuk Hastanesine sevk edilmiş. Hastaneye geldikten sonra çocuk doktoru Bahar U. tarafından görülmüş, bebeğin genel durumu tespit edilmiş, bütün vücudunda morarma olduğu tespit edilmiş, yenidoğan ünitesine alınmış. Çocuk doktoru Gülten A'ya haber verilmiş. Genel durumunun kötü olduğunu, oksijensiz kalamayacağını, aktivitesinin düşük olduğunu tespit etmiş. Bu tespitlerle 'Dopamin' tedavisine başlanmış.''
Hastaneye geldiğinde, bebeğin durumunun kötü olduğunu öğrendiğini, hastayı gördüğünü, bunun üzerine başka tetkikler istediğini ve takibe devam ettiğini anlatan Sultan G, daha sonra ayaklarında morarma olduğunun söylenmesi üzerine yeniden bebeğin başına gittiğini belirtti. Hastanın her iki bacağında alacalı morluklar olduğunu ifade eden Sultan G, şunları kaydetti: ''Ayak üzerinden nabzına baktım, alınıyordu. Damar içinde bir tıkanıklık olmadığını anladım. Bu rahatsızlığın kalbin baskınlanmasıyla solunum sonucundan olduğunu anladım. Hastanın 'Dopamin' tedavisinin devam etmesi gerekiyordu. Kalbin yeterli şekilde çalışmadığını anladım. Hastanın ayaklarının yükseltilmesini ve hafifçe ısıtılmasını istedim. Hastayı 12 saatlik nöbetim boyunca takip ettim. Tıp ilkeleri olan yararlılık ve zarar vermeme ilkesi yolunda koyduğum tanılarla tedavileri uyguladım.''
Sanık avukatları müvekkillerinin duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti. Mahkeme, talebi kabul ederek, eksik evrakın tamamlanması için duruşmayı erteledi.