BIST 10.343
DOLAR 32,66
EURO 35,07
ALTIN 2.443,23
HABER /  POLİTİKA

BDPnin ilk hedefi Ak Parti oldu

BDP bugün ilk grup toplantısını yaptı. Hedefinde Ak Parti vardı. Hükümete tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Abone ol

DTP'nin kapatılmasının ardından BDP olarak Meclis'te yerine alan vekiller bugün ilk grup toplantısında buluştu... 

Vekillere BDP Grup Başkanvekili Muş Milletvekili Nuri Yaman seslendi. Yaman'ın da ilk grup toplantısı olması sebebiyle heyecanlı olduğu gözlerden kaçmadı.

Özetle Yaman mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyledi ve "tutuklu bulunan belediye başkanlarını, siyasetçileri bir an önce serbest bırakın, onların siyasete dönmesinin önünü açın!" dedi.
Hoş geldin BDP!..
DTP kapatıldı, yerine BDP geldi…
Onu da kapatırsanız, bir başkası gelecek yerine…
Demek ki bir siyasi partiyi kapatmak “ceza” değil…
Olan, Ahmet Türk ile Sabahat Tuncel’in milletvekilliklerine oldu…
DTP’nin belki de aklı başında ilk üç kişisinden ikisi…
Bu da gösteriyor ki DEVLET, terörün bitmesini değil, devamını istiyor…
Çünkü DEVLET dediğiniz kurumu kendileriyle özdeşleştirenler; terör biterse “etkinliklerinin” ve “ekonomik güçlerinin” de yitip gideceğinden korkuyorlar…
 
Adnan Berk Okan.

Yaman Meclis'te şöyle konuştu:

"Ülkemiz açısından 2009 halklarımızın barış demokrasi ve özgürlük taleplerinin de doruğa çıktığı bir yıl oldu.

Ancak barış taleplerine çözüm üretme değil çözümsüzlük politikalarının bir sonucu olarak çatışmalar sürdü ve gencecik evlatlarımız aramızdan ayrıldı.

Demokratik hak talepleri görmezden gelindi, bastırılmaya çalışıldı. DTP maalesef kapatıldı.

Kürt sorununda yakalanan tarihi çözüm fırsatlarının heba edildiği 2009 barış ve demokrasi adına kayıp bir yıl oldu.

Demokrasi adına kara bir leke olan ve Türkiye’nin karanlık tarihinde yerini alacak bu gelişmelerine rağmen, barışa olan umudumuzu halen koruyoruz. Umutluyuz. Bu nedenle 2010 demokrasi mücadelemizin daha da büyüyeceği bir yıl olacağına inanıyoruz.

Siyasi iktidarın iddia ettiği gibi toz pembe bir ülkede yaşamıyoruz. Bir avuç mutlu azınlığın gündeminde savaş acı ve gözyaşı olmayabilir. AKP’nin sanal Türkiye’sinde açlık yoksulluk yaşanmayabilir. Onların dünyasında siyasetçiler bedel ödemeyebilirler. Ama 70 milyonun yaşadığı Türkiye’de bunlar her gün yaşanıyor.

Darbe girişimlerine mücadele ettiğini savunan bir siyasi iktidarın yönetimindeki ülkede neler yaşanıyor?

Darbe Anayasası’na dayanarak parti kapatılıyor. Siyasi yasaklar devam ediyor. Seçilmiş belediye başkanları halkın iradeleri toplama kampları gibi tutuklanarak ve kelepçelenerek cezaevlerine atılıyor.

Emeği için direnen TEKEL işçilerine karşı AKP devletin en sert müdahalesiyle müdahale ediliyor. Hükümet bu olup bitenlerin neresinde duruyor, tam da merkezinde duruyor.

Toplumu adeta sömüren AKP, söz konusu Kürtler olunca bunları bastırma ve ezme konusunda statükocu odaklardan bir farkı kalmıyor. Geriye baktığımız 2009 yılı gerçeklerin açığa çıktığı, maskelerin düştüğü bir yıl olmuştur.

Hükümet sorumluluğu yargıya yükledi, yargıya bu kararı aldıran AKP’nin ta kendisidir.

AKP’nin ön gördüğü çözüm, Kürt sorununu siyasallaştıranlar tasfiye edilebilirse, geriye sorun diye bir şey kalmayacaktır.

AKP kendine Müslüman olan bir partidir. Öyle olmasaydı, AKP Kürtleri çözüm sürecine dahil etmenin yollarını arardı.

Yaşamlarını demokrasiye adayan çok değerli siyasetçilerimize Sayın Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’a siyasal yasak da bu nedenle uygulanmıştır. Bu süre. 14 Nisan’da başlatılmıştır. Operasyonlarda bine yakın DTP kadroları tutuklanmıştır.

8 ayda bir partinin bine yakın kadrosunun tutuklanması siyasi bir darbe girişimidir. Şu çok iyi anlaşılmalıdır ki bu kadar büyük çaplı bir tutuklama operasyonu yürütülüyorsa, bunun altında da bir konsepti yatmaktadır. Bunun adı siyasal konsepti.

AKP ve yakasında yer alan ve öğretim görevlisi sıfatını taşıyan bir yönetici, kendisine strateji uzmanı diyen kişiler operasyonun gerekliliğini savunmuşlardır. AKP halkın iradesine karşı kelepçe partisine dönüşmüş durumdadır.

İyi gelişmeler, siyasetçilerin kapılarını kırmak mıdır sayın Başbakan? Bu mudur sizin açılımınız? Sayın Başbakan’ın halkın karşısına çıkıp bunlara yanıt vermesi gerekiyor. Ama bunlara cesareti yok.

Hükümete sesleniyorum; halkın iradesine karşı uyguladığınız bu baskılara son verin, halkın üzerinden elinizi çekin, tutuklu bulunan belediye başkanlarını, siyasetçileri bir an önce serbest bırakın, onların siyasete dönmesinin önünü açın!