BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

BDP'lilere 'boykottan vazgeçin' çağrısı

AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ kameraların karşısına geçerek Hatip Dicle krizine ilişkin soruları yanıtladı.

Abone ol

AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, YSK'nın Hatip Dicle'nin vekilliğini düşürmesi kararının sorumlusu olarak AK Parti'nin gösterilmesini yanlış bulduğunu belirterek "YSK, AK Parti'ye, yürütmeye veya yasamaya bağlı bir kuruluş değildir. YSK kararlarını hükümetle ilişkilendirmek büyük bir yanlıştır'' dedi.

Dicle'nin milletvekili adaylığı için açık bir engel olmasına rağmen adaylık müracaatı yapıldığına dikkat çeken Bozdağ, bağımsız milletvekillerini de TBMM'deki çalışmalara katılmaya davet etti. "Ara seçim yapılacak mı?" sorusuna ise Bozdağ, "yasalarda ne yazıyorsa o yapılır" yanıtını verdi.

BDP'lilerin Meclis'i boykot kararını ise "demokrasi dışı" olarak değerlendiren Bozdağ, BDP'nin her fırsatta tehdit ve şantaj yöntemini benimsemesini de eleştirdi.

AK Parti Grup başkanvekili Bekir Bozdağ, YSK'nın Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürmesi ve BDP'lilerin de Meclis'i boykot edeceklerini açıklamasının ardından kameraların karşısına geçerek soruları yanıtladı.

Bozdağ'ın Dicle krizine ilişkin açıklamalarının önemli satırbaşları şöyle:

Biz hukuka aykırı bir biçimde mazbatayı vermesine ilişin yaptığı işleme itiraz ettik. Bizim itirazımız buna dönüktür. Ak partinin hukuk zemininde hakkını araması itirazda bulunması da hakkıdır. Bütün seçim dönemlerinde partiler itirazlarda bulunurlar, hak arama yoluna giderler. YSK'nın kararı AK partinin itirizına ilişkin bir karar değil, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı üzerine verilmiş bir karardır. Bunun altını çizmek istiyoruz.

BDP KRİZE DAVETİYE ÇIKARDI

BDP süreç içinde bir dizi yanlış yapmıştır. Bu konulara ilişkinde kısa değerlendirmelerde bulunmak istiyorum. YSK'nın kararında Dicle için verilmiş mahkumiyet kararı 22 Mart'ta kesinleşmiş, 11 Nisan'da ise karar verilmiştir. Bir mahkumiyet kararı var, kesinleşmiş, milletvekili adayı olmaya engel bir mahkumiyet kararı. Bunu avukatları biliyor, BDP biliyor. Aday olma ehliyeti olmayan birinin aday gösterilmesi ve mahkumiyet kararının YSK'dan gizlenmiş olması manidar bir durumdur. Adeta yaşanan krize o günden bir davetiye çıkarmaktır. Bunu iyi niyetli bir yaklaşım olarak görmüyoruz.

BDP'NİN YAKLAŞIMI DOĞRU DEĞİL

İkinci bir husus da Anayasa ve yasalarda beğenmediğimiz pek çok husus olabilir. Bunların değişmesini isteyebiliriz. Ama demokratik bir ülkede bunları eleştirmek ve tavır almanın da demokrasi ve hukukun sınırları içinde olması aşikardır. Tehdit ve şiddet çağrıları yaparak, kaos ortamına dönük eylemlerde bulunmak demokrasinin alanını genişletme imkanı yaratmaz. Her ortamda demokrasinin derinleştirilmesini, demokrasiyle bağdaştırılmayan mevzuatların ortadan kaldırılımasını savunanların, öncelikle kendi eylemlerinde söylemlerinde demokrasi sınırı içinde kalmaları, şiddetten uzak durmaları doğru olan bir yaklaşımdır. Ancak yaşanan gelişmelere baktığmızda bu yaklaşımın benimsenmediğini görüyoruz.

BDP'YE ÇAĞRI

Biz BDP'ye hem de bağımsız adaylara demokrasi içinde mücadelelelerini yapmaya ve TBMM'deki çalışmalara katılmaya davet ediyoruz. BDP'nin bir yanlışı da her sıkıntıda tehdit  ederek şiddet çağrısı yapmasıdır. AK Parti bugüne dek birçok engelllemeye maruz kalmış, ancak Anayasa'ya uygun kalarak hukuk mevzuatını değiştirmeye çalışmış, sivil siyasetin alanını genişletmiştir.

ERDOĞAN'LA KIYASLANAMAZ

Başbakan Erdoğan'ın durum ile Hatip Dicle'nin durumu kıyaslanamaz Dicle'nin durumu ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2002 yılı öncesi durumu farklıdır.  Başbakanın hukuken doğru ama haklı olan adaylığı, hukuku korumakla görevli olan yargı eliyle elinden alınmıştır.  Tamamen farklı bir durum. Açık bir adaylık engeli var Hatip Dicle'nin. Bu durumu ailesi, avukatları, BDP yetkilileri biliyor. Açık bir engel var ve bu engele rağmen adaylık başvurusu yapılıyor.

ANAYASAL DEĞİŞİKLİK DE DİCLE'Yİ KURTARAMAZ

Dicle'nin durumuyla ilgili Anayasal ve yasal değişiklikle çözüm getirilir mi? Bunun düzeltilmesinin hukuki açıdan düzeltilmesinin mümkün olmadığı çok açık. Aday seçilme ehliyeti yok. Önümüzdeki dönemde de yasal değişikliklerle bir çalışma yaparak mevcut durumu düzeltmek mümkün değil. Anayasayı değiştirerek yapılabilirliği görünmüyor. 

AK PARTİ DESTEK VERECEK Mİ?

Adaylık ehliyeti olmayan o kadar aday adayı vardı. Çoğu insan bu nedenle müracat edemedi, edenlerinde adaylıkları itiraz üzerine iptal edildi. Adaylık ehliyeti olmayan birine, bu ehliyeti vermek suretiyle bir yol açıldığı zaman, aday olmak isteyenlerle aralarında büyük bir eşitsizlik yaratır. Anayasa'nın 76. maddesi nedeniyle bu kararın ayrı yansımaları da olacaktır. Haberal ve diğer milletvekili seçilenlerle ilgili mahkeme kararını duyduk. İnceleme imkanımız olmadı. İnceledikten sonra icap ederse bir değerlendirme yaparız. Demokrasi ve mili irade vurgusu yapanların ya hep ya hiç anlayışını benimsemeleri demokrasiyle bağdaşmaz. Evrensel hukukla da bağdaşmaz. Demokrasiye inananların yapacağı meşru zeminlerde, hukuk içinde, demokrasi içinde kalarak mücadele etmektir. Ara seçim konusunda ise yasalarda ne yazıyorsa o yapılır.