BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA

BDP'den liberallere ilginç çağrı

BDP eşbaşkanı Demirtaş'tan "AKP'ye yakın duran çevreler" dediği liberallere ilginç bir çağrı var.

Abone ol

BDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Hükümetin TBMM genel kuruluna sunduğu Anayasa değişikliği ile ilgili çok ilginç açıklamalar yaptı.

Milliyet gazetesinden Devrim Sevimay'ın sorularını yanıtlayan Demirtaş, "Anayasa değişikliği paketi komisyondan çıktığı haliyle meclise gelirse evet demeyiz" diyor ve ekliyor "liberaller AKP'ye baskı yapmalı."


İşte Devrim Sevimay'ın sorduğu o çok önemli sorular ve Selahattin Demirtaş'ın yanıtları

Kim bu çevreler?

Bu çevreler sonuçta AKP’ye yakın duran ve BDP’yi de kendi durdukları yerde görmek isteyen dostlarımızdır, ki ben onların kişisel duruşlarına saygı duyarım, fakat BDP’nin bir parti olduğunu unutuyorlar. BDP bir dernek değil. AKP’yle dayanışma derneği değil. AKP’yi yaşatma, onu koruma derneği değil. Biz de bir partiyiz ve müsaade ederlerse bizim de bir siyasetimiz var. Tabanımızın bir beklentisi var.

Üstelik biz çok mücadele ederek bugünlere geldik, AKP bize lütfen buyurduğu için burada değiliz. AKP’ye rağmen biz buradayız. AKP seçim barajını düşürmeyen, birleşik oy pusulasına bağımsız adayları da koyarak seçilmemizi zorlaştıran bir parti olmasına rağmen buradayız.

Peki nasıl oluyor da siz bu “dostlarımız” dediklerinizle bu kadar ayrı yerlerden bakıyorsunuz; sebep nedir sizce?

Şimdi AB’yle müzakere sürecinin başlamasıyla birlikte AB taraftarı dediğimiz liberal kesim -ki ben bu kişileri asla suçlamak için söylemiyorum, sadece eleştiriyorum- tümüyle AKP’nin yanında yer aldılar. Sonra Ergenekon operasyonu üzerine gelince AKP’ye iyiden iyiye sarılmaya başladılar. Üstüne Kürt açılımı da gelince tam kadayıfın üzerine kaymak konulmuş gibi oldu.

Ama tablo böyle olunca “Daha ne yapsın?” da denmez mi?

Doğru, onlar da zaten daha ne yapsın diyerek AKP’ye açıktan destek verme noktasına geldiler. Çünkü onlar kendi iç dünyalarında böylesi bir seyir izlediler. Fakat biz aynı seyri izlemedik. AB sürecinin hız kazanıyor dendiği, liberallerin AKP’yi en hararetle desteklediği 2004’te DEHAP’a kapatma davası açıldı. 2005’te TCK’da değişiklik yapıldı; şu anda tutuklu bulunan çocuklar, belediye başkanları hep o dönem yapılan değişikliklerden kaynaklıdır. Örneğin ifade özgürlüğüyle ilgili kısıtlamaların çoğu, 301 de dahil, yine o dönemde yapıldı. BDP’li milletvekilleriyle ilgili 425 fezleke Meclis’te duruyor.

Ergenekon, Kürt açılımı yapılırken aynı anda binden fazla BDP kadrosu tutuklandı. 19 belediye başkanı, yüzlerce çocuk cezaevinde. Partimiz kapatıldı. Liberaller bu olumsuzlukları görmek yerine adeta bize şunu demeye getirdiler, “Ya kardeşim siz zaten 80 yıldır eziliyorsunuz. Bırakın şu AKP de sizi biraz daha ezsin, ama bari AB’ye doğru götürüyor. O zaman elbet birlikte kurtulacağız.”

Yani bir anlamda sizden feragat mi ettiklerini düşünüyorsunuz?

Öyle görünüyor, ama bakın bu bahsettiğim liberal çevre öyle bir çevre ki aslında güçlü bir siyasal akımları yok, güçlü partileri yok, tabanları yok. Oysa bizim bir taban gücümüz var. AKP’nin bütün olumsuzluklarına rağmen ayakta durabilecek bir partimiz var. Biz böylesi bir dinamik yapıya sahipken AKP’ye niye mahkûm olalım? Şimdi liberalleri anlayabilirim, belki çaresizlikten kaynaklı AKP’ye bu kadar yakın durabilirler, ama biz çaresiz değiliz. Biz çözüm umudunun ta kendisiyiz. Keşke onlara o kadar yakın duracaklarına bize yakın dursalar da biraz bize güç verseler, biz de AKP’yi biraz daha sürükleyebilsek, biraz daha itebilsek, biraz daha değiştirebilsek.