CHP, BDP ve MHP'nin dünkü parti grup toplantılarından çıkan mesajlar, önümüzdeki döneme ışık tutuyor.
Abone olOktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- CHP lideri Kılıçaroğlu'nun, Başbakan Erdoğan'a verdiği "terör sorunu toplumsal mutabakatla çözülür" cevabı tartışılıyor. O mutabakatın bir parçası olan BDP'nin süreçteki rolü masaya sorgulanıyor.
Siyasi parti liderlerinin konuşma metinlerindeki satır araları, yeni sürecin zorlu geçeceğinin işareti aynı zamanda.
AK PARTİ TEHLİKELİ SULARDA YÜZMEYE ALIŞTI
Sırtında yumurta küfesiyle dolaşan AK Parti'nin işi zor. Yürütmenin başında olmanın verdiği sorumluluk nedeniyle bir işi 40 kere düşünmek zorundalar. Yanlış adım atma lüksleri yok. Özellikle de söz konusu terör ise taşınan yük kat be kat artıyor. "PKK'nın tehdit ve şantajına boyun eğiyorlar" imajı, açılımın başladığı günden beri dillendiriliyor. Açılım, Habur kazası ve Oslo görüşmelerinin basına sızdırılaması, AK Parti'ye oy kaybettirmediği gibi artttırdı da..
ÇOK BİLİNMEYENLİ PKK
PKK da yürüttüğü psikolojik savaşın bir unsuru olarak bu algıyı kendi tabanına aşılıyor. Böylesi bir fotoğrafın sorunun iyice karmaşık hale gelmesi durumunda böylesi bir etiketin partiye vereceği hasar büyük olacaktır elbette.
Askeri açıdan mağlup olmadığını düşünen PKK, neyin karşılığında silah bırakacak? Savaş makinasına dönüştürülen ve türlü vaatlerle programlanan binlerce militan, nasıl ve ne şekile ikna edilecek?
Dahası büyük paraların döndüğü örgütte, yeni süreçte kendi konumları ne olacak? Yabancı istihbaratların desteği ve inanılmaz finans kaynaklarıyla dev bir holdinge dönüşen örgütü, bertaraf etmek kuşkusuz hiç kolay olmayacak.
CHP RİSK ALMIYOR
CHP ise görüntüde kredi açarak destek veriyor hükümete. Ancak koşullara bakıldığında ise farklı bir tablo var önümüzde. Kılıçdaroğlu, "hem kendi tabanını hem de farklı kesimleri ürkütmek istemiyor" görüntüsü çiziyor. Erdoğan ve çevresini rahatsız edici bir üslup dikkat çekiyor. Kılıçdaroğlu, son tahlilde AK Parti'ye karşı duyduğu "olağan şüphelerinden" kurtulamıyor.
TOPLUMSAL MUTABAKAT VE GERÇEKLER
Sorunun toplumsal uzlaşmayla çözüleceğini savunan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'dan sorunu "adam gibi" çözmesini istiyor. Ardından iktidarın bu yoldaki yanlışlarını ar karkaya sıralıyor. Kılıçdaroğlu'nun "Ya adam gibi davranır sorunu çözersin, ya da gelen her şehit cenazesinin sorumlusu sen olursun" sözleri, her olumsuz gelişmede CHP'nin nasıl tavı takınacağının da göstergesi aynı zamanda.
ÖCALAN, BDP HEYETİNE YOL HARİTASI SUNMADI
Öcalan ve Kandil'in izni olmadan BDP'nin siyaset geliştiremediği çok açık. Bu durumu Kılıçdaroğlu'nun bilmemesine imkan var mı? "Sorunu parlamentoda çözelim" önerisinin bu bağlamda gerçekçiliği yok. Dahası İmralı ziyaretinde Öcalan, ne BDP heyetine ne de DTK'ya yol haritası sunmadı. Sözü edilen talepler MİT aracılığıyla basına yansıyor.
ETKİSİZ ELEMAN
Muhatap alınmamanın verdiği sıkıntılı dil, BDP lideri Demirtaş'ın dünkü dünkü grup toplantısına yansıdı. Sürecin devlet ve İmralı arasında sürdüğünü Demirtaş da açıkladı. PKK yöneticilerinin de BDP'lilere yönelik üst perdeden konuştukları bilinen bir gerçek.
BDP'nin mevcut konumu, toplama işlemindeki 0 ile çarpma işlemindeki 1 sayısından farksız. Yani matematikteki etkisiz eleman. Varlığı sorunun çözümü için sembolik değer taşısa da fiiliyatta etkisi bulunmuyor.
Tabanın "tartışmasız" lideri İmralı'da ve elinde silahı olanın söz sahibi olduğu bir coğrafyadan çıkan bir yapılanma Kandil'de dururken, BDP'ye bu sahnede yer bulmak çok zor. BDP'nin muhatap alınmaması, süreci sekteye uğratacak bir unsur olarak görünmüyor.