BIST 9.912
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.965,99
HABER /  GÜNCEL

BDDK kuruluşundan beri hedef tahtası

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Engin Akçakoca, istifasının istenmesiyle ilgili iddialara yanıt verdi.

Abone ol

BDDK Başkanı Akçakoca, 'İstifanız isteniyor. İstifanız sorunu çözer mi?' sorusu üzerine, 'İstifa her zaman olur, başkası gelir. Önemli olan kurumdur' dedi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Engin Akçakoca, gazetecilerin "İstifanız isteniyor, istifanız sorunu çözer mi?" sorusuna "İstifa edilir gidilir, yerine başkası gelir" yanıtını verdi. '2 sene 7 ay 1 gündür görevdeyim' Akçakoca dün katıldığı Active Academy tarafından düzenlenen 1. Uluslarası Finans Zirvesi'ndeki konuşmasına 2 sene 7 ay 1 gündür görevde olduğunu belirterek başladı. Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akçakoca, şöyle dedi: "50 senelik bankacılık birikimiyle uğraşan 2 senelik bir kurum söz konusu. Bu kurumun kalitesinin de denetlendiği, düzenlendiği, sektörün üzerinde olması lazım. Kurumun kalitesi isminde ve logosunda değil ki, kalitesi kadrosunda. Bu kadroyu oluşturmak için çaba ve para sarfetmek lazım. Para, çaba sarfını kısacak, tasarruf tedbiri şu tedbir, bu tedbirle uğraşmaktan düzenlemeye ve denetlemeye daha az zaman ayırmak, bu gibi kurumlar için zuldür. İstifa her zaman olur, başkası gelir o da gider. Kurum kalıcıdır, önemli olan kurumdur." BDDK'nın özerkliği konusunda sıkıntı olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine, üst kurulların ya tam bağımsız ve özerk ya da merkezi hükümetin bir parçası olmaları gerektiğini belirten Akçakoca, "İkisi arasında ortak bir yol bulmak için karşılıklı tavizler alınacak düzenlemelerin yapılması sakıncalı olabilir. O zaman tam bağımsız ve özerklikten beklenen kalite elde edilemeyebilir" dedi. Akçakoca, Finans Zirvesi'ni düzenleyen Active Academy'nin birbiri içine geçmiş 2 daire şeklindeki logosuna atıfta bulunarak, BDDK'nın kurulduğu günden bu yana hedef tahtası haline geldiğini söyledi. 'Bakan onayı alınması bağımsızlığı yok ediyor' BDDK'nın özerkliği, tam bağımsızlığı düzenleme ve denetleme yapması için istediğini kaydeden Akçakoca, bunun için idari ve mali olarak özerkliğin şart olduğunu söyledi. Akçakoca, şunları kaydetti: "BDDK'nın çıkardığı yönetmeliğin Resmi Gazete'de yayımlanması için DPT'nin (Devlet Planlama Teşkilatı) ön onayının alınması şartı bu kurumun bağımsızlığını yok eden bir uygulama. Değiştirmek için 6 ay harcadık ama bakış açısı önemli... Murakıplarımızı yurtdışına road - show'lara göndereceğiz, bakan onayı alınması mecburiyeti bağımsızlığı yok ediyor." 'Birleşmeleri, aile gururları engelliyor' Getirilen teşviklere rağmen bugüne kadar gerçekleşen 26.5 milyar dolarlık banka birleşmelerinin yeterli olmadığına dikkat çeken Akçakoca, özellikle orta ölçekli banka sahiplerinin 'patronca ve aile duygularına bağlılığı' nedeniyle bu konuya fazla ilgi gösterilmediğini söyledi. Akçakoca, "Daha bu işin matematiğini tam olarak anladıklarına inanmıyorum. Anlamış olsalar bir araya gelirler" dedi. Akçakoca, "Ben, isteksiz olmalarının sebebini, genetik özelliklerine, aile gururlarına düşkün olmalarına bağlıyorum" diye konuştu. 'Asıl sorumlu lisans verenler' BDDK'nın bankalara yönelik bir endişe taşıyıp taşımadığına ilişkin soru üzerine Akçakoca, İmar Bankası'nı kastederek, "Son olaydan bahsediyorsanız, orada değişik, farklı bir olay söz konusu. Zimmet, dolandırıcılık, sahtecilik söz konusu. Böyle bir beklentimiz yok. Böyle bir beklenti sizde de yok" dedi. BDDK Başkan Yardımcısı Ercan Türkkan da Türkiye'nin kamu bankaları da dahil bankacılık sektörüne 44 milyar dolar harcadığını belirterek, "Bankacılık bir lisans işidir, son 25 yılda lisansları verenler bugünkü maliyetlerden kurtulma zorunda da değiller" dedi. Türkkan şöyle konuştu: "Şöyle düşünün İstanbul deprem kuşağında, sizin bize söylediğiniz hiç güçlendirme çalışması yapmayalım. İki torba çimento koymayalım ama deprem olsun veya olmasın can kaybı yaşanmasın, binalar yıkılmasın. Bunu bir izah nedeni olarak görmek mümkün değil. Son 25 yıldır, lisanslar verilirken veya deprem kuşağında villalar yapılırken bir kısım insanlar çimento çaldılar ise belediye başkanı veya fen işleri müdürü deprem kuşağında o villanın yapılmasına izin verdiyse herhalde onun sorumlusu BDDK olamaz diye düşünüyorum." ADIM ADIM İMAR BANKASI OLAYI BDDK'nın 'İmar Bankası'na ilişkin tarihçe' adıyla hazırladığı 46 sayfalık raporda bugüne kadar yaşanan süreç şöyle özetlendi: Uzan Grubu'nun 1984'te satın aldığı İmar Bankası 20 Haziran 1994'te Bankalar Kanunu'nun 64'üncü maddesi kapsamına gözetime alındı ve Uzan Grubu risklerinin azaltılarak, sermaye yapısının güçlendirilmesi istendi. Banka verilen talimatlara uygun davranmayınca, BDDK 12 Temmuz 2001'de veto yetkisine sahip bir yönetim kurulu üyesi atadı. 26 Aralık 2001'de üye sayısını ikiye çıkardı. Denetim sürecinde; 910 milyon dolar olan grup riskinden 284 milyon dolar tahsilat sağlandı. Grup kredileri için teminatlar alındı. (ÇEAŞ tahsilatlarından 50 trilyon liralık temlik), Uzan Grubu banka sermayesini 70 trilyon lira artırdı. Bu adımlar sonrasında bankanın ek sermaye ihtiyacının olmadığı tespit edildi. Sorun çözüldü sanıp, veto yetkisini çektiler İmar Bankası'nın tarihçesinin anlatıldığı raporda, "Uzan Grubu'na ait risklerin azaltılması konusunda gösterilen performans üzerine, 16 Ağustos 2002'de BDDK, bankanın yönetim kurulundaki veto yetkisine sahip üyenin göreve devamına gerek kalmadığına, bankaya verilen talimatların yerine getirilmesini izlemesi için diğer üyenin görevine devam etmesine karar verdi" deniliyor. 12 Haziran 2003'de Uzan Grubu'nun ÇEAŞ ve Kepez imtiyaz sözleşmeleri iptal edildi. Aynı gün BDDK yönetim kurulundaki mevcut üyeyi veto yetkisiyle donatıp, hiçbir şekilde gruba kaynak aktarılmaması talimatı verdi. 12 - 25 Haziran döneminde bankadan 89.8 trilyon ve 24.7 milyon dolar mevduat çekildi. Net likidite 41.9 trilyondan 6.6 trilyon liraya indi. Talimatlara aykırı şekilde, off - shore hesapların mevduata dönüştürüldüğüne ilişkin emareler görüldü. Bunun üzerine, bankalar yeminli murakıplarından yerinde inceleme yapması istendi. Kurul atama bekledi, karar almada gecikildi 26 Haziran'da banka BDDK'ya bilgi ve belge göndermeyi kesti ve BDKK'nın atadıkları dışındaki yönetim kurulu üyeleri istifa etti. BDDK, 13 Haziran - 2 Temmuz döneminde eksik üyeliklere atama yapılmadığı için karar alamadı. 2 Temmuz'da kurul üyesi atanınca, bankaya yeni yönetim kurulu atandı. 3 Temmuz'ta, tasarruf mevduatına uygulanan 50 milyar liralık güvence bir yıl süreyle sınırsız hale getirildi. Aynı tarihte İmar Bankası'nın bankacılık işlemleri yapma etme izni kaldırıldı, yönetim ve denetimi TMSF'ye devredildi. Böylece bankanın tüm yükümlükleri yerine, sadece, tasarruf mevduatının ödenmesi ve buna istinaden TMSF'nin bankanın iflasını istemesi öngörüldü. Ödemeler bütçe imkânlarına göre Uzan Grubu'nun bankanın resmi kayıtlarına ulaşılmasını engellemesi nedeniyle, genel müdürlüğün yanı sıra şube bazında incelemeler yapıldı, mudilerden belgeler alındı. Tasarruf mevduatının 25 Haziran itibariyle BDDK'ya bildirilen 753 trilyonun çok üzerinde olduğu ve bunun TMSF kaynaklarıyla ödenemeyeceği görülünce 12 Ağustos'ta yürürlüğe giren 4969 sayılı Kanun'la hukuki altyapı oluşturuldu. İmar Bankası mudilerine yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esasları belirleyen kararname taslağı 12 Eylül 2003'te Hazine Müsteşarlığına gönderildi. Kararnamede belirtilecek usul ve esaslara uygun olarak ve Bütçe imkanları çerçevesinde ödemeler yapılacak. 495 kişi hakkında tedbir kararı aldırıldı BDDK'nın raporunda İmar Bankası olayı nedeniyle TMSF'nin bugüne kadar 495 gerçek ve tüzel kişi hakkında tedbir kararı aldırdığı belirtildi. Bunların 255'i tüzel kişi, 6'sı hakim ortak, 57'si banka yöneticisi, 113'ü bu kişilerin eş ve çocukları, 64'ü de diğer ilgili kişiler olduğu kaydedildi.