BIST 9.673
DOLAR 35,26
EURO 36,71
ALTIN 2.963,24
HABER /  GÜNCEL

BBP'de cemaat çatlağı büyüyor!

Büyük Birlik Partisi'de kabul görülen görüşünün dışına çıkmış olmasına tepki gösterildi ve “Paralel Devlet” vurgusu yapıldı.

Abone ol

Büyük Birlik Partisi'nde (BBP) “Paralel Devlet” çatlağı büyüyor. Parti içinde hem istifalar hem de tasfiyeler tüm hızıyla devam ederken, Yeniden Birlik Platformu adlı oluşum bir deklerasyon yayınladı.

Yayınlanan metinde; seçim öncesi Büyük Birlik Partisi'nin kabul görülen görüşünün dışına çıkmış olmasına tepki gösterildi ve “Paralel Devlet” vurgusu yapıldı.

Pazartesi günü kamuyoyla paylaşılacak olan deklarasyon metninde, Muhsin Yazıcıoğlu'nun isminin hiç bir yere teslim edilmeyeceği de belirtildi.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünden sonra 2 yıl Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanlığı görevini yürüten, partinin kurucularından Yalçın Topçu da geçen Şubat ayında BBP ile yollarını ayırmıştı. Topçu’nun istifa kararında, AKP-Cemaat savaşında mevcut BBP yönetiminin Cemaat’ten yana tavır koyması, tabanın da Topçu’ya, “Sizinkiler ne yapıyor?” diye hesap sormasının etkili olduğu öğrenilmişti.

İŞTE DEKLERASYON METNİNDE ÖNE ÇIKAN BÖLÜMLER:

“Değerli Kamuoyu

30 Mart 2014 yerel seçimleri sonrasında Türkiye, tarihi süreçte sıkıntılı bir sayfayı daha geride bıraktı. Tarih bu toprakların aslına rücu etme sürecinde hiçbir zaman rahat bırakılmayacağını sayısız örnekleriyle bir kez daha ortaya koydu.

AYIP, GENÇ KUŞAKLARIN EĞLENCESİ OLDU

Tarafgirlik duygusu ve kutuplaşma, ortak yaşam alanımızın teminatı olan hukuk nosyonunun zedelenmesine, bireylerin birbirine karşı hakkını koruyan günah duygusunun sıradanlaşmasına yol açtı. Bundan daha acınası bir durum günaha varmadan önceki son durak olan ayıp hasleti, mizah sayfalarında genç kuşakların eğlencesi oldu. Bizler toplumun manevi kodlarına kendi insanlarımız tarafından yerleştirilen bu hastalığın, seçim sonuçlarından daha önemli olduğuna inanmaktayız.

Bu kaygı binlerce yıllık bir geleneğin devamı olarak meşrebimizi temsil eden Muhsin YAZICIOĞLU'nun da siyaset düsturunun mihenk taşı olmuştur. Bu anlayış siyaset mücadelesi boyunca millet nezdinde onun özgül ağırlığını koruyan doğal bir lider olarak hüsnü kabul görmesini sağlamıştır.

BBP GEREĞİ GİBİ TEMSİL EDİLEMİYOR

Genel siyasi değerlendirmelerimizden özele inecek olursak; Büyük Birlik Partisinin bundan sonraki süreci ile ilgili olarak dertlenen ve bizim olan değerlerimizin olması gerektiği gibi temsil edilemediği kaygısını taşıyan ve bu işi bir Medeniyet algısı olarak okuyan ve kendisini buradan hissetmek isteyenler olarak bugün rahatsızlıklarımızı ifade etmemiz gerektiğine inanıyoruz.

Bu kaygılarımızı ifade ederken de bugüne kadar bir gün dahi yirmi iki yıllık mazide emeği geçen herkesi önemsiyoruz. Anadolu sathında on binlerce insanın istişaresine açılarak ve ortaya bir milli mutabakat metni konarak bir medeniyet projesi olarak yola çıkılmış olan bu serüvenin gelecek nesillerimize en güzel şekilde aktarılması gerektiğine inanıyoruz.

Büyük Birlik Partisi'nde bin yıllık devlet geleneğimizin aritmetik hiçbir siyasi başarı kriterinden etkilenmeden sağlıklı bir damar olarak devam ettirilebileceğini düşünüyor ve bunu tüm İslam dünyası için anlamlı buluyoruz.

Büyük Birlik Partisi'nin hem kuruluş umdeleri hem de süreci olarak delege hesabı güdülerek yönetilemeyecek tek siyasi parti hüviyeti taşıdığına inanıyoruz.

Toplumun genelinin ifade ettiğimiz değerlere özlem duyduğu bir anda siyasi bir başarının olabileceğine inanmakla birlikte pragmatist tüm anlayışlardan sıyrılarak ‘İdealist bir neslin' inşası için Muhsin Yazıcıoğlu'nun geride bırakmış olduğu bu geleneği önemsiyoruz.

OLMASI GEREKEN YERDE DEĞİLİZ

Ülkemizin son siyasi kutuplaşmasında da Büyük Birlik Partisi'nin olması gerektiği yerde duramadığına inanıyoruz.

Yine bin yıllık geleneğimizin bir gereği olarak milleti merkeze alan devlet algımızın, aynı bayrak altında yaşayan tüm etnik,kültürel, inançsal farklılıklara sahip unsurlarınca huzurlu bir alan olarak hissedilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunun sadece milletin böyle düşünme zorunluluğu üzerine bina edilemeyeceğini de bin yıllık geleneğimize şu an hükümet edenlere hatırlatılması gerektiğini düşünüyoruz.

'PARALEL YAPIYA KARŞIYIZ' VURGUSU



Son dönemde aslında devletin mahrem alanları olarak gördüğümüz ama fütursuzca birileri tarafından ortalığa saçılmış olan sıkıntılarla ilgili olarakta; Türk devlet geleneğinin, devlet içerisinde farklı unsurların huzur içerisinde yaşamasını önemsediğini fakat hiçbir farklı unsurun devlet içerisinde zincirleme, paralel, alternatif örgütlenmesine de müsaade etmemesi gerektiğini hatırlatmamız gerektiğine inanıyoruz.

Yani Ülkemizde Alevisi,Sunnisi, Nakşisi,Kadirisi,Nurcusu ve daha nice mensubiyet öğeleri devletin her makamında yer alabilmeli, görev alabilmeli, fakat bunu bu mensubiyetlerinden dolayı değil de sadece liyakat kesp ettikleri için gerçekleştirebileceklerinin farkında olmaları gerektiğine inanıyoruz.

MİLLET İRADESİ BÜROKRASİYE TESLİM EDİLEMEZ

Millet iradesinin hiçbir şekilde bir bürokratik oligarşiye teslim edilemeyeceğini hatırlatmanın tarihi bir vebal olduğunu düşünüyoruz.

Onun dışında teröre ve silaha bulaşmadan sadece inançlarını samimi olarak yaşama kaygısı içerisinde bulunan vatandaşlarımızın da kendilerini yine devletimizin güvenliği altında hissetmelerini önemsiyoruz.

Büyük Birlik Partisi son tartışmalar ekseninde tabanının bu hissiyatını da somut olarak yansıtamamış, kendine has özgün duruşunu ortaya koyamamış, birilerinin uzattığı metinleri okuyan, üzerinden başkaları tarafından operasyonların tertip edilebildiği bir görüntü sergilemiştir.

GENEL MERKEZ RADİKAL ADIM ATMALI

Biz yani YENİDEN BİRLİK PLATFORMU olarak biraya gelmiş olan BÜYÜK BİRLİK GÖNÜLLÜLERİ hareketimizin bu gidişatına artık bir şerh düşüyoruz. Mevcut Genel Merkez yönetimimizin Merhum Şehit Liderimiz sonrasındaki süreçte camiamıza yaşattıklarının yeniden masaya yatırılmasını, yola devam edilecekse de bir dizi radikal adımın atılması gerektiğini ifade ediyoruz.

Bu adımlar atılmaz ise bundan sonraki süreçte 15-20 kişilik MKYK toplantıları ile hiç birimizin hatırasının birilerine siyasi malzeme olarak kullandırılmasına sessiz kalmayacağımızı deklare ediyoruz.

Önümüzdeki süreçte Anadolu sathında istişare mekanizmaları çalıştırılmadan gerek istifa eden milletvekilleri üzerinden tezgahlanacak siyasi arenadaki bir kumpasa gerekse de cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde temiz kürsülerimizin birileri tarafından manipülasyon aracı olarak kullanılmasına sessiz kalmayacağız.

Tarihi bir sorumluluk olarak deklare ettiğimiz bu metnin başta camiamız, sonrasında milletimiz ve tüm İslam dünyası için yeni ufuklar açmasını Cenab-ı Allah' tan niyaz ediyoruz.

Saygılarımızla…”