BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, PKK ve BDP'nin taleplerine dikkat çekerek çözüm sürecini eleştirdi.
Abone olBBP Genel Başkanı Mustafa Destici, bölgenin adım adım özerlikliğe doğru götürüldüğünü savundu.
Bir dizi programa katılmak üzere Denizli'ye gelen Destici, kentteki bir restoranda yaptığı basın toplantısında, Türkiye'nin çok önemli bir süreçten geçtiğini belirterek eğitimdeki temel problemlerin devam ettiğini savundu.
Hükümetin donatımdaki sorunları gidermesiyle, eğitimdeki problemlerin çözülemeyeceğini dile getiren Destici, öğretmenler için hiçbir temel çözümün geliştiremediğini ileri sürdü.
Ana dilde eğitimin, terör örgütü PKK ve onun sözcülerinin olmazsa olmazı olduğunu kaydeden Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Daha önce 'Bizim resmi dil talebimiz yoktur' diyenler, ana dilde eğitimde belli bir mesafe aldıktan sonra bugün resmi dil talebini de dillendirmeye başladılar. DTK'nın eş başkanlarından bir tanesi, ana dilde eğitim, kendi kendine yönetim ve resmi dilin bu anlaşmanın veya görüşmelerin paketin dışında tutulamayacağından bahsediyor. Bununla birlikte PKK'lılar ve KCK'lılara af, Abdullah Öcalan'a ev hapsi veya kısmi özgürlük yine bunların olmazsa olmazları olarak gözüküyor. Özellikle Kürtçe ile birlikte bazı dillerin seçmeli ders olarak konması, bir takım yer adlarının isimlerin değiştirilmesi, bütün bu uygulamalar adım adım bir bölgemizin yarı özerk ve daha sonra tam özerk hale getirilmesine doğru gidiyor."
Destici, müzakere sürecinin terörü bitiremeyeceğini savundu.
CAMİ CEMEVİ PROEJSİ
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Destici, Ankara'da temeli atılan cami cemevi ile ilgili soruya karşılık, cemevini caminin karşıtı olarak görmediğini, projeyi doğru bulmadığını kaydetti. Projeyi iki açıdan doğru bulmadığını ifade eden Destici, şöyle devam etti:
"Birincisi, cami ile cemevinin eşitlenmesi adına doğru bulmuyorum. Bunlar, birbirinin karşıtı değildir. Cami yeryüzündeki tüm Müslümanların ortak ibadethanesinin ismidir. Dolayısıyla cemevini getirip caminin yanına koyamazsınız. Cemevi, dergah karşılığını veren bir mekandır. Asla caminin karşılığı değildir.
İkincisi de her kesime karşı höşgörülü olacağız, her kesimin kendisini ifade etmesine fırsat vereceğiz, ötekileştirmeyeceğiz ama bunu yaparken de kaşımayacağız. Yani cemevi ile camiyi bir arada bulundurmak bir nevi kaşımaktır. Herkes, kendi değerlerini ve kendi inanlarını kendi ortamında yaşamalıdır. Biz bu uygulamanın bir yarar sağlamayacağını düşünüyorum. Siyaseten yapılmış bir adım olarak görüyorum. Kardeşliği katkı sağlamak yerine aradaki soğukluğu artıracağını düşünüyorum."
Destici, Türkiye'de Alevi-Sünni gerginliğinin sona erdirilmesinin yolunun bu proje olmadığını savundu.
Sivas Madımak olaylarının tam aydınlatıldığı takdirde Alevi-Sünni kardeşliğine bir hizmette bulunulmuş olacağını vurgulayan Destici, "1980 öncesi Maraş ve Çorum olaylarının kimlerin tezgahladığını aydınlatırsanız, bunların derin yapıların milleti birbirine düşürmek için ortaya çıkardığını ve buna sebep olanları hukukun önüne çıkarsanız o zaman Alevi-Sünni kardeşliğinin yakınlaşması adına bir adım atmış olursunuz. Türkiye'de bu tür mezhep hadiselerinde orta bir yol, bir sükunet ya da kardeşlik sağlamaya çalışıyorsanız, o zaman insanları olduğu gibi kabul edeceksiniz, bağrınıza basacaksınız ve onların her türlü inançlarını değerlerini yaşamasına fırsat vereceksiniz" dedi.
KİMYASAL SİLAHLARIN DEVRİ
Suriye konusuna da değinen Destici, kimyasal silah kullanmanın insanlık ve savaş suçu olduğunu kaydetti.
Destici, şu ifadelerini kullandı:
"Batı burada iki yüzlü davranmaktadır ve tamamen kendi siyasi hedeflerine uygun olarak adım atmaktadır. Rusya'nın teklifine ABD'nin hemen hemen 'evet' demesi, iki ülkenin kendi çıkarları etrafında buluşması ve anlaşmasıdır. Orada hayatını kaybeden yüz binlerce Müslüman bunların umurunda değildir. Suriye'nin yakılması yıkılması bunların umurunda değildir.
Fakat bu süreçten benim okuduğum ve anladığın şudur ki; Suriye artık bir Afganistan ve bir Irak olmuştur. Suriye'deki iç savaş ve istikrarsızlık daha uzun yıllar devam edecektir. Burası birtakım güçlerin arenası durumuna getirilmiştir. İleride kurulacak kukla devlet açısında da gereklidir. Batı için başta enerji kaynakları olmak üzere, kendi çıkarları açısından bu istikrarsızlık önemlidir. Bu devam ettirilecektir fakat bu süreci okuyamayan ve göremeyen Türk hükümetinin ve yetkililerinin de bu bedeli millete ödettikleri için bunun hesabını ve cevabını vermeleri lazım."
Destici, "2020 Olimpiyat Oyunları'nın kaybedilmesinde Gezi olaylarının payı olmuş mudur?" sorusuna, "Evet olmuştur. Bunu tek başına Gezi olaylarına dayandırmanın da doğru olmadığını düşünüyorum" yanıtını verdi.
2014 Yerel seçimleri öncesinde partisinin Türkiye geneli sıralamasında 5. olduğunu dile getiren Destici, seçim çevrelerinde kendi adaylarıyla seçime katılacaklarını söyledi.