BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Bir dolara satılan fabrika!

ERDEMİR, Hürriyet'i ikiye böldü. Şirketin satılmasına destek çıkanlar ve karşı olanlar var. Ertuğrul Özkök, satılmasından yana tavır sergiledi. Özkök, gerekçelerini açıkladı

Abone ol Ertuğrul Özkök, satışıyla gündemi belirleyen Erdemir'e değindi. Özkök, Erdemir'in Hürriyet'i ikiye böldüğünü yazdı. Hürriyet yazarlarından bazıları, satıştan yana tavır sergiliyor. Bir kısmı da "yabancıya satılmasın" söylemlerini ortaya atıyor. Özkök ise "Parayı veren her kim olursa satılmasını" istedi. Özkök, ilgi çekici bir ihaleyi de örnek verdi... "Alyans olayını hiç açmayalım" diyen Özkök şöyle devam etti...

Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak:
www.hurriyetim.com.tr

İSTİFA ettikleri gün Erdemir’in iki genel müdürüne telefon edip bir soru sormak isterdim.

Ne diyorlardı?

‘Aman Erdemir yabancılara gitmesin.’

Bunu söyleyen sadece onlar değil.

Türkiye’de bir çevre, Erdemir olayını neredeyse ikinci bir ‘Kuvayi Milliye’ mücadelesi haline getirmeye çalışıyor.

Buna CHP’nin üst kadrosu da dahil.

Herhalde hepsinin hafızası çok kısa.

Bundan üç beş yıl önceki bir olayı unutmuş görünüyorlar.

* * *

Bulgaristan hükümeti 2000 yılında Sofya yakınlarındaki ‘Kremikosti’ demir çelik fabrikasının özelleştirilmesi için bir ihale açtı.

Fabrikanın satış bedeli neydi biliyor musunuz?

1 dolar.

Yanlış anlamadınız, sadece ‘1 dolar’.

Peki ihalede finale kalan iki firmadan biri kimdi?

‘Ereğli Demir Çelik.’

Yani bugün, ‘Tesisimiz satılmasın, hele hele yabancılara hiç satılmasın’ diyen insanların yönettiği şirket.

İhaleyi onlar değil, Bulgar-İtalyan konsorsiyumu ‘Daru Metals’ adlı firma kazandı.

Yani, sen başkasının malına talip olacaksın, ama başkası senin malına talip olunca, tesisi görmeye gelen adamları şehre bile sokmayacaksın.

Bu çağda böyle bir ekonomi mantığı var mı?

Satılmasın diye barikat kuranları ‘Kuvvacı’, ‘vatansever’ ilan edeceksin.

Türkiye ne pahasına olursa olsun özelleştirmesini tamamlamalı diyenlere de hemen ‘Ali Kemal’ damgası vuracaksın.

* * *

Emin Çölaşan geçen cuma günü yazdı.

‘Çok önemli’ bir kişi perşembe günü kendisini arayıp şunu söylemiş:

‘Emin Bey, Erdemir bizim için çok önemli bir tesistir. Hepimiz yüzüklerimizi satıp, para toplayalım. Bu tesis bizde kalsın. Medya bunun için bir kampanya düzenleyemez mi?’

Çölaşan, bu çok önemli kişinin adını vermiyor.

Tahmin ediyorum arayan kişi, devletin üst kademelerinden biri.

İyi niyetinden şüphem yok.

Çölaşan, medyanın büyük bölümünün, hükümetle arasını bozmamak için böyle bir kampanya açamayacağını yazdı.

* * *

Öbür gazeteleri bilmem. Ama Hürriyet’in böyle bir sorunu yok. Başta Başyazarımız Oktay Ekşi olmak üzere, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Tufan Türenç, Yalçın Doğan, Özdemir İnce, Yalçın Bayer ve başka bazı yazarlar hükümeti çok ağır eleştiren yazılar yazıyorlar.

Bana gelince, ben sürekli muhalif değilim. İyi bir şey görürsem destekliyorum, kötü olunca eleştiriyorum.

Erdemir meselesine gelince...

Hürriyet yazarlarının bir bölümü satılmasına karşı. Bir bölümü yabancılara satılmasına karşı.

Ben kim daha iyi para verirse ona satılmasından yanayım.

Türklerde kalırsa sevinirim, ama yabancı daha fazla verip aldı diye de üzülmem.

Bazılarımız özelleştirmeden şunu anlıyor:

Devlet elindeki zarar eden şirketleri satsın. Kárlılar kalsın.

Hayır, özelleştirme bu değil, ‘devletin ekonomik faaliyetlerden çekilip sadece düzenleyici konumda kalmasıdır’.

‘Ülkemizin varlığı’ deyince çoğumuzun aklına sadece ‘devlet malı’ geliyor.

Oysa bu ülkedeki her şey, ülkenin varlığıdır.

Yani bir fabrika özelleştirildiği zaman, ‘ülkenin malı olmaktan çıkmıyor’.

Koç’un ve Sabancı’nın fabrikaları da, Renault’nun Türkiye’deki fabrikaları da bu ülkenin varlığıdır.

Bu ülkede mal alan, yatırım yapan yabancı sermayenin elindeki tesisler de ülke envanterinin parçasıdır.

* * *

Yüzük satıp ‘devlet malını kurtarma’ fikrine gelince...

O, bu yüzyıla ait bir zihniyet değil...

Ekonomide gerçek vatanseverliğin ölçüleri değişiyor.

Ayrıca ‘alyans imecesi’ meselesini hiç açmamak lazım.

27 Mayıs darbesinden sonra toplanan alyanslarla inşa edilen evlerin hangi ‘Kuvvacı idealler’ için harcandığını hepimiz çok iyi biliyoruz.