'Beşten biraz önce gökyüzü aydınlanmaya başladı. Polisler, kurşun geçirmez yeleklerini giyiyor, gaz maskelerini kontrol ediyordu. Yol kenarlarına polis taşıtları park etmişti. Baskın başlamak üzereydi.' Kahire'den James Reynolds'ın izlenimleri.
Abone olSabah saat dörtte, Rabia'tül Adeviyye Camii'nin önündeki kum torbalarının arkasında bir grup adam nöbet tutuyordu.
Ellerinde sopa, boyunlarında gaz maskeleri vardı. Bazıları kum torbalarına yaslanmıştı. Barikatın arkasında sabah namazı kılan insanları seçebiliyordum. Kimse ayrılmaya niyetli görünmüyordu.
Meslektaşlarımla birlikte arabamızla kampın etrafından geçtik.
Beşten biraz önce gökyüzü aydınlanmaya başladı. Polisler, kurşun geçirmez yeleklerini giyiyor, gaz maskelerini kontrol ediyordu. Yol kenarlarına polis taşıtları park etmişti. Baskın başlamak üzereydi.
Saat 06:40'ta kamp yakınlarındaki bir caddenin köşesinden anayolda hızla giden altı polis jeep'i gördüm. Polis memurları araçlardan inip yolu kestiler. İleriye kimseyi bırakmadılar.
Birkaç dakika sonra aynı yolda zırhlı bir askeri dozer, kampa doğru ilerlemeye başladı. Buldozer, Mursi yandaşlarının hakimiyetindeki alanın sınırlarını belirleyen kum torbaları ve tuğla yığınlarını önüne katıp sürüklüyordu.
'2 saat silah sesleri duydum'
Bu sırada, zırhlı personel taşıyıcılardaki polisler, yan sokaklara girdi. İki saatten daha uzun bir süre silah sesleri duydum. Patlamalara göz yaşartıcı gaz kapsüllerinden çıkan sesler karışıyordu.
Bir süre gaz maskesi olmadan nefes almak zorlaştı. Çevrede oturanlar yüzlerine mendil koydular ve polisin müdahalesini balkondan izlediler.
Küçük bir kalabalık, yakınlardaki bir kavşakta polisle protestocular arasındaki çatışmayı seyrediyordu.
'Bizi öldürüyorlar'
Devrik cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin yandaşlarından biri "Bizi öldürüyorlar" dedi. Gözyaşları içindeydi ve kısık sesle konuşuyordu. Etrafındakiler ise güvenlik güçlerini destekliyordu.
Bazı meslektaşlarımla birlikte çatışma hattına yaklaşmaya başladık. Kampa 200 metre kadar uzaktaydık.
Yükselen siyah duman tabakası caminin çevresinde neler olduğunu görmemizi engelliyordu. Hoparlörden anlaşılması zor sesler işitiliyordu.
Oradan ayrılmaya karar verdik. İki polis memuru bize doğru koşarak geldi. Tabancalarının horozunu çekerek bizi durdurdular. Görüntülerimize el koymak için ellerinde emir vardı.
Gitmemize izin verdiler. Askerlerin arasından geçerek Kahire'nin merkezine gittik.
Hiç kimse güvenlik güçlerinin operasyonunun ne zaman başlayacağını bilmiyordu.
Son birkaç gün içinde operasyonun saatiyle ilgili dedikodular dolaştı ama hepsi boş çıktı.
Fakat Rabia'tül Adeviyye Camii'nin önündeki protestocular, bir şekilde geleceklerini biliyordu.