BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Bayramda yaşlıları unutmayalım

Ömürlerinin kalan bölümünü huzurevinde geçiren yaşlılar, her bayramda olduğu gibi bu bayramda da şeker ve kolonyalarını hazırlayıp ziyaretçi yolu gözlüyorlar.

Abone ol

Her biri farklı nedenlerle ömürlerinin kalan bölümünü huzurevinde geçirmeyi tercih eden yaşlılar, her bayramda olduğu gibi bu bayramda da şeker ve kolonyalarını hazırlayıp ziyaretçi yolu gözlüyorlar. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na (SHÇEK) bağlı Adana Huzurevi'nde kalan yaşlılar, doktoru, hemşiresi, aşçısı, fizyoterapisti, diyetisyeni ve bakıcılarıyla tüm ihtiyaçları giderilerek, çeşitli sosyal etkinliklerle mutlu bir yaşam sürüyorlar, ancak birçoğu, ailelerini sık görememekten yakınıyor. Büyük bölümü çocuk ve torun sahibi olan, bazıları eşleriyle huzurevinde kalan yaşlılar, yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle şeker ve kolonyalarını hazırlayıp ziyaretçi yolu gözlemeye başladılar. Sivas'ın Yıldızeli İlçesi'ne bağlı Halkaçayır Köyü'ndeki evini yıllar önce terk ederek Adana'ya gelen ve huzurevinde 41'nci bayramını geçirmeye hazırlanan Nizamettin Baybal (78), AA muhabirine, filmlere bile konu olabilecek yaşam öyküsünü anlatırken, duygulu anlar yaşadı. Annesini çocuk yaşta kaybeden, babasının evlendiği 4 üvey anne tarafından büyütülen Nizamettin Baybal, çok acılar çektiğini belirtti. Baybal, şunları söyledi: ''Annem öldükten sonra babam Sivas'ta tanınan bir ailenin kızıyla evlendi. Sırtımdan sopa hiç eksik olmadı. Ayşe anne, ekmek yerine dayak, soğuk kış günlerinde hırka yerine sopayı sırtımdan eksik etmezdi. Sonra hastalanıp ölüm döşeğine düşünce, herkesin önünde bana (hakkını helal et) dedi ve bütün mal varlığının bana bırakılmasını vasiyet etti. Ancak, babam onun vasiyetini dinlemedi, bana tek kuruş vermedi. Köyde aşık olduğum kızı babam istemeyince kaçırmak zorunda kaldım. Nasıl olsa köylü araya girer, babamı ikna eder diye düşünüyordum ama olmadı. Ne kalacak yerim ne de tek kuruş param vardı. Misafir kaldığım komşu köydeki arkadaşımın evinden çıkıp, sevdiğim kızı ailesine geri göndermek zorunda kalınca memleketi terk ettim. Bulduğum ilk trene binip önce Kayseri'ye oradan da (Adana'da sıcak memleket, sokakta da yatarım) diyerek buraya geldim.'' 50 yıl önce geldiği Adana'da inşaat işlerinde çalıştığını, hiçbir sosyal güvencesinin olmadığını belirten Nizamettin Baybal, şöyle devam etti: ''Yaşlanıp çalışamaz duruma gelince huzurevine sığındım. Burada ücretsiz kalıyorum. Devlet de bana 3 ayda bir 180 YTL yaşlılık maaşı veriyor. Burada çok mutluyum ama bayram günleri heyecan kadar hüzün de yaratıyor. Çünkü sevdiğim kızı alamayınca (ondan sonrası haram) deyip hiç evlenmedim. Ne çocuğum ne torunum var. Kapımı çalacak tek bir kişi yok. Şimdiki aklım olsa (Sevdiğimi Allah bana yazmamış) der başkasıyla evlenirdim. Gençlere tavsiyem bekar kalmasınlar. Hayat yalnız çekilmiyor. İnsanın sadece gençliğinde değil yaşlılığında da hayat arkadaşına ihtiyacı var.'' Huzurevinin en neşeli simalarından olan 92 yaşındaki Hayriye Daşkan ise Nizamettin Baybal'ın aksine çocuklar gibi şen. Çocukları ve torunlarının her bayram kendisini ziyaret ettiğini anlatan Hayriye Daşkan, aldığı şekerleri misafirlerine ikram edeceği bayram gününü bekliyor. Huzurevi Müdürü Nurdan Kama ise 192 yaşlının kaldığı kuruma sivil toplum kuruluşlarının büyük destek ve ilgi gösterdiğini belirterek, ''Organize edilen bayram eğlenceleri yaşlılarımıza tüm sıkıntılarını unutturuyor. Onları mutlu görmek bizleri de mutlu ediyor'' dedi.