BIST 9.442
DOLAR 34,42
EURO 36,46
ALTIN 2.845,66
HABER /  DÜNYA

Bayramda trafik canavarına dikkat

Trafik kazaları, Türkiye’de en önemli sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Bir yılda meydana gelen 500 binden fazla trafik kazasından 110 b...

Abone ol

Trafik kazaları, Türkiye’de en önemli sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Bir yılda meydana gelen 500 binden fazla trafik kazasından 110 bini, ölüm veya yaralanma ile sonuçlanıyor. Bu kazalara bağlı olarak yaklaşık 4 bin kişi hayatını kaybederken, 200 binden fazla kişi yaralıyor, yaralananlardan 30 bin kadarı da engelli duruma geliyor.
Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastaneleri’nden, Prof. Dr. Tunç Alp Kalyon, son yıllarda araç sayısının artmasına rağmen alınan önlemler sayesinde ölenlerin sayısı aynı düzeyde kaldığı halde, yaralıların sayısında önemli bir artış meydana geldiğini vurguladı.
Prof.Tunç Alp Kalyon, beyin yaralanmalarında, hasara uğrayan beyin bölgesinin yerine ve büyüklüğüne göre bilinç ve hafıza kaybıyla birlikte felçlerin ortaya çıktığını kaydetti.
Kalyon, "Bu tür felçler genellikle vücudun bir yarısında olmakla beraber bazen her iki kol ve bacakta da görülebilir. Omurilik hasarı sonucunda kollarda ve bacaklarda hareket kayıpları ortaya çıkar. Boyun bölgesindeki omuriliğin yaralanmasıyla her iki kol ve bacakta hareket ve duyu kaybı olur, tıp dilinde buna “tetrapleji” adı verilir. Sırt ve bel bölgesindeki omuriliğin hasarında ise her iki bacakta duyu ve hareket kaybı ortaya çıkar, buna da “parapleji “ adı verilir. Beyin ve omurilik yaralanmasıyla karşı karşıya kalan bir kişinin durumunu belirleyen iki önemli faktör vardır: a) Yaralanmanın seviyesi, b) Hasarın derecesi. Yaralanma bölgesindeki omurilik tamamen hasara uğramışsa, bu seviyenin altında tam bir duyu ve hareket kaybı görülür. Hasarın seviyesi ne kadar aşağıda ise hareket ve duyu kaybı o kadar az olur" dedi.

BİLİNÇSİZCE YAPILAN İLK YARDIM OMURİLİK HASARINA NEDEN OLABİLİYOR
Prof.Dr. Tunç Alp Kalyon, beyin ve omurilik yaralanması geçiren kişiye yapılan ilkyardım ve nakil yöntemlerinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Pek çok olguda omurilik hasarı bilinçsizce yapılan ilk yardım girişimleri ve hastanın nakli sırasında olmaktadır. Bunu önlemek için, trafik kazası geçiren yaralının araçtan çıkarılması sırasında çok dikkatli olmalı, bel ve boyun aşırı çekilmemeli, bükülmemelidir. Böyle bir durumda yetkili tıbbi yardım gelinceye kadar beklenmeli, solunum yolu açık tutulmalıdır. Sedye yoksa hasta 4-6 kişi tarafından taşınıp düz bir zemin üzerine sırt üstü yatırılmalı, bel ve boyun bölgesi sünger veya havlularla desteklenmelidir. Araçlardaki ilk yardım setinde boyunluk bulundurmalı, bir kaza anında derhal takılmalıdır" dedi.
Beyin veya omurilik hasarı geçiren bir kazazedenin genel durumu uygun hale gelince rehabilitasyona başlanması gerektiğini belirten Tunç Alp Kalyon, uzun ve sabırlı çabalar gerektiren rehabilitasyon süreci sonunda hastaların, destek cihazlarının da yardımıyla kısa mesafelerde hareket etme yeteneğine kavuşabileceklerine dikkat çekti.

TRAFİK KAZALARINDA ÖLÜM VE OMURİLİK YARALANMA ORANI KADIN SÜRÜCÜLERDE DAHA FAZLA
Prof.Dr. Tunç Alp Kalyon, trafik kazalarındaki ölüm ve omurilik yaralanması oranı kadın sürücülerde daha fazla olduğuna dikkat çekerek, "Bunun bir nedeni kadın sürücülerin ani bir tehlike karşısında aşırı tepki vermesidir. Diğer nedeni ise sürücü koltuklarının ve hava yastıklarının yüksekliğinin erkek sürücüler için daha uygun olmasından kaynaklandığı sanılmaktadır. Ancak beyin ve omurilik yaralı hastaların toplam sayıları dikkate alındığında erkeklerin sayısı, kadınlardan 4-5 kat daha fazladır. Bu da, erkek sürücü sayısının daha fazla olmasından kaynaklanan bir durumdur" dedi.
Prof.Dr. Tunç Alp Kalyon, insan hayatını tehdit eden her türden hastalık ve kazada olduğu gibi trafik kazalarında da en ucuz ve etkili yöntemlerin koruyucu önlemler olduğunun altını çizdi.
Kalyon şunları söyledi: "Trafik kazalarının büyük çoğunluğunda insan faktörü önde gelir. Bu bağlamda doğrudan sürücülerle ilgili bir takım önlemlerle trafik kazalarındaki can kayıplarını azaltmak mümkündür. Bunların başında aşırı hız faktörü gelmektedir. Nitekim son yıllarda hız kontrollerinin artması ve alınan önlemler sayesinde ölümcül kazaların oranı azalmıştır. Alkol ve uyuşturucu kontrollerinin artması da kazaları önlemede etkili olmaktadır. Son yıllardaki imal edilen arabalarda emniyet kemeri, kafa desteği ve hava yastığı gibi güvenlik öğelerinin eklenmiş olması, beyin ve omurilik hasarlarını önlemede etkili olmuştur. Ayrıca araba farlarının gece- gündüz sürekli açık tutulmasının kaza olasılığını yüzde 10 kadar azalttığı belirtilmektedir. Özelikle görüş mesafesinin azaldığı durumlarda bu çok etkili bir koruyucu önlemdir. Sürücülerin, trafik kurallarına uymakla hem kendilerinin hem de başkalarının can ve mal güvenliğini sağlayabilecekleri konusunda bilgi ve farkındalığının artmasıyla, bu kayıpları en aza indirmek mümkün olabilecektir".
(İHA)