Yeni tip koronavirüsle (Covid-19) mücadelesininde başarı sağlayan Türkiye normalleşme adımlarını ne zaman atacak? Sokağa çıkma yasakları ne zaman bitecek? Bayramda sokağa çıkma yasağı olacak mı? Tüm bu sorulara Bilim Kurulu üyeleri cevap verdi. Bayram'da sokağa çıkma yasağı var mı netleşmedi ama birşey çok net: Nerde o eski bayramlar diyeceğiz
Abone olKoronavirüs önlemleri kapsamında 'Evde Kal' çağrıları ve sokağa çıkma yasakları devam ederken, hayatın ne zaman normale döneceğiyle ilgili tahminler yapılıyor. Cevabı en çok merak edilen soru ise Ramazan Bayramı'nda sokağa çıkma yasağı olacak mı? ‘Normalleşme’ için Ramazan Bayramı sonrası işaret edilirken, bayramda sokağa çıkmanın yasak olup olmayacağı 18 Mayıs'ta yapılacak Bakanlar Kurulu’nda netleşecek. Ancak yasak olsa da olmasa da sadece yaşlılar değil, bizler de ilk kez ‘Nerede o eski bayramlar’ diyeceğiz. Zira, birçok şey eskisi gibi değil. Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpebilecek miyiz? Bizi ne bekliyor? İşte yanıtı:
Serhat Ünal: Normalleşme arzusunda değilim
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, COVID-19’a yakalanmış ve tüm Türkiye’yi üzmüştü. Prof. Dr. Ünal sadece başarılı bir hekim olarak değil bu hastalığı yenmeyi başaran bir hasta olarak Ramazan Bayramı konusunda uyarıyor: “Bayramda bir normalleşme olması arzusunda değilim. 1 haftadır vaka sayılarında bir azalma, iyileşen vaka sayılarımızda da bir artış var. Uygulanan sıkı kontrol yöntemleri sayesinde bu başarıya ulaştık. Normalleşme fazına geçebilmek için biraz daha zamanımız olduğu kanaatindeyim ki bu başarı sürsün” diyor.
Manzara: Bayramı bu tedbirlerle geçireceğimiz yönünde
Ünal şöyle devam ediyor: “Sayın bakanımız 28 Mayıs’a kadar tedbirlerin devam edeceğini söylemişti. Ben de böyle düşünüyorum. 28 Mayıs sonrası, yani bayramdan sonra, tedbirlerin artık nasıl olacağı, ne miktarda gevşeme yapılabileceği masaya yatırılabilir. Elbette hükümetin başka kararları olabilir. Ama manzara bayramı bu tedbirlerle geçireceğimiz yönünde.
Virüs geri dönüp işin içinden çıkılmaz hale gelebilir
Bayramlarımız elbette ki bizler için çok kutsal günler. Hepimiz istiyoruz gidelim büyüklerimizle kucaklaşalım, küçükler gelsin elimizi öpsün ama unutmayalım ki ‘çok farklı ve özel’ günlerden geçiyoruz. İnsan sağlığı her şeyin üzerinde. Vaka sayımızın artmaması için Türkiye’den 28 Mayıs’a kadar sabır diliyorum. O kadar emek çektik, o kadar uğraştık bir miktar daha gayret lütfen. Zira tam da bu düşme döneminde işin ucu döner virüs yeni bir atak daha yaparsa durum içinden çıkılamaz bir hale gelebilir. Hep beraber gayretlere devam.”
Sosyal mesafe yaşam tarzı olmalı
Bilim Kurulu üyesi ve Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Canan Ağalar normalleşmenin salgından önceki yaşantımıza döneceğimiz anlamına gelmediğini hatırlatarak “Bazı işyerleri açılacak, bir nebze canlanma yaşanacak, ama hepsi bu. Normalleşeceğiz demek eski yaşantımıza geri döneceğiz demek değil. Hijyen kurallarına dikkat etmeye, maske takmaya devam edeceğiz. Bu virüsün aşısı bulunana kadar sosyal mesafe kurallarını bir yaşam tarzına dönüştürmek zorunda olduğumuzu artık idrak etmemiz lazım” diyor.
Bayram konusunda çok endişeliyim! O eski bayramları unutun
Ağalar, “Bayram konusunda çok endişeliyim” diyerek nasıl bir bayramın bizi beklediği konusunda da ipucu veriyor. Eskiye hasret duyarak, biraz da sitemle söylenen ‘O eski bayramlar yok’ sözü ilk kez gerçek olacak gibi. Çünkü bayram gezmesi, el öpmesi, harçlık gibi gelenek görenekler bu bayram rafa kalkacak.
Bayramda el öpmek demek!
Ağalar, “Büyükleri evlerinde ziyaret etmek, el öpmek, sarılmak, tokalaşmak, bayram sofrası etrafında buluşmak demek onlara virüs taşımak da demek. Böyle bir vicdani sorumluluğun altına kimsenin girmeyeceğini umuyorum. Ve eminim büyüklerimiz de hoşgörülü olacaktır” diyor.
Fedakarlık şart!
Bilim Kurulu üyesi Recep Öztürk, Ramazan Bayramı’nda tam bir serbestliğin yaşanmasının mümkün olmadığı görüşünde. Öztürk “İster 9, ister 4 gün yasak olsun ya da yasak uygulanmasın fark etmez. Yani, devletimiz ne karar almış olursa olsun, kafamızda ‘Oh salgın bitti, artık serbestiz. Koşa koşa büyüklerimize gider, el öperiz’ gibi bir düşünce varsa vay halimize. Çünkü bunu yaparak büyüklerinize sadece zarar vermiş olursunuz. Tercihiniz evde oturmak olmalı” diyor.
Rahat bir bayram beklemeyin!
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: “Bayramda tüm yasaklar kalkacak, gönül rahatlığı ile bayramlaşmaya gidilecek diye bir durum olacağını kesinlikle sanmıyorum. Bunun çok erken ve riskli olacağı kanaatindeyim. 65 yaş üstü 1.5 aydır sokağa çıkmıyor. Dolayısıyla virüsü almadılar. Bayramlaşmaya gidecek eş, dost, akrabaların virüs taşıyıp taşımadığını biliyor muyuz? Hayır. Herkese test yapıp virüs taşıyor mu diye bakmak mümkün mü? Hayır, o da değil. Hiçbir belirti göstermeyen ‘hayalet taşıyıcı’ oranları Amerika’da vaka sayısının 10 katı. Türkiye’de kimler antikor taşıyıcı nereden bileceksiniz? Vaka sayımız düşük değil. İlk 7 ülkeden birisiyiz. Buna rağmen ölüm oranlarımız düşük. Bunun nedeni hastalarımızın ortalama yaşlarının düşük olması. Fransa’da ölenlerin yaş ortalaması 62.5. İtalya ve İspanya’da bu ortalama 62. Ölüm oranı düşük olan Almanya’da yaş ortalaması 49 iken, Rusya’ya da 46. Bu, gençlerin kurtulma şansları yüksek, yaşlıların az demek. Yani, 65 yaş ve üzerini erken dönemde izole etmekle başarılı bir adım attık. Şimdi birdenbire geri adım atıp yaşlıları virüs taşıma ihtimali olan gençlerle yan yana getirmek felaket olabilir.”