BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Bayram vaazında Tarkan'a örtük fırça

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, kurban ibadetinin yanlış anlamalara yol açmadan yerine getirilmesini istedi.

Abone ol

Prof. Görmez, 'kimse hayvan sevgisi dersi vermesin' diyerek de isim vermeden 'biraz daha az öldürsek' diyen Tarkan'ı eleştirmiş oldu.

Restorasyon çalışmaları tamamlanan Süleymaniye Camisi'ndeki ilk bayram namazı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez tarafından kıldırıldı.

Namazdan önce verdiği vaazda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ilk vaazında, kurban ibadetinin, Hazreti İbrahim ve oğlu İsmail'e uzanan tarihe dayanağını anlattı.

Bayramların ve ezanın bağımsızlığın simgeleri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Görmez, ezansız bir Müslüman topluluğunun düşünülemeyeceğini söyledi.

Manevi dünyamızın simge ve sembollerinin zenginliğinin önemine değinen Prof. Dr. Görmez, bunları yeni kuşaklara doğru şekilde anlatmanın gereğini vurguladı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, bayram günlerinde en önemli şeyin coşku ve sevinç olduğunu dile getirerek, bu sevinç ve coşkunun evlerden, camilerden, sokaklara taşınması gerektiğini ifade etti.

Prof. Dr. Görmez, ayrıca, varlık sebepleri anne ve babaların, çocukların ihmal edilmemesi ve gücü olmayanlara bayram sevinci yaşatmanın, bugünlerde yapılacak en güzel davranışlar olduğunu söyledi.

Müslümanların, kurban ibadeti ile şefkatini, sevgisini ve merhametini ilan ettiğini anlatan Prof. Dr. Görmez, ''Kurban, Allah'a yakın olmak için yaptığımız bütün işlere denir. Kurban, bizi Allah'a yakınlaştırmak için var. Allah'a yakınlaşmak için yaptığımız bütün işler bizim Kurban'ımızdır'' dedi.

Prof. Dr. Görmez, konuşmasında, Kurban Bayramı'nda yapılacak nefis mücadelesinde herkesin ''Biz Allah'a ne kadar yakınız'' sorusunu kendisine sorması gerektiğini belirterek, bu yapıldığı takdirde yeryüzündeki kötülüklerin büyük bölümünün ortadan kalkacağını ifade etti.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, yaşanan sıkıntıların başlıca nedenlerinin ''insanların güç tutkusu'' ve ''sınırsız ve sorumsuz tüketim'' olduğunu kaydetti.

Kurban edilecek hayvanlara karşı merhamet, sevgi, temizlik ve çevre sağlığına dikkat edilmesi gerektiğini anımsatan Prof. Dr. Görmez, ''Dünyaya başka şekillerde yansıyacak ve yanlış anlamalara yol açacak davranışlardan uzak durarak kurban ibadetini yerine getirmek gerekir. Ama hiç kimse bize buradan hayvan sevgisi, hayvan hakları dersi vermeye kalkmasın. Biz, bir karıncayı incitmenin bile mahşerde soru olacağını idrak eden bir medeniyetin çocuklarıyız'' diye konuştu.

Prof. Dr. Görmez, camiyi yapan ve yaptıranlar ile restorasyon çalışmalarına katkıda bulunanlara teşekkür ederek, bayramın Türk ve İslam alemine barış ve huzur getirmesi temennisinde bulundu.

Prof. Dr. Görmez'in kıldırdığı namaza, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay ile binlerce vatandaş katıldı.

TARKAN NE DEMİŞTİ?
Okumak için diğer sayfaya geçiniz

[PAGE]



Paris’e hem iş hem gezi için gittiğini ifade eden Tarkan, Kurban Bayramı öncesinde Türkiye’ye dönerek Antalya’da konser vereceğini ve aile ziyaretleri yapıp, annesinin elini öpeceğini söyledi. Tarken, “Herkesin bayramını canı gönülden kutluyorum. Çok güzel bir bayram olsun. Olabildiğince az hayvan öldürülsün inşallah" dedi. Tarkan, haberlerde kurbanlık hayvanları görüp üzüldüğünü, hayvanların ölümlerini adeta geri sayım gibi beklediklerini belirterek, "Ben hayata farklı bakıyorum. Ama bazı gelenekler maalesef değişemiyor, keşke biraz değişse. Daha az hayvan öldürsek" dedi.

ÜLKENİN KİMLİĞİ VE KİŞİLİĞİ DE YOK OLUYOR

Allianoi antik kentinin son durumu ile ilgili düşüncelerini de ifade eden Tarkan, şunları söyledi:

“Allianoi örnek teşkil eden bir yer. Öyle bir yerin varlığının korunması ve kurtarılması ülkemiz için çok önemli. Gerçekten çok özel bir yer. Orayı korumanın aslında yöntemleri vardı. Baraj yapılmasına rağmen aslında orası korunabilirdi. Tabii, bunlar eksra maliyetler ama bunlar göze alınmalıydı. Türkiye’yi Türkiye yapan bu güzelliklerdir. Bunlar tek tek yok oldukça bence ülkenin kimliği ve kişiliği de yok oluyor. Ama bir mücadelemiz daha var, inşallah Hasankeyf kurtulur. Çok sayıda insan kurtarılması için imza attı. Ama maalesef ülkemizde ekonomik rant uğruna böyle yerler feda ediliyor. Üstelik de ömrü kısa olan projeler için. Enerji projelerinin ömrü kısa. Barajlar kırk yıl sonra ömrünü tamamlıyor. Ama tarihi eserlerimiz ve kültürel miraslarımız ebediyen yok ediliyor. Olmasa keşke, herşey para değil, herşey ekonomik rant değil"