BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,94
ALTIN 3.005,09
HABER /  GÜNCEL

Bayram namazı Cuma namazı yerine geçer mi?

Bayram günü Cuma'ya rastlarsa bayram namazı Cuma namazının da yerine geçer mi? İşte bu yıl Ramazan Bayramı'nın Cuma'ya denk gelmesi sonrası en çok merak edilen sorunun cevabı...

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- 2015 Ramazan Bayramı'nın cuma gününe denk gelmesiyle 'Bayram namazı ve Cuma namazı'nın nsıl kılınacağına dair sorular, kamuoyunda ön planda yer alan Hocalara en çok yöneltilen sorulardan biri oldu. Peki Bayram günü Cuma'ya rastlarsa bayram namazı Cuma namazının da yerine geçer mi? Bayram namazı bid'at mıdır? İşte cevabı...

BAYRAM NAMAZI VE CUMA NAMAZI

Yeni Şafak yazarı ve M.Ü. İlahiyat Fakültesinde İslam Hukuku Anabilim dalı başkanı Prof. Hayrettin Karaman, bugünkü yazısında bu sorulara cevap aradı. Özellikle de, IŞİD'in işgal ettiği Irak ve Suriye kentlerinde, 'bid'at olduğu gerekçesiyle yasakladığı' Bayram namazının bid'at olup olmadığı üzerine geniş açıklamalara yer verdi.

HER İKİ NAMAZ DA KILINACAK

Karaman, 2009'da da Bayram'ın cumaya denk geldiğini hatırlatarak, bu bayramda da cuma günü önce bayram namazının kılınacağı, sonra öğle vakti gelince de Cuma namazının kılınacağını belirtti.

MEZHEPLERE GÖRE 'BAYRAM NAMAZI VE CUMA NAMAZI'

Karaman, mezheplere göre bayram namazının cumaya denk gelmesi durumunda nasıl hareket edileceğini de şöyle açıkladı:

Zeyd b. Erkam ve Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği iki hadise dayanan bazı müctehidler: “Bayram namazı kılınınca Cuma muhayyer hale gelir, dileyen kılar, dilemeyen öğle namazını kılar” diyorlar.

Hanefilere ve Malikîlere göre Cuma namazının bütün günlerinde farz olduğuna dair deliller genel ve güçlüdür, rivayet edilen hadisler bunu değiştirecek güçte değildir.

İmam Şâfiî'nin dahil olduğu bir fukaha grubuna göre ise iki bayram namazından her biri ile Cuma namazı aynı güne geldiğinde, Cuma'nın şartlarının oluştuğu yerleşim yerlerinde (şehirlerde) oturanlara bayram namazından sonra vakti gelince Cuma namazını da kılmak farzdır. Cumanın şartlarının oluşmadığı yerlerde yaşayan ve bayram namazını kılmak için şehirlere gelen halka ise bekleyip cumayı da kılmak farz değildir.Zeyd b. Erkam ve Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği iki hadise dayanan bazı müctehidler: “Bayram namazı kılınınca Cuma muhayyer hale gelir, dileyen kılar, dilemeyen öğle namazını kılar” diyorlar.
Hanefilere ve Malikîlere göre Cuma namazının bütün günlerinde farz olduğuna dair deliller genel ve güçlüdür, rivayet edilen hadisler bunu değiştirecek güçte değildir.

İmam Şâfiî'nin dahil olduğu bir fukaha grubuna göre ise iki bayram namazından her biri ile Cuma namazı aynı güne geldiğinde, Cuma'nın şartlarının oluştuğu yerleşim yerlerinde (şehirlerde) oturanlara bayram namazından sonra vakti gelince Cuma namazını da kılmak farzdır. Cumanın şartlarının oluşmadığı yerlerde yaşayan ve bayram namazını kılmak için şehirlere gelen halka ise bekleyip cumayı da kılmak farz değildir.

TARTIŞILMASI GEREKEN VACİP Mİ SÜNNET Mİ OLDUĞU...

Karaman, "Bayram namazının meşru bir ibadet olduğunda ümmetin alimleri baştan beri ittifak etmişlerdir. Tartışılan konu bu namazın hükmü (vacib mi, sünnet mi…) olduğu hususudur." diyerek Bayram namazının bid'at olmadığını açıkladı.

İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:

İki konunun tartışıldığına muttali oldum: 1. Bayram günü Cuma'ya rastlarsa bayram namazı Cuma namazının da yerine geçer mi? 2. Bayram namazı bid'at mıdır?

İkinci soruya daha da şaşırmış olmalısınız.

Ama şaşırmayın, bu IŞID veya Dayiş denilen ama her ikisi de “İslam Devleti” ifadesini içerdiği için kendisi gibi ismi de sakat olan oluşumun kırdığı yumurta kırkı geçtiği, İslam'a verdiği zarar ölçülemeyecek boyutlara ulaştığı için “Bayram namazı bid'attır” demesi ve hakim olduğu yerlerde bu namazı yasaklaması beni şaşırtmadı, ancak “Ne günlere kaldık Allah'ım, bu belayı da İslam'ın ve ümmetin başından defet” diye dua etmeye sevketti.

Bayram namazının meşru bir ibadet olduğunda ümmetin alimleri baştan beri ittifak etmişlerdir.
Tartışılan konu bu namazın hükmü (vacib mi, sünnet mi…) olduğu hususudur.

Hanefî mezhebine göre bayram namazı, şartlarını taşıyan müminlere vacibdir. Bilindiği gibi vacib, farz ile sünnet arasındaki bir hüküm derecesidir. Delili farz demeye yeterli olmayan ancak güçlü bulunan bayram namazı için Hanefîler böyle demişlerdir.

Şâfiî ve Malikîlere göre müekked sünnettir. Bu mezheblerde, Hanefî mezhebindeki gibi (o manada) “vacib” kavramı bulunmadığı için Hanefîlerin vacib ediklerine de müekked sünnet dedikleri oluyor. Bu bakımdan bu üç mezheb arasında temelde bir farklılık bulunmadığını söyleyebiliriz.

Hanbelî mezhebinde ise bayram namazı, cenaze namazı gibi farz-ı kifayedir.

Bağdâdî taifesinin birçok sözü ve fiili gibi bu konudaki hükmü de ümmetin uleması tarafından kabul görmemiştir ve görmeyecektir.

Bayram günü, müminlerin haftalık bayram günü sayılan Cuma'ya denk düştüğünde nasıl davranılacağı, hangisinin kılınacağı konusunda farklı rivayetlere ve delillerin değerlendirilmesine bağlı olarak birkaç görüş vardır. Kafaları yormamak için sözü uzatmadan bu konuyu da şöyle özetlemek mümkündür: