BIST 8.908
DOLAR 34,29
EURO 37,03
ALTIN 3.029,35
HABER /  GÜNCEL

Bayrak krizi büyütülüyor diyenlere!

Mersin'de yaşanan olaylara duyulan tepkinin abartıldığını düşünen gazete ve gazetecilere, S. Yüksel Cebeci'den cevap geldi.

Abone ol

Mersin'de yaşanan bayrak yakma olayına tüm Türkiye'den tepkiler yağdı. Türkiye'deki bu tepkileri bazı gazeteler abartılı buldu. Bunun üzerine Sırrı Yüksel Cebeci "Suçluların teleşı"nı yazdı.

EVRENSEL Gazetesi, "Bayrak krizi büyütülüyor" diye başlık atmış habere. Yâni, Bayrak krizi büyütülüyor demeye getiriyor.

Aynı gazete, Mersin'de Nevruz kutlamalarının ardından yaşanan bayrak provokasyonunu fırsat bilen hükümetin, asker ve medyanın Kürt düşmanlığı üzerinden gerilimi artırırken emek ve demokrasiden yana partiler, sendikalar ve kitle örgütlerinin kışkırtmalara tepki göstererek sağduyu çağrısı yaptıklarını iddia ediyor.
Hürriyet Gazetesi'nde ise önceki gün, iki yazarın birbirinden çok farklı görüşleri vardı. Fatih Altaylı, Mersin'de Türk Bayrağı'nın yakılması olayının iki terbiyesiz veledin işi olduğunu öne sürerken, Ertuğrul Özkök, "Biliniz ki, bayrağı yere fırlatan o çocuğun arkasında mutlaka ve mutlaka vicdansız bir yetişkin vardır. O çocuğun cesedinden bile bir siyasi rant yemeye çalışan bir akbaba, bir alçak, bir sürüngen vardır" diyordu yazısında.

Doğrusu da budur ve Mersin'deki bayrak yakma girişimi, "iki veledin bireysel terbiyesizliği" diye basite indirgenebilecek bir olay değildir.

Ama bölücülere ve onların sözcülüğüne soyunanlara göre, bayrak provokasyonu (!), Kürt düşmanlığı üzerinden gerilimi artırmak için tezgâhlanmıştır. Adamlar, neredeyse, "Mersin'de bayrak yakma girişiminde bulunanlar Kürt değil, Türk'tür" diyecekler!

Kendileri itiraf ediyor

OYSA, bayrak yakma girişiminde bulunan cibilliyetsizlerin Kürt olduğunu iddia eden ve bu çirkin olayı Kürt düşmanlığı üzerinden gerilimi artırmak için kullanan yok. Dikkat edilirse, ülke çapındaki yoğun tepkilerin hedefi Kürtler değil, bayrak yakma girişiminde bulunanlar... Yani o iğrenç girişimin sorumlusu kim olursa olsun, Türk Milleti'nin tepkisinin şekli ve yoğunluğu değişmeyecekti.
Zaten Türkiye'de -medya başta olmak üzere- hiç kimse, "Mersin'de iki Kürt velet, bayrak yakmaya kalkıştı" demedi. Bunu diyenler, bölücü Kürtler, "Türk bayrağı Kürtler'in de bayrağıdır" demek, Mersin'deki çirkin olayın Kürtler'in işi olduğunun itirafı değil midir?

Bayrak asmayanlar

AYRICA, asla gözardı edilmemesi gereken başka gerçekler de var.

Medya'nın bayrağımıza saygısızlık yapılması karşısındaki tavrı genellikle olumluydu. Ancak, bu saygısızlığa tepki göstermeyip sessiz kalmayı tercih eden medya mensupları da oldu.

Bütün ülkede yaşanan bayrak coşkusu gerçekten gurur verirken, duyarsız kalanlar, evine ve işyerine bayrak asmayanlar da yok değildi. Mersin'deki çirkin olay, onların milli coşkusunu ve bayrak sevgisini tetiklemeye yetmemiş miydi? Yoksa bayrak mı bulamamışlardı? Böyle bir mazeret olabilir mi?

İşte o duyarsızların mantık dışı mazeretlerinin geçersizliğini gözlerine sokmak için, Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi bütün okurlarına bugün Türk bayrağı veriyor.

Bayrak asmak gibi olgun ve demokratik bir tepki kampanyasına -iyiniyetli çağrı ve çabalara rağmen- katılmaktan inat ve ısrarla kaçınanların vatanseverliğinden kuşku duymakta haksız mıyız?
Türk Bayrağı hepimizin namusu, onuru ve gururu olduğuna göre, o bayrağa yapılan saygısızlığa da hepimizin tepki göstermesi bir vatanseverlik ve vatandaşlık görevi değil midir?

"Türk Bayrağı Kürtler'in de bayrağıdır" diyenler evlerine, işyerlerine ve arabalarına Türk Bayrağı astılar mı?

YAZI:Sırrı Yüksel CEBECİ
H.O.TERCÜMAN