Baykal'ın Kıbrıs kehaneti

Baykal, Rumların uyguladığı tavrın 1 Mayıs'tan önce anlaşmayı önlemeye yönelik olduğunu savundu.

Çanakkale'de seçim faaliyetlerinde bulunan CHP lideri Baykal, otobüsle şehir turu atarak halkı selamladı. Daha sonra parti binasının açılışını yapan Baykal, burada gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Kıbrıs görüşmelerinin olumlu geçmediğini ifade ederek, "Görüşmeler ne yazık ki olumlu ve yapıcı bir anlayışla geçmiyor. Uzlaşma doğrultusunda hiç bir somut adım atılamamıştır. Bu konuda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yetkililerinin yaptıkları değerlendirmelerin tümü reddedilmiştir. Daha da önemlisi, bunlardan bir kısmının anlayışla karşılanıp gelecekte kabul göreceğine dair bir işaret de yoktur. Maalesef New York görüşmeleriyle kararlaştırılan mekanizmanın ilk aşamasında bir uzlaşma, bir uyum gerçekleşmemiştir. Ayın 21'ine kadar bu süreç devam edecek" dedi. Güney Kıbrıs Rum yönetiminin bir anlaşma olmasa da, biz nasıl olsa 1 Mayıs'ta Avrupa Birliği'ne gireceğiz anlayışı içinde olduğunu ileri süren Baykal, "Kıbrıs'ta iki toplumun beraber AB'ye girmesini sağlamaya ilgi göstermedikleri anlaşılıyor. Bu ayak sürüme Papadapulos'un yaptığı önerilerle ortaya çıkmış gözüküyor. 114 yasanın 1 Mayıs'ta çıkması şartını koştu. Bu yasalar çıkmazsa, referanduma bu konunun sunulamayacağını söylemişti. Önümüzdeki kısa süre içinde bu 114 yasanın çıkması sağlanır mı belli değil. Rumların bu tavrı 1 Mayıs'tan önce anlaşmayı önlemek istediklerini yansıtıyor. Sonunda Annan'ın karalaştıracağı planın ortaya çıkacağı gözüküyor" diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu doğrultuda Amerika yönetiminden bir güvence almış gibi bir tavır içerisinde olduğunu iddia eden Baykal, şunları söyledi: "O umut, o bekleyiş içinde, Türkiye bu mekanizmaya sokuldu. Şimdi o umudun gerçekleşeceğini hep beraber göreceğiz. Şu ana kadar umut verici bir tablo ortaya çıkmamıştır. Avrupa Birliği doğru olmayan bir siyaset içerisindedir". Baykal, basın toplantısının ardından 18 Mart Spor Salonu'nda CHP adaylarının tanıtımını gerçekleştirdi.